Masada Çörek Yok

94 15 0
                                    

Miyuki yavaş yavaş gözlerini açtı.Ka-
pının yanında ayakta bekleyen genç
Dağatlı kız,kokusu burnuna kadar ge-
len tertemiz çarşaflar tutuyordu elin-
de.Başını çevirdi.Odanın diğer ucun-
da Hikari,hararetle Rin'e bir şeyler söylüyordu.Kimbilir hangi emirleri yağdırıyordu yine!Uyandığını ilk fark
eden Rin oldu.Hikari'nin ne dediğini
artık dinlemeyerek yanına koştu.Elle-
rini avuçlarının içine alarak sımsıcak bir gülümseme yolladı.Ne kadar da sı- caktı elleri,ve ne kadar da samimiydi
gözleri.Tıpkı kalbi gibi.Boşuna deme-
mişler"Gözler kalbin aynasıdır!"diye.
Hikari'nin elinde çarşaflarla bekleyen kıza seslendiğini duydu.

"Daha ne diye duruyorsun orada!"

"Hemen gelip çarşafları değiştir!"

Miyuki gözlerini kapatıp tekrar uyu-
mak istedi..

Rin'in yardımıyla terden sırılsıklam olmuş geceliğinden kurtulan Miyuki,
çarşafları göz açıp kapayıncaya kadar değiştirilen yatağına tekrar uzandı.İlk
aklına gelen,dün gece sayıklarken ya- nında ayakta durup,onun durumunu soran karaltıydı.Sanki aklına birden bire gelmiş gibi,öylesine,bir çırpıda  sordu.

"Prens dün gece burada mıydı?"

Elinde taze sıkılmış bir sürahi dolusu
meyve suyuyla içeri giren Terralı kıza,
sürahiyi koyacağı yeri işaret eden Hi-
kari gayet soğukkanlıydı.Tıpkı onun  gibi bir çırpıda cevap verdi.

"Prensin yapacak bir sürü işi var,rüya
görmüş olmalısınız!"

Demek rüyaydı.Gözlerinin önüne,dar-
ağacında sallanan kabile liderlerinin görüntüsü geldi.Tabi ya doğru!Yapa-
cak bir sürü işi vardır.Bir sürü de gü-
zel iş yaptı zaten!diye düşündü.

"Canım bir şey içmek istemiyor!"

"Yorgunum!"diyerek başını çevirdi.

Aynı anda,arkasında Hiroşi ile birlikte odaya dalan Dadı Ning'in sesi odada çınladığında,Hikari dahil o anda oda-
da ayakta duran ya da oturan bütün
hizmetli kızlar ayağa fırlayarak sıraya dizildi.

"NE DEMEK CANIM BİR ŞEY İÇMEK İS-
TEMİYOR!"

"ADAMAKILLI KAHVALTINIZI YAPA-  CAKSINIZ KÜÇÜK HANIM!"

Dadıyı tıpkı bir anne şefkati ile sürek-
li prensin etrafında görmeye alışkın olan ve sırf bu yüzden bile ona saygı duyan Miyuki,doğrulmaya çalıştı.Başı dönünce vazgeçti.Göz ucuyla Miyuki'-
ye bakan Hikari"Hayret!Demek bu kı- zın da saygı duyduğu birileri varmış!"
diye düşünmeden edemedi.Hiroşi'nin bir baş işaretiyle odaya giren hizmetli kızlar,Terranın taze orman meyvele-
rinden hazırlanmış reçelleri,kaymak,
peynir ve hala dumanları tüten çörek-
lerin olduğu kahvaltı tepsilerini göz açıp kapayıncaya kadar masaya dizdi.
Miyuki,daha şimdiden doymuş hisse-
diyordu kendini.Midesi bulandı.Otur-
duğu yerde dizlerini göğsüne doğru çekerek,kusmamak için kendini zor
tuttu.Konuşmaya devam eden dadının
sesi daha alçak,ama sözleri daha kesi-
ciydi.

"Hmmmm!Demek kahvaltı etmek iste-
miyorsunuz!"

"O zaman küçük hanım!"

"Kendinize bir darağacı seçmeye ne dersiniz?"

"Hiç değilse,Tor kargalarının gözleri-
nizle edeceği kahvaltıya doğrudan eş-
lik etmiş olursunuz!"

"Ne dersiniz,iyi bir fikir degil mi?"

Prens söz konusu olduğunda çoğu za-
man çok safça düşünen,ama bir Ter-
ralı olarak zeki olduğunu bildiği dadı-
nın cesaretine hayran kaldı Hikari..!
Ancak prensin bu şekilde cesurca ko-
nuşmasına izin vereceği tek kişi,Dadı Ning'den başkası olamazdı herhalde.
Dadının bu sivri dilli kız için sağlam
bir rakip olacağını düşünen
Miyuki'nin ne diyeceğini merak edi-
yordu.
Bu sefer bu sivri dilli kızın,

Karanlık Prens Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin