Merhaba! Öncelikle iyi tatiller. :)
Yarın pek vaktim olmayacak sanırım. Sizi de bekletmek istemediğimden erken yayınlayım dedim.
İyi okumalar. :)
--
''Ciddi ciddi o koca dağa tırmandın yani? Hem de sadece belinde ince bir halat varken?''
Güldüm. ''O kadar da ince değildi.''
''Delirmiş olmalısın. Bu o manyak araba yarışçılarıyla yarışlara katılmandan bile daha çılgınca.''
''Her şeyi denemek lazım değil mi?''
''Öyle derdim ama şu an emin değilim.''
''Seninle de tırmanabiliriz Peter.''
''Hayır, teşekkür ederim. Yaşamayı seviyorum.''
Gülerek portakal suyumdan bir yudum daha aldım.
Yaşamayı bende seviyordum. Özellikle bu kadar çok şey yaptıktan sonra hayatın fazlasıyla yaşamaya değer olduğunu anlamıştım.
Kısa bir sessizlikten sonra devam ettim.
''Ben adrenalin bağımlısı değilim. Hiç de olmadım. Sanırım... Jorge'den ayrıldıktan sonra kendimi neye vereceğimi bilemedim. Bir uğraş aradım kendime. Yapacak bir şeyler lazımdı ve bütün bunlar en büyük hayalimdi. Zaten gerçekleşeceklerdi. Böyle oldu.''
Evet, doğru söylüyordum. Bu kadar şey yaşadıktan sonra hala devam edip edemeyeceğimi bilmek istemiştim. Eğlenmek için yapmıştım her şeyi. Sadece o kısacık anlarda beynimin boşalmasını, sadece kendime ve hayatıma odaklanmayı seviyordum çünkü ihtiyacım olan tam olarak buydu.
Peter bir süre yüzüme baktı.
''Biraz konuşmak ister misin?''
İsterdim. Hem de çok. Duygularımı saklamak zorunda kalmadan, ne hissettiğimi açıkça ifade edip karşımdakinin endişelenmesinden korkmadan konuşmak isterdim. Çünkü hiç yapamamıştım bunu. Kızların gözünde daha da güçsüz gözükmek istemediğim gibi benim için endişelenmelerini de istememiştim. Diego'da da aynı durum geçerliydi, Fran'da da.Ciddi anlamda dolmuştum ve artık nefes alamıyordum.
''Tam ihtiyacım olan şey. Ama belki daha sonra. Şu an moralimi bozmak istediğimi sanmıyorum. Biraz da sen anlat bakalım.'' dedim zorla gülümseyerek.
''Pekâlâ. Babamın İspanya'daki işlerini yürütüyordum. Küçük iş gezileri yaptım. Şimdi de burada takılıyorum öyle. İş adamıyım yani.'' dedi sahte bir ukalalıkla.
''Ne güzel işte.''
''Ne demezsin.'' Gülerek Peter'a baktım.
''En azından bir düzenin var. Ben hala nereye ait olduğumu bilmiyorum.''
''İnan bana, ben de bilmiyorum.''
''Bütün yaptıklarım biraz olsun ne istediğimi bulmak içindi. Kendimi keşfetmek istiyordum. Ama hala elimde hiçbir şey yok. Etrafımdaki herkesin güzel bir hayatı var. İstediklerine sahip çoğu. Geç kaldığımı hissediyorum.''
''Yaşlanmışsın gibi konuşma Tini. Hepimizden çok daha iyi bir hayatın olacak.''
Cevap vermeden karşımdaki denizi izlemeye devam ettim. ''Çünkü bunu hak ediyorsun. Seneler sana masumluğundan ve iyiliğinden bir şey kaybettirmemiş. Artık o kız değilim diyorsun ama içinde yaşattığın kişi tam olarak o. Ona, onu bırakamayacak kadar çok bağlısın. Senin içinde o küçük kızı görmeyi seviyorum, diğer herkes gibi.''
![](https://img.wattpad.com/cover/23170802-288-k203822.jpg)