Gece Uzun Kraliçem

90 7 5
                                    

Miyuki kraliyet ailesinin kaldığı Ake-
mi bölümüne daha önce de gelmişti.
Prensin,babası Kral Ajura'yı kaybetti-
ği geceydi ve kapısının önünde saat-
lerce beklemişti.Ancak her zaman Hi-
kari'nin ballandıra ballandıra anlattı-
ğı o meşhur Akemi salonunu ilk defa görüyordu.

Miyuki etrafına baktı,prens henüz or-
talarda görünmüyordu.Hikari'nin bit-
mek bilmeyen öğütleri canını sıksa da
ona aldırmadan etrafı incelemeye ko- yuldu.Sis bulutları içerisindeki salo-
na,beyaz ve mavi tonlar hakimdi.İki katlı salona merdivenlerle inilip çıkı-
lıyordu.Salonun ikinci katında,üç ka-
bilenin kızlarını ve melezleri birbi-
rinden ayıran localar,locaların önün-
de ağır ağır salınıp duran beyaz,ince-
cik tüller vardı.Tüllerin öyle ince bir dokusu vardı ki,zaten herzaman sisli bulutlar içerisinde olan Akemi salo-
nunda,dikkatli bakılmadıkça,bulut mu,tül mü oldukları ayırt edilemiyor-
du.

Geniş cam tavandan,salonun ortasına gümüş halatlarla sarkıtılan avizeleri,
minik kristal Akemi Kelebekleri süs-
lüyordu.Tavandan içeri süzülen,And-
romeda Galaksisi'nin renk renk ışık
hüzmeleri,kristal kelebekler arasında
dolaşarak yansıyor,salondakilere san-
ki rüyadalarmış hissini veriyordu.Yu-
karının bunca ışıltısına karşın,salo-
nun alt katı çok daha loş,çok daha sa-
kindi.Mavi mermer zeminin en ucun-
da üç kabilenin sembollerinin işlendi-
ği,altın bir taht vardı.Kral Ajura'nın tahtı.Asahi'nin tahtı..

Sonunda kulağının dibinde sürekli ko-
nuşup duran,Hikari'nin sesi kesildi.
Asahi yanında Haru,Dadı Ning ve Hi-
roşi ile birlikte salona girdi.Hepsin-
den uzun boyu,kararlı ve kendinden emin adımlarıyla,onu ilk defa gören-
lerin bile hemen ayırt edebileceği,te-
reddütsüz"İŞTE GELECEĞİN ABEL KRALI!"diye göstereceği bir asaletle yürüyordu Asahi.İki kolunun bilekle-
rini dirseklerine kadar saran siyah de- ri bileklikleri,kaslı vücudunu ortaya çıkaran sade,siyah giysileriyle,gecenin son dansını o yapacakmış izlenimini veriyordu.Localarda oturan kızlar a- yağa kalktı.Muhafızlar mızraklarını yere vurdu.Hep birlikte eğilerek pren-
si selamladılar.

Asahi başını kaldırdı.Üst kata,kızların olduğu localara bakıyordu.Odasında,
hazırlanırken,kızın Hikari ile banyo-
daki hararetli atışmalarını duymuştu. Ayrıca genç hizmetli kızların Miyuki'
nin  vücudunun zarifliğini anlatan öv- gü dolu fısıltılarını da ilgiyle dinlemiş olan Asahi,onu bir an önce görmek i- çin sabırsızlanıyordu.Asahi hala ayak-
taydı.Herkes,şölenin başlayabilmesi
için onun oturmasını bekliyordu.Etra-
fındakilerin meraklı bakışlarına aldır-
madan,localara bakmaya,gözleriyle Miyuki'yi aramaya devam etti.

Öte yandan henüz prense görünmek istemeyen,Hikari'nin arkasına sakla-
narak prensi izleyen Miyuki'nin nefe-
si kesildi.İster istemez

"Bu kadar yakışıklı olmak zorunda
mısın!?"diye fısıldadı.

Aynı anda elini dudaklarına bastırdı.
Asahi'nin onu duyduğuna emindi.Ni-
tekim prens gülümseyerek onun oldu-
ğu locaya baktığında,göz göze geldiler.
Aynı anda başını geriye çekip,iyice Hi-
kari'nin arkasına saklanan kız"Gözle-
rinden önce,kulakları duyuyor.Tam  bir yarasa!"diye düşündü.

Miyuki'nin beğeni dolu sözlerini du-
yup keyfi yerine gelen Asahi

"Demek ki benden saklanıyorsun.Öyle olsun.Gece uzun kraliçem!"diye mırıl-
dandı.

Arkasını dönerek,altın işlemeli tahtı-
na oturdu.Eliyle Hiroşi'ye şöleni baş-
latın işaretini verdi.Haru ayakta Asa-
hi'nin yanındaki yerini aldı.Akemili muhafızlara Haru için bir koltuk geti-
rilmesini emreden Asahi,Haru'nun itirazlarını dinlemedi.Dadı Ning ,Ai ve Bao'da prensin hemen yanında,kendi-
leri için özel olarak yere konulan,ipek yastıklara oturarak yerlerini aldığıkla-
rında müzikler başladı.

Günün ilk dansı Terralı Sakura ve Mi-
nato'ya aitti.Kızların sergilediği savaş dansı ortamı coşkulandırırken,Dağatlı Yuma'nın mavi pul pul kıyafetlerinin içinde oynadığı "Deniz kızının gözyaş-
ları "isimli geleneksel Dağat dansı her- kesi hüzünlendirdi.Daha sonra Ake-
mili  Kasumi'nin dansına geldi sıra.
Hakkını vermek lazımdı.Beyazlar içe-
risindeki kızın dansı,gökyüzündeki
bulutlar gibiydi.Kızın bir ileri,bir geri, beyaz kanatlarını açıp kapatarak yap-
tığı dans,Dağatlı Haru'yu bile büyüle-
miş gibiydi."Şanslı Kasumi!Benim de kanatlarım olsaydı.."diye düşündü Mi-
yuki.

Bu arada kızlar oynarken,prensin tep- kilerini merak eden Miyuki,gözünü prensten ayırmıyordu.Prens oldukça mutlu görünüyordu.Salona ilk girdiği an hariç,gecenin başından beri Asahi'
nin onun olduğu locaya başını bile çe- virip bakmadığını gören Miyuki,içten içe bu duruma anlam veremeyerek
üzülüyordu.Aslında prensin onu ve dansını ne kadar merak ettiğini,onu bir an önce görmek için ne kadar sa-
bırsızlandığını bilseydi..

"Gözlerini oyacağım uyuz yarasa!Ne-
reye bakacağını bilmiyor musun!"söz-
leri Miyuki'nin ağzından dökülüverdi.
Asahi şaşırdı.Başını az önce onu gör-
düğü melezlerin locasına çevirdi.Onu
göremedi.Başını iki yana sallayarak tekrar önüne döndü.Gözlerini çizme- lerine dikerek

"Kıskanıyor muyuz kraliçem!"diye mı-
rıldandı.

Hoşuna gitti.Akemili Ai'nin gümüş  tepside ona uzattığı,Saki Sütü'nü bir yudumda içerek,bardağı tepsiye koy-
du.

Eğilerek prensten son anda saklanan kız,bu sefer Rin'in ayaklarının dibin-
deydi.Hikari ona dalga geçerek baktı.

"Birazdan senin sıran geliyor küçük hanım.Böyle tavşan gibi saklanmaya
devam mı edeceksin?"diye sordu

Eğildiği yerden başını kaldırıp,Hikari'
ye çakmak çakmak gözlerini dikip ba-
kan Miyuki

"Ne o saklanırsam,beni tilki gibi kova-
layacak mısın Hikari?"diye sinirle kar
şılık verdi.

Hikari ile kızın arasında geçen konuş-
mayı büyük bir keyifle dinleyen Asahi

"Tavşan gibi saklanırsan,Hikari'yi bil-
mem ama,benim seni kovalayacağım
kesin güzelim!"diyerek kendi kendine
güldü.

On dakika sonra..

"Hadi küçük hanım!Sıra sizde!"dedi Hikari.

Miyuki doğruldu,saçını başını düzel-
terek, merdivenlerin başına doğru i- lerledi.

Karanlık Prens Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin