Gök Şehri

66 7 9
                                    

Pulsar atlarının çektiği,uçan Kraliyet gemisi,Akemi Sarayı'nın geniş terası-
na yanaştı.Üzerindeki dev kristal ha-
va balonu,kalın çelik halatlarla gemi-
nin dört köşesine bağlanmış ve gemi-
nin havada dengede durmasını sağlı- yordu.Miyuki,gözlerini dev kristal ba- londan ayıramıyordu.Sanki dev bir su damlası gökyüzünde,havada bir anda
öylece donmuş,üzeri minik kristaller-
le kaplanmıştı.

"Olağanüstüüü!"diye mırıldandı.

Asahi kıza sevgiyle baktı.Onun bu bü-
yümemiş,çocuksu halleri hoşuna gidi-
yordu.

"Kraliçem!"

"Akemilerin yaşadığı gök şehrini me-
rak ediyordun!"

"Bugün seni oraya götürüyorum!"de-
di.

Miyuki,prenslerini görmeleriyle se-
vinçten kişnedikleri belli ve sabırsızca toynaklarıyla havayı döven dört Pul-
sar atına sevgiyle baktı.Ne kadar hey- betli görünüyorlardı.Üşümesin diye prensin üzerine verdiği,yakası kürklü beyaz kadife pelerinini arkasında sa-
vurarak,heyecanla atların yanına koş-
tu.Prensin arkasından"Dikkat et düş-
me Miyuki!"diye seslendiğini duydu..
Miyuki,prensin ona zaman zaman adıyla,zaman zaman da kraliçem diye seslenmesine alışmıştı.Kraliçem diye-
rek onu onore ediyor,Miyuki diyerek
samimiyetini dile getiriyordu.Oysa o, henüz ona ismiyle bile hitab edeme-
mişti.

Miyuki ona en yakın Pulsarın başını okşamaya başladı.Hayvan memnuni-
yetsiz,başını aniden geriye çekince,o-
na doğru eğildi.Yelesini okşayarak ku-
lağına bir şeyler fısıldadı.Kadife gibi kulaklarını,bir kelebeğin kanatları gi-
bi titreten ve kişneyerek itaatkar bir biçimde başını onun göğsüne yasla-
yan Pulsar onu güldürdü.

Uzun ama sakin adımlarla kızın yanı-
na giden Asahi,gözlerini Pulsar'ın be-
yaz yelesini okşayan kızın ince ve na-
rin parmaklarından ayırmıyordu.Kız
Pulsarla konuşuyor,gözlerinin içinde yıldızlar patlatarak gülüyordu.Sonun-
da Pulsarın yüzünü,gözünü ve yanak-
larını öpmeye başladığında,kızı elle-
rinden tutup sabırsızca kendine doğ- ru çevirdi.Haru'ya getirttiği siyah deri eldivenleri kızın ellerine geçirdi.

"Bu kadar yeter!Yola çıkma vakti!"de-
di.

Elinden tuttuğu kızı,arkasında sürük-
lercesine bir kaç adımla uçan Kraliyet gemisinin yanına getirdi.Akemi mu-
hafızının açtığı kapıdan güverteye at-
ladı.Onu belinden tuttuğu gibi kaldı-
rarak içeride,güvertede duran  geniş kadife koltuğa,hemen yanına oturttu.
Geminin her yanında kapalı şömine-
lerde yanan Kavçak odunları,güverte-
teyi yeterince ısıtıyordu..!Ancak yine  de dizlerine örtmesi için kıza kenarda duran ipek battaniyelerden birini ver-
di.Haru güverteye atladı.En az yirmi metre uzunluğundaki geminin ön ta-
rafına giderek,ayakta beklemeye baş-
ladı.Kendi Pulsarlarına binmiş uzun boylu seçkin Akemi muhafızları,uçan Kraliyet gemisinin etrafını belli aralık
lıklarla çevirmiş,mızrakları ellerinde hareket etmeye hazır bekliyordu.Asa-
hi elini kaldırdı.Haru işaretini verdi.

Pulsar atları kişneyerek şahlandı!Dev
kanatları açıldı.Ağır ağır inip kalkma-
ya başlayan kanatlarının oluşturduğu ani rüzgar,terasta duran Rin ve Hika-
ri'nin ayaklarını yerden kesti.Birbirle-
rine tutunarak ayakta kalmaya çalıştı-
lar.Pulsar atları ileriye atıldığında,Mi-
yuki nefesini tuttu.Aniden harekete geçmenin etkisiyle,kadife koltukta ge- riye doğru sarsıldığında,prens sarıla- rak onu kendine doğru çekti.

"İlk kalkış her zaman biraz sarsıntılı
olur kraliçem!"

"Bana tutun!"dedi.

Miyuki prense yaklaşarak iyice sokul-
du.Yirmi metrelik Kraliyet gemisinin halatlarla bağlı olduğu dev hava balo-
nu,sürüklenerek harekete geçti.Ake-
milere,gökyüzündekilerin şehrine  doğru yola çıktılar..

Karanlık Prens Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin