Gözdağı

147 18 2
                                    

Terra bölgesi boyunca Prens Asahi'ye eşlik eden Terra muhafızları,demir mızraklarını üç defa yere sertçe vur-
du.Kalabalığın uğultusu kesildi,herkes
alanın diğer ucundan yere vururken yükselen,mızrakların metalik sesine
dikkat kesildi..

İşte..!Elleri arkasında başı dimdik,tö-
ren alanına adım atan genç veliaht,
o ana kadar Kral Ajura'nın üzerinde
olan bütün ilginin,ona doğru yönel-
mesine sebep oldu.Hayranlık dolu ba-
kışlar,sevgiyle bakan gözler..!Bu,Asa-
hi'nin zaten her zaman alışkın olduğu bir durumdu.

Asahi,babasının yanında oturan yüz-
leri sinsilikle kaplanmış yaşlı kabile li- derlerine baktı.Sinsiliklerini,korku,
kaygı ve dahası nefret dolu bakışları-
nı,yapay gülücüklerle maskelemeye
çalışıyorlardı.Ancak,bu halleriyle Asa-
hi'yi kandırabilmeleri oldukça güçtü.

Asahi elini kaldırıp,ona sevgiden kay-
naklı saygıyla bakan Abel Halkı'nı ay-
nı samimiyetle saygıyla selamladı.

Alınlarında şimşek sembolleriyle Ake-
miler,ayağa kalkarak,doğuştan  var o- lan beyaz kanatlarını titreştirdi.Uzun beyaz saçları,titreşen beyaz kanatları-
nın arasında beyaz tül bulutları halin-
de uçuşuyordu.Bu onların,prenslerini
kendilerine has selamlama şekliydi!
Dağatlar!Alınlarında pırıl pırıl kırmı-
zı balık sembolleriyle ne kadar da asil görünüyorlardı.Kulaklarının arkasın-
da belli belirsiz solungaçları ile,hep
birlikte aynı anda,ince tiz sesler çıka-
rarak,alanda bulunan herkesin kulak-
ları çınlattı.Bütün bir gezegen,Dağat-
ların daha yüksek ve daha uzun tiz sesler çıkararak,isterlerse düşmanla-
rını delirtebilecek böyle olağanüstü bir yeteneğe sahip olduğunu bilirdi..
Terralar!Gezegenin en zeki olanları.A-
kıl hocaları,çiftçiler,mimarlar..!Alınla-
rında bereketi temsil eden,ağaç sem-
bolünü sonuna kadar hak eden,topra-
ğın anası Arkadyanın torunları!Elleri-
ni göğüslerine vurup,"HUUU!"diye ba-
ğırarak öne eğildiler.

Böylece üç kabile ,prense olan sevgi ve bağlılıklarını göstermiş oldular.A-
sahi onlara gururla baktı.Abel'in üç
muhteşem kabilesine.Onlar,ileride a-
dalet ve barışla yönetmeyi düşündüğü çok sevdiği halkıydı.Galakside halkı bu kadar farklı özelliklerde olup,yine de barış ve huzur içinde yaşayan baş-
ka bir gezegen daha yoktu.Bir de me-
lezler vardı tabi.Ancak gezegende he-
nüz kabul görmedikleri için,onları bu- gün burada görmeyi beklemiyordu.A-
sahi ileride kral olduğunda,bu sorunu
mutlaka çözmeye karar vermişti..

Gezegendeki bu barışçıl uyum,aslında
Kral Ajura'nın ılımlı idaresinin sonu-
cuydu.Ancak bu aşırı ılımlı,biraz da
boşvermiş tutum,Ajura'yı bir yandan hem yoruyor,hem üç kabile liderinin ortalarda bildikleri gibi at koşturma-
larına ve şahsi servetlerine servet kat-
malarına sebep oluyordu.Her şeyin farkında olan Kral Ajura,gezegende  barış ve huzur ortamının devamlılığı için onlara göz yummayı tercih edi-
yordu.İşte Asahi bu noktada babasın-
dan farklı düşünüyor,çoğu zaman bu
konuda onunla çatışıyordu.Asahi'ye göre barış,bu şekilde inşa edilecekse
hiç edilmese de olurdu.Bir seferinde
bu konudaki düşüncelerini babasına
açık açık ifade eden ve onun hiddetiy-
le karşılaşan Asahi,ne olursa olsun ka-
bile liderlerini kendisine düşman e-
dinmemesi gerektiğini belirten baba-
sıyla,volümü gittikçe artan bir tartış-
manın içerisine girmişti.Sonunda kral fenalaşarak yatağında günlerce hasta yattığında,Asahi bu konuyu ona bir daha açmamaya karar vermişti.Asahi kabile liderlerine tiksinerek baktı.Diş-
lerinin arasından

"Günü geldiğinde..!
"Elbet o gün geldiğinde hesaplaşaca-
ğız!"
"Haksız yere servet edinmenin sonuç-
larına katlanacaksınız!"diye mırıldan-
dı.

Asahi'nin kendi kendine konuşmala-
rına alışkın olan Haru,yine de böyle
herkesin içinde kabile liderlerinin gözlerinin içine bakarak konuşmasına
şaşırmıştı.Onu iyi tanıyan biri olarak,
dediklerinin ne anlama geldiğini ve bir defa kararını verdiğinde neler ya-
pabileceğini de biliyordu.Boğazını te-
mizleyerek,prensi artık tören alanına
inmeleri gerektiği konusunda uyardı.
Asahi sert ve kararlı adımlarla,merdi-
venlerden inerek,yeşil giysili Terrala-
rın arasında ilerledi.Terralar eğiliyor,
yanlara doğru açılarak,geçmesi için o- na yol veriyordu.Asahi kendini,yeşil buğday tarlasını yararak ilerleyen,
vahşi bir Bagati Atı gibi hissetti..

Alanı yarıp,onu babasının olduğu platforma çıkaracak,kırk basamaklı merdivenlerin başına ulaştığında,hiç beklemeden basamakları bir çırpıda çıkıverdi.Haru ona yetişmekte zorla-
nıyordu.Basamaklar bitip de babası-
nın önüne geldiğinde durdu.Eğilerek onu saygıyla selamladı.Her ne kadar
baba sevgisinden uzak bir çocukluk  geçirmiş ve bugünde siyasi fikir,idari yönetim gibi birçok konuda farklı dü-
şüncelerde olsalar da,o,yine de onun çok sevdiği babasıydı.Kral Ajura,oğlu-
na sevgiyle baktı.Onun ne kadar bü-
yüdüğünü ve her geçen gün annesi  Yua'ya daha da benzeyen genç ve ya-
kışıklı bir adama dönüştüğünü hay-
retle fark etti..

Asahi ayağa kalktığında kabile lideri
ile göz göze geldi.Tehditkar gözlerini kabile liderlerinden ayırmadan,bir eli kılıcının kabzasında,öylece bekledi.A-
celesi yoktu.Bu anın tadını çıkarma-
lıydı.Kabile liderleri sağa sola bakıyor,
adeta ağlamaklı yüzlerle gözlerini on-
dan kaçırıyordu.Durumun farkında olan Kral Ajura,eliyle yerine geçmesi
için işaret verdi.Babasının hemen ya-
nında,kendisi için ayrılan gümüş işle-
meli tahtına doğru ilerleyen Asahi,ha-
la gözlerini onlardan çekmiş değildi.
Siyah pelerinini arkasında havalandı-
rarak yerine oturduğunda,Akemi lide- ri Sora'nın yaşlılıktan artık iyice tüy-
leşmiş beyaz saçları havalandı.Huzur- suzca saçlarını düzeltti.Cesaretini top-
layarak,yavru kediyi andıran garip  bir ses tonuyla,Asahi'ye halini hatrını
sordu.Ona şöyle bir dönüp bakan Asa-
cevap verme gereği bile duymadı.Son zamanlarda halsiz,solgun ve genellik-
le mutsuz gördüğü babasına dönerek

"Sevgili babam!Bugün sizi dinlenmiş
ve oldukça canlanmış görüyorum!Size
uzun ve sağlıklı bir ömürler dilerim!"
dedi.

"Sen de sevgili oğlum!Her geçen gün
beni daha çok gururlandıran zeki,çe-
tin bir savaşçıya dönüşüyorsun!"

Baba ile oğulu nefessiz bir şekilde iz-
leyen kabileler,gururlanarak bu anın tadını çıkarıyordu.Kral Ajura yavaşça ayağa kalktı.İleride,merdivenlerle çı-
kılan daha yüksek bir platformda,ma-
vi alevler içerisinde bir meşale yanı-
yordu.Kral Ajura ağır ağır çıktığı mer-
divenlerin sonunda,platformun tepe-
sinde onu bekleyen Dağatlı genç kızın uzattığı meşaleyi alarak havaya kal-
dırdı.Büyük bir coşku ve gururla,her-
kesin duyabileceği bir sesle,

"SEVGİLİ ABEL HALKI!"

"OĞLUM ASAHİ'NİN OKŞİ TÖRENİNİ BURADA BAŞLATIYORUM!!"diye ba-
ğırdı.

Kalabalıkta bir sevinç çığlığı koptu..!
Aynı anda Abel halkı sağa sola salla-
narak,hep birlikte neşe içerisinde şar-
kılar söylemeye başladı..

Karanlık Prens Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin