Üç saattir geniş Daga ağacının gölge-
sinde oturan komşu gezegen kralları,
Terralı hizmetlilerin ikram ettiği sütü
büyük bir keyifle içiyordu.Beyaz çöm-
leklerde muhafaza edildiği için hala buz gibi olan Saki sütünü,oldukça lez-
zetli bulmuş olmalılardı.Kral Peju,az ileride başında iki Akemi muhafızının
nöbet tuttuğu,kırmızı giysilerinin içe- risindeki beyaz saçlı kıza baktı.Prens ortadan kayboldugundan beri homur-
danan kız,etrafıyla durmadan kavga ediyordu.Güzeldi..!Ancak ela gözleri
neredeyse yüzünün yarısını kaplayan,
narin,uzun boylu melez kadar değil..
Sahi o neredeydi?Üstelik prensin baş muhafızı da ortalarda görünmüyorduSonunda prensin döndüğü haberini veren Kraliyet borazanı öttüğünde,ak-
şam olmak üzereydi.O gittiğinden be-
ri,endişeli gözlerini Terra Ormanı'nın derinliklerine dikip prenslerinin dön-
mesini bekleyen Abel muhafızları he-
men ayağa fırladı.Prenslerini karşıla-
mak üzere harekete geçti.Herkes nefesini tutmuş,yaklaşan üç atlıya bakıyordu.Grup yaklaştıkça gözler hayretle açıldı.Sanki az önce şiddetli,deli bir hortum bu üçlüyü içi-
ne almış,çalkalayıp savurup kenara
bırakmıştı.Başı olmayan dev bir kap- lan gövdesi kalın halatlarla ata bağ-
lanmış yerde sürükleniyordu.Sürükle-
nen iri gövdeye,sanki her an canlana-
cakmış gibi korkuyla bakan genç kız, atının üzerinde iki büklüm oturmuş, her an kusacakmış gibi görünüyordu
Abel'in meşhur baş muhafızı ise,sanki az sonra idama gidecek bir mahkum gibi atının yanında yürüyordu..!Onu böyle görmeye alışkın olmayan muha-
fızlar,şaşkınlık içinde yutkunarak bir- birlerine baktı.Öte yandan,gümüş zır-
hı dahil bütün giysileri ve yüzü gözü kan içinde olmasına rağmen,içlerinde en iyi görünen prensti.Atının üzerin-
de hiç yıkılmayacakmış gibi görünen dimdik oturuşuna bakılacak olursa ü-
zerindeki kan ona ait değildi.Komşu gezegen kralları yerde sürük-
lenen,vücudu paramparça erkek kap- lana inanmayan gözlerle baktı.Yok ar-
tık!İkinci bir kaplan mı..!Bir gün için-
de iki ölü kaplan!Tek avcı öyle mi!An-
laşılan Kral Ajura'nın oğlu bekledikle-
rinden çetin cevizdi..!Gözleri yuvala-
rından fırlamış ve allak bullak olmuş krallar,"Onu alt etmek kolay olmaya-
cak!"diye Kral Peju'ya hayıflanıyordu."Göreceğiz,onu alt etmenin başka yol-
ları da var!"dedi Peju.Aynı anda prensin,kaplanın kesik ba-
şını ayaklarının önüne fırlatmasıyla garip bir biçimde sıçramak zorunda kalan Kral Peju,nefretle dönüp ona baktı.Genç prens resmen onunla dal-
ga geçiyordu.
"BAKIN KRAL PEJU!""ABEL GEZEGENİ'NDE GÖRÜLMEYE DEĞER YENİ BİR GÜZELLİK!"
"NASIL?"
"BEĞENDİNİZ Mİ?"diyerek gülüyordu.
Asahi atından indi.Kaplanın yüzüne
sıçramış ve kurumuş kanı,karanlık gözleriyle bütünleşerek siyah bir mas-
ke gibi yüzünü kaplamıştı.Peju'nun yanına giderek,ayaklarının dibine yu-
varladığı kaplanın dev kafatasına bak-
tı.Histerik bir kahkaha attı.Elindeki kılıcı ölü kaplanın artık iyice saydam-
laşmış gözlerine arka arkaya saplaya-
rak jöle haline getiriyor,bir yandan da
garip bir ses tonuyla konuşuyordu."O,BİR ERKEK KAPLANDI KRAL PE-
JU!""CESURDU!"
"ANCAK OLDUKÇA HADSİZDİ!"
"BENİM OLANA SALDIRMA CÜRETİN-
DE BULUNDU!""O YÜZDEN!"
"KELLESİNİ GÖVDESİNDEN AYIRMAK ZORUNDA KALDIM!"
"ŞİMDİ DE HADSİZ ANCAK ÖLÜ BİR KAPLANDIR"
Ortalığı buz kesti.Herkes daha neler olabileceğinin farkında gibiydi.Bilgiç bir tavırla iki elini arkasına koydu.Ba-
caklarını iki yana açtı.Başını eğerek,
kana bulanmış çizmelerine baktı.Bu haliyle,oyun oynarken yüzü gözü ça-
mura bulanmış yaramaz bir çocuğa benziyordu.Boyu,onun ancak omuzla-
rına yetişen Peju'ya yaklaşarak önün-
de durdu.Elleri hala arkasındaydı.Ani-
den,"Kral Peju haddinizi biliyorsunuz de-
ğil mi!?dedi."Oldukça şirin ama bir o kadar da ka-
lın bir kelleniz var!""Kaç yaşındasınız bilmiyorum.Tahmi-
nen otuzlarınızdasınız!"'Kellenizle bir otuz yıl daha kalmak is-
tiyorsanız,bu uyarımı dikkate alın!""Ne de de olsa beni alt etmek öyle ko-
lay değil!""Öyle değil mi?"diyerek,gözlerini tek
tek kralların üzerinde dolaştırdı.Donakaldılar.Bu ne cesaret!Bu kadarı da olmazdı!Peju elini kılıcına attı.Ha-
ru'da öyle.Onu Peşi ve Dong kralları izledi.Ortalık karışmak üzereydi.Asa-
hi kımıldamadı.Öyle ki ki Peju,kılıcını çekebilmek için bir adım geri çekil-
mek zorunda kaldı.Kılıcı kınından çı-
kar çıkmaz,Terra,Akemi ve Dağat mu
hafızları da hep birlikte aynı anda kı-/
lıçlarını çekti.Asahi elini kaldırarak"ABEL'İN MUHAFIZLARI!"
"KILIÇLARINIZI KININA KOYUN!"diye
bağırdı.Muhafızlar verilen emre uydu.Kımıl-
damadan dimdik Peju'ya bakan Asahi,
başını sadece iki yana sallamakla ye-
tindi.Peju haddini bilmiyordu ancak
aptal da değildi.Kılıcı kınına koydu.O-
nu,diğer krallar izledi..Asahi döndü.Olup bitenden habersiz,
yarı baygın atının üzerinde oturan kı-
zı tuttuğu gibi aşağı çekip kucakladı.
Sert,kararlı adımlarla gölgeler altında
kurulan geçici prens çadırına doğru i-
lerlerken,muhafızlarına ard arda,yük-
sek sesle emrilerini veriyordu"YARIM SAATLİK BİR DİNLENMEDEN
SONRA SARAYA DÖNÜYORUZ!""MİSAFİRLERİ GÜVENLİ BİR ŞEKİLDE
VE DERHAL EVLERİNE UĞURLAYIN!""AV BİTTİ!!"
Şimdilik...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Prens
FantasyPrens Asahi,uzun kirpiklerinin çevrelediği kapkara gözleriyle, Akemiler'in yaşadığı gökyüzüne baktı.Pencereyi açıp bulutlara elini uzatsa,elinin ıslanacağından emindi.Aşağıda Terra bölgesinde, hala ışıkları yanan evler vardı.Dağatların okyanusuna ya...