Bir hafta sonra..
Tayi Dağı'nın buz gibi kaynak suyuyla beslenen Terra kraliyet havuzunda,cı-
vıl cıvıl sesler yankılanıyordu..Dağatlı Yuma,Akemili Kazue,Terralı Sakura ,
Minato,Rin,Hikari,Miyuki,hatta Bao ve Ai ile birlikte gelen Dadı Ning bile!Bahar ortası bu güzel günde,gizli bir barış ittifakının şovalyeleri gibi,kavga
etmeden şakalaşarak,havuzun tadını
çıkarıyordu.Etrafta koşturan,Dağatlı hizmetli kız-
ların taşıdığı turkuaz renkli kristal ta- baklarda,mor iri taneli üzüm salkım-
ları ikram ediliyor,çeşitli şekil ve bü-
yüklükte sulu,birbirinden leziz orman meyveleri dolu kaseler,istenilmesi du-
rumunda kenarda masalarda hazır bekletiliyordu.Normalde her zaman egzotik kokulu bitki yapraklarıyla beslenen havuzda,bugüne has sadece
beyaz lotus çiçekleri yüzüyordu.Tayi
Dağı'ndan gelen kaynak suyun,özellik-
le ilkbaharda,bir gençlik iksiri gibi cil-
di güzelleştirdiği,görünen bütün ince yaraları onardığı biliniyordu.Bu yüz-
dendir ki,komşu gezegenlerin asil ha-
nımları bu mevsimde birkaç günlüğü-
ne gezegene kabul edilerek,suyun bu olağanüstü iyileştirici ve güzelleştirici
özelliğinden faydalanmalarına imkan sağlanıyordu.Miyuki,Dadı Ning'in tüm itirazlarına
rağmen,Kasumi'nin Hanza kuşu tara-
fından yaralanan yüzünün iyileşebil-
mesi için onun da saraya kabul edil-
mesini istemiş,sonunda bunu Asahi'-
ye sorması gerektiğini belirten dadı,
ancak onun iznini aldıktan sonra Ka- sumi'yi saraya kabul etmişti.Geniş turkuaz renkli mermer kapı,so-
nuna kadar açıldı..!Komşu gezegenle-
rin krallıklarından oldukları belli kız-
lar,yanlarında hizmetlileriyle birlikte içeri girdi.Çok beklemeden,bu cıvıl cı- vıl cenneti andıran ortama uyum sağ- layan kızlar,neşeli çığlıklar atarak Lo-
tus çiçekleri dolu geniş havuza koştu-
rarak girdi.Kasumi de arkalarındaydı.
Miyuki'ye selam vererek havuza giren Kasumi'nin yüzü,beklediği kadar kö-
tü görünmüyordu.Sevindi!Üstelik sa-
kin,huzurlu ve durulmuş gibiydi Ka-
sumi.Anlaşılan Hanza kuşu,kızın Ake-
mili beyaz yüzünü yaralamış olsa da,
bir yandan sinsi ruhunu da tedavi et-
misti.Miyuki'nin gözleri,yüz yirmi ya-
şını çoktan devirmiş Dadı Ning'e takıl-
dı.Gözleri zaten her zaman küçücük siyah boncukları andıran dadının göz- leri iyice kısılmış,ne zaman geleceği belli olmayan Kasumi'nin sözlü kılıç
darbelerini bekliyor gibiydi.Havuzda-
ki cıvıltılara kulak kabartırken,aniden yükselen seslere istemsizce bakmak zorunda kalan dadı,şimşek hızıyla dö-
nüp gözlerini tekrar Kasumi'ye kilitli- yordu.Dadı için havuz,artık bir işken-
ce halini almıştı.Rin'i dirseğiyle dür-
tükleyerek dadıyı işaret eden Miyuki,
kahkahasını zorlukla bastırdı..Şu anda Miyuki'nin endişeleneceği en
en son kişi Kasumi idi.Onun dikkatini
daha çok,havuzun diğer ucunda neşe-
li kahkahalarını esirgemeyen ve Hura
gezegeni Kral Peju'nun kızkardeşi ol-
duğunu öğrendiği,genç kız çekiyordu.
Onu ilk defa bu sabah,Asahi'nin kom-
şu gezegen krallarını karşıladığı Tiera Kapısı'nın önünde,Kral Peju'nun he-
men yanında görmüş,hiç sevmemişti.
Kızın,Kral Peju'nun yanından sıyrıla-
rak öne çıkıp,Asahi'ye yaptığı abartılı reveransı hala gözlerinin önündeydi.
Dong Gezegeni kralı Sanko'nun,kızıl saçlı kız kardeşiyle koyu bir sohpetin içindeydi kız.Herhalde Asahi'ye nasıl
daha şirin görünebileceğinin planları-
nı yapıyordu..!Az önce onunla birlikte içeri giren diğer kızlardan oldukça kı-
sa olmasına rağmen,dalgalı uzun sarı saçları,beyaz teni ve ışıl ışıl parlayan yeşil gözleriyle garip bir çekiciliği var-
dı kızın.Miyuki,gözleriyle Kasumi'yi a- deta döven dadıyı dürtükleyerek"Asıl
tehlike burada dadı!"diyebilmeyi çok
isterdi ama,doğrusu ona alay konusu olmaya niyeti yoktu!Bütün bedenini,
daha önce hiç hissetmediği garip bir duygu sardı.Ne oluyordu ki şimdi bir-
denbire ona?Hemen toparlamalıydı
kendini.Akşama fener festivali vardı.
Gerilmiş,iyice kanı çekilmiş bir yüzle festivale gitmek istemiyordu.Arkasına yaslanarak,havuzun keyfini çıkarma-
ya karar verdi..Kavza ve Şogar'ın başına gelen acılı ö- lümlerinin onlarda yarattığı korkuya rağmen,meraklarına yenilen dış geze-
gen kralları,sabahın erken saatlerinde
kız kardeşleriyle birlikte geldikleri ge-
zegende Asahi tarafından oldukça iyi karşılanmış,rahatlamışlardı.Abel hal-
kının,akşamın alacakaranlığında elle-
rinde rengarenk fenerleriyle yürüye-
rek ilerlediği uzun korteje,atlarının ü- zerinde eşlik ediyorlardı.Gezegenin kızıl güneşi son ışıklarını toplayıp ya- vaş yavaş ufukta batarken,Abel'in iki ayı Aren ve Şiva,nöbeti devralarak bu
renkli korteje eşlik etmeye başladı.A- bel,gerçekten de büyüleyici bir geze-
gendi.Yirmi dakika önce,Tiera Kapısı'-
nın önünde Abel halkının katılımıyla başlayan kortejin yürüyüşü Terra Or-
manı'na kadar devam edecek,oradan fenerlerin gökyüzüne doğru salınaca-
ğı Dağat Okyanusu kıyılarında sona e- recekti.Miyuki,komşu gezegenlerin krallıkla-
rından gelen kızlarla birlikte,kendile-
rine tahsis edilen asil Bagati atlarının üzerinde,Asahi'nin hemen gerisindey-
di.Az önce Tiera Kapısı'nın önünde,
Kral Peju'nun onunla tanıştırdığı ve isminin Asine olduğunu öğrendiği kız
kardeşiyle,yan yana atını sürüyordu.
Miyuki,Kral Peju'nun sinsi bakışlarına alışkındı ve artık umursamıyordu.An-
cak,başlarını çevirerek,ona fütursuz-
ca bakan diğer krallara da ne oluyor-
du böyle?Akıllarından zorları mı var-
dı ne!Sırtını delip geçecek kadar,göz-
lerini Asahi'ye dikmiş Asine,zaten onu
yeterince deli ediyordu.Bir de onların
bu saçma sapan bakışlarını çekmek zorunda mıydı?Aniden öyle bir ofladı ki,Asahi'yle birlikte orada olan herkes dönüp ona baktı.Bir süre onu dövecek
hatta öldürecekmiş gibi bakan Asahi'-
nin gözlerinden kaçması zordu."Anlaşılan kraliçeniz fener festivalle-
rini pek sevmiyor!""Baksanıza sıkıldı galiba!"diyerek bir kahkaha attı Kral Sanko.
"GEZEGENİNİZDE!"diyerek aniden se-
sini yükseltti Asahi.Dirseğini dizine dayayarak,Sanko'ya doğru eğildi.Başını hafifçe eğerek,göz-
leri dışında bütün yüzüne yayılan bir gülümsemeyle Sanko'ya gülümsedi."Adaleti tahsis etme festivalleri nasıl gidiyor Sanko!"diye fısıldadı.
Kahkahası yüzünde donan Sanko ir-
kildi.Asahi'nin şaka mı yaptığı,ciddi mi olduğu belli değildi.Ancak Sanko o
kapkara gözlerin içinde,siyah duman-
sı bir karaltının uçtuğuna yemin ede-
bilirdi..Yirmi dakikadır şarkılar söyleyerek gecenin karanlığında ilerleyen kortej,
sonunda Terra Ormanı'na ulaştı.Mi-
yuki iyice yorulduğunu hissetti.Atın-
dan bir çırpıda atlayarak Miyuki'nin şaşkın bakışları arasında Kral Peju'-
nun kız kardeşinin yanına giden Asa-
hi,kıza elini uzatarak inmesine yar-
dım etti.Hiç düşünmeden Asahi'nin u- zattığı eli tutarak atından inen kızın mutluluğu her halinden belliydi.En az Miyuki kadar Kral Peju ve diğer kral-
lar da şaşkındı.Kral Peju'nun bakışla-
rına aldırmayan Miyuki atından indi.
Bacaklarının dinlenmeye,beyninin az önce yaşadığı olayı sindirmesine ihti-
yacı vardı..Terralı genç kızların taşıdığı hasır se-
petlerde birazdan toprağa ekilmek ü-
zere bekletilen Lotus tohumları vardı.
İri yarı ve cüssesinden hiç beklenme-
yecek incelikteki sesiyle,orta yaşlı Ter-
ralı bir kadının dokunaklı sesi duyul-
du.Miyuki dalgın dalgın,gözleri dolu dolu kadının söylediği sözleri mırılda-
narak ona eşlik ediyordu.Her bahar anneannesiyle birlikte göl kenarına Lotus tohumları ekerken,güle oynaya
söyledikleri şarkının sözlerini nasıl u- nutabilirdi ki?Arkasını dönüp kısacık bir an ona bakan Asahi,başını hemen önüne çevirmişti."Lotus tohumları o kadar serttir ki!Bu
sertligi yüzünden toprağın altında bin-
lerce yıl dayanır.Onları traş etmediğin
sürece filizlenmez!Tohumun çiçek aç-
ması için ona zarar vermek gerekir Mi-
yuki!"derdi anneannesi.Terralı genç kızların,gümüş bıçaklarla yaraladıkları Lotus tohumları etrafta
bekleyen kızlara veriliyor.Tohumları alan genç kızlar onları tek tek toprağa ekiyordu.Asahi de ona uzatılan bir a- vuç dolusu tohumun,bir kısmını Kral Peju'nun kız kardeşine vererek elinde kalanları toprağa ekti.Öte yandan saz-
ların arkasına saklanarak torununu
metanetle izleyen anneanne,sessizce mırıldanıyordu."Sen de bu lotus tohumları gibisin Mi-
yuki.Malesef çiçek açabilmen için,ön-
ce yaralanman gerekiyor!Merak etme
kızım,yaralandıkça güçleneceksin!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Prens
FantasyPrens Asahi,uzun kirpiklerinin çevrelediği kapkara gözleriyle, Akemiler'in yaşadığı gökyüzüne baktı.Pencereyi açıp bulutlara elini uzatsa,elinin ıslanacağından emindi.Aşağıda Terra bölgesinde, hala ışıkları yanan evler vardı.Dağatların okyanusuna ya...