Haru'nun Asahi ile imtihanı

125 18 4
                                    

Törenin ertesi günü sarayda bir ko- şuşturmacadır gidiyordu.Hizmetliler bir gün önceki tören alanını temizli-
yor,aşçıbaşı Yoko yemek kokuları tü-
ten saray mutfağında,daha yeni göre-
ve başlayan acemi hizmetli kızlara ba-
ğırıp çağırarak,işlerini doğru düzgün yapmamaları durumunda,onları du-
manları tüten kazanlara atıp,akşam yemeğinde krala ikram edeceğini söy-
lüyordu.Kızlar başları kesilmiş Tirra ördekleri gibi titriyor,görmeyen göz-
lerle oraya buraya koşuşturuyordu.
Daha kıdemli kızlar,saklamaya çalış- tıkları yüzlerini,çenelerini göğüsleri-
ne iyice yapıştırarak gizliyor,yeni ge-
lenlerin hallerine gülüşüp duruyordu.
Bunu gören aşçıbaşı Yoko,sinirden kı- zararak iyice çileden çıkıyordu.Elin-
deki dev kepçeyi duvara fırlatarak bü-
tün gücüyle bağırdı.

"BU KIZLARI NEREDEN BULDUNUUZ!"

Yeni başlayan güne,yeni dedikodular
eşlik ediyordu.Prens Asahi'ye zaten
her zaman hayran olan ve prensin on- lara göz ucuyla dahi bakmadığı sara-
yın genç hizmetli kızları törende ya-
şanılanlar hakkında aralarında fısıl-
daşıyordu.Üç kabilenin asil kızlarının
ne kadar şanslı olduğunu düşünüyor,
hatta bunca patırtı,gürültü ve koşuş-
turmanın içinde,onların yerinde olma hayalleri kuruyorlardı.

Böyle bir günün sabahında uyanan
Asahi,kendini zinde ve mutlu hissedi-
yordu.Ai ve Bao'nun hazırladığı kah-
valtıyı iştahla bitirdi,giyinerek oda-
sından çıktı.Haru,yine kapının dışın-
da onu bekliyordu.Onu selamlayarak kenara çekildi.Koridor boyunca dizi-
len Akemi muhafızlarının merak ve hayranlık dolu bakışları,Asahi'nin gö-
zünden kaçmadı.Anlaşılan hala dün-
kü törenin etkisindelerdi.Boyu ancak beline ulaşan Dadı Ning'e doğru iyice eğilmek zorunda kalarak fısıldadı.

"Dadı!"

"Onlara siyah kanatlarımı açıp göster- sem mi acaba?!"

Prensin dün geceki bitkin,kendinden
geçmiş,ateşli sayıklamalarıyla üzülen,
ama şimdi onu zinde ve sağlıklı gör-
düğü için mutlu olan dadı,cilveli bir kahkaha attı.Prensin onunla böyle şa- kalaşarak konuşmaları,her zaman ho- şuna gitmişti..

"Bugün canım kılıç talimi yapmak is- tiyor Haru!"

"Gidelim!"diyen prensin arkasından bakakaldı.

Talim alanına vardıklarında,hiç bek-
lemeden döğüşe başladılar.Haru iyi bir kılıç ustasıydı ancak Asahi kadar değil.Her seferinde ondan bütün gü-
cüyle savaşmasını isteyen prensle so-
nuna kadar mücadele ediyor ama o-
nun kılıçtaki ustalığıyla asla baş ede-
miyordu.Kendine özgü bir tekniği vardı Asahi'nin.Daha çok küçük yaş-
larda başladıkları bu kılıç talimleri,
orada olan muhafızlar tarafından her zaman merakla izlenir,kimin kazana-
cağı konusunda iddiaya girilirdi.Bu-
gün de yine meraklı gözlerle izleni-
yorlardı.

Asahi kılıcını ustalıkla savurdu..!Sağ yanından kaldırdığı kılıcını,birden
Haru'nun arkasına geçerek,yerden a- yaklarına doğru,ama sol yanından sa-
vurdu.Haru'ya ön tarafından ve yuka-
rıdan saldıracakmış gibi zıpladı.Vaz-
geçti!Haru'nun açık bacaklarının ara-
sından bir yılan gibi sürünerek,arka-
sında doğruldu.Haru ensesinde hisset-
tiği kılıcın soğukluğuyla irkildi.Döğüş
kurallarına göre aslında kaybetmiş,kı-
lıç talimi sona ermişti..!

Ancak Asahi durmadı.Haru'nun önü-
ne geçerek kılıcını sallamaya devam etti.Ortalık  durmadan birbiriyle çar-
pışan,kılıçların metalik sesleriyle çın-
lıyordu.Haru nefes nefese kalmıştı.Oy-
sa Asahi'de yorulma belirtisi bile yok-
tu.Bugün onda çok daha farklı bir şey-
ler olduğunu düşündü.Çok daha hızlı,
çok daha stratejikti.Haru'nun muhte-
mel hamlelerini tahmin ediyor,karşı hamlelerle daha harekete geçemeden
onu engelliyordu.

Haru'nun gözleri A-
sahi'yi takip etmekte zorlandı
Asahi'nin zihni sanki çok daha hızlı çalışıyordu.Prens,
avı ile oynayan Terra Kaplanı gibiydi..

Birden,iki eliyle kabzasından kavradı-
ğı kılıcını,göğsünün hizasında dik bir şekilde tutarak,hem kendi hem Haru'-
nun etrafında siyah bir girdap gibi dönmeye başladı.Haru daha ne oldu-
ğunu anlayamadan,tekrar önüne ge-
lip duran siyah gölgeyi gördü.Gölge si- yah kanatlarını açarak havalandı.Hız-
la aşağıya,yere doğru inerken,kabza-
zasından tuttuğu kılıcı bütün gücüyle toprağa sapladı!

Başı önünde,sapladığı kılıcın kabzası-
na bakan prens,ağır ağır kaldırdığı si-
yah gözlerini Haru'ya dikti.Gözlerin-
den kızıl bir kıvılcım geçti.Alnında pı-
rıl pırıl parlayan alev rengi şekiller belirginleşti.Gülümsüyordu..!

"BAŞ MUHAFIZ HARU!"

"ÇOK DAĞILMIŞSIN!"

"HEMEN TOPARLAN VE GİT İYİ BİR YEMEK YE!"

Hızlı ve çevik adımlarla talim alanın-
dan ayrılan Asahi'yi,hemen arkasında
iki Akemi muhafızı izledi.

Haru gerçekten de dağılmıştı.Belinde-
ki kemer ve saçını toplayan siyah deri tokası kesilmiş,saçları omuzlarına da-
ğılmıştı..!İkiye ayrılmış kılıcının,bir parçası yerde diğer parçası elindeydi.
Gülümseyerek başını salladı.İyi!Hiç değilse çizmelerim yerinde duruyor!
diye düşündü..

Akemi salonu..

"Kralım lütfen düşünün!"

"Prensin bu isteği!Olacak şey değil!"

"Hiçbir melez,değil kraliçe adayı,daha
önce saraya bile alınmadı!"

Dağat kabile lideri Oshan,Akemi lideri Sora'nın dile getirdiği sesli düşüncele-
rini başını sallayarak onayladı.Yakla-
şık yarım saattir liderlerin türlü türlü  bahanelerini dinleyen Kral Ajura,on-
ların neden böyle telaş içinde oldukla-
rını tahmin edebiliyordu.Kraliçenin bir melez olma ihtimali,onlara göre kabilelerinin sonu demekti.Oğluyla yaptığı konuşmanın detaylarına gir-
meden,aldığı kararı açıklamaya hazır-
landı.

"Oğlum Asahi,Abel'in veliaht prensi-
dir!"

"Üç sembolün sahibi olarak,gezegende yaşayan her genç kızın muhtemel kra-
liçe adayı olduğunu,ayrım yapılmaksı-
zın saraya davet edilmesi gerektiği ko- nusunda beni ikna etti!"

"Açıkçası ben de melezlerin böyle bir haklarının olması gerektiğini düşünü-
yor ve onu onaylıyorum!"

"Kararım kesindir!"

"Daha fazla uzatmaya gerek yok!"

"Evlilik yaşına gelmiş,gezegende yaşa-
yan her genç kız,ki melezler de buna
dahil!Saraya davetlidir!"

"Derhal haber salın ve hazırlıklar baş-
lasın!"

Genellikle sakin mizaçlı kabul edilen kralın,ne kadar kararlı olduğu çatık kaşlarından belliydi.Konuşma bitmiş-
ti.Kabile liderleri istemeye istemeye
Akemi salonunu terk etti.

Karanlık Prens Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin