Selaam. Neyse ki bölümleri yetiştirebildim. Bu bölümden pek emin olamasam da sonrakiler fazlasıyla içime sindi. Okumanız için sabırsızlanıyorum. :D
Umarım beğenirsiniz. :)
''Yakın veya uzak olduğun zaman, her zaman, benimsin sen, benim sevgilim. Her zaman.''
—-
Peter'ın arkasından iki adım atmıştım ama Jorge'nin bakışları beni durdurmuştu. Delici bakışlarını kesecek bir söz bekliyordum. Tek bir kelime bile yeterliydi. Gözlerine yalvarırcasına bakmıştım neredeyse ama aldığım tek cevap içkisini yudumlaması olmuştu. Başımı iki yana sallayarak Peter'ın peşinden dışarı koştum.
Sıcak hava yüzüme çarptığında içerisinin serin olduğunu fark etmiştim. Asıl tuhaf olansa fazla terlemiş olmamdı.
Sağıma bakındığımda çok da kalabalık olmayan yolda yürüyen Peter'ı gördüm.
"Peter!" Ona doğru koşmaya başladığımda bana döndü. Yüzünde tuhaf bir ifade vardı.
''Dinlemen lazım.''
"Orada gerçekten iyiydin güzelim. Sahnede yani. Tebrik ederim."
Gözlerini ayırmadan bana bakıyordu. Yüzünde hafif bir gülümseme vardı. Ve bu beni korkutuyordu. Cidden hiçbir şey anlamamıştım.
"Teşe...'' Ne diyordum ben?
''Üzgünüm. Gerçekten üzgünüm Peter ben..."
"Gerek yok." diyerek sözümü kesti. "Sorun değil. Hadi dön şimdi. Üşüyeceksin."
Arkasını dönüp yürümeye başladığında kaşlarımı çattım. Ne saçmalıyordu böyle? Bu havada elbette üşümezdim. Başından savıyordu beni.
Tekrar peşinden gidip kolundan tuttum.
"Eve gidelim mi? Sana hala dairemizi gösteremedim. İnan bana, çok ha..."
"Hayır." Sözümü yine kesmişti. Sonra biraz daha yumuşak bir tonda devam etti. "İşim var."
"Peter..."
"Lütfen Martina. Git."
"En azından açıklayım."
"Açıklaman gereken bir şey yok.''
''Evet var.''
''Şarkıyı ona yazmıştın ve ister istemez ona karşı söyledin."
Sessizce gözlerine bakmaya devam ettim. "Değil mi?"
Başımı eğip onaylarcasına salladım. Ama aşamadığımı zaten bilmiyor muydu?
"Neden onunla karaoke gecesi yaptığımızı sorsam saçma olmaz herhalde."
Başımı kaldırdım. "Ben bilmiyordum. Gerçekten bilmiyordum geleceğini." Yalan değildi. Tamam, boş bulunup ben çağırmış olabilirdim ama geleceği kesin değildi. Bilmiyordum.
Elini yanağıma koydu. Kısa bir süre okşadıktan sonra dudaklarıma eğildi. Beni öptüğü süre boyunca neredeyse sadece durmuştum. Verdiğim karşılık varla yok arasındaydı.
"Bir şans istemiştim Tini. Ama sanırım daha çok denemeliyim. Sen de öyle. Zor zamanlar geçirdiğini biliyorum, ama gerçekleri sakın gözardı etme. Çünkü inan bana bir ilişkide en önemsediğim şey sadakattir. Bunu anlarsın diye düşünüyorum. Şimdi hadi dön ve eğlen. Yarın ararım seni olur mu, izin verirsen şimdi yapmamam gerektiğini bilsem de gideceğim."
Beni bırakıp yürümeye başladığında arkasından kısa bir süre bakıp derin bir nefes aldım. Evet gerçekten gitmemesi gerekiyordu. O benim erkek arkadaşımdı. Beraber içeri geçip 'herkese' bunu göstermeliydik.