Çabuk Banyoya!

81 7 2
                                    

Goya Tepeleri..

Daga ağacının gövdesine yaslanmış i-
ki genç bedeni,Goya Tepeleri'nin hisli sonbaharı sarmıştı.Aşağıda,zaten her zaman deli deli akan ve sonbahar ile
birlikte daha bir çılgın akan Fiji Neh-
ri'nin suları bile,Asahi'nin bedeninde akan asil kandan daha çılgın akamaz-
dı.

Başını Daga ağacının gövdesine yasla-
mış,gözleri kapalı genç kıza baktı.Az önce mendili ile temizlemeye çalıştığı kızın yüzünde,hala yer yer is lekeleri vardı.Derin derin nefes alıp verirken,
küçücük burnunun kanatları açılıp  kapanıyor,uzun simsiyah kirpikleri soğukta kalmış bir tavşanın tüyleri gi- bi titreşiyordu.Asahi heyecandan tit-
reyen elini göğsüne bastırdı.Kalbinin neden bu kadar hızlı attığını biliyor-
du.Gözlerini kapattı.Hiç kimsenin bu mesafeden duyamayacağı,Fiji Nehri'-
nin deli kıvrımlarında akan buz gibi sularını dinlemeye koyuldu.

"BULDUM!"diye bağırdı birden Miyu-
ki.

"Buldum prensim!"

"Gaya ve Kağ tohumlarına üç ya da i-
ki,belki de sadece bir tane Çiçi tohu-
mu eklemem gerekiyor!"

Ayağa kalktı.Bir eli belinde,diğer elini alnına yapıştırmış,Daga ağacının etra-
fında dolanıyor,yerinde duramıyordu.

"Nasılda düşünemedim bunu!"diyor-
du.

"Oysa anneannem her zaman Çiçi to-
humlarının bir Dağat balinasını bile uyutabilecek,sakinleştirici özelliğin-
den söz edip dururdu!"

Asahi ayağa kalktı.Şaşkınlık içerisin-
deydi.İçerlemiş bir yüz ifadesiyle bak-
ktı ona.Şu güzelim manzarada,üstelik
de benim yanımda,düşünebildiği tek
şey bu mu!Sen iste,ben Abel'in bütün tohumlarını önüne sermez miyim,an-
cak şimdi bunun zamanı mı!İki adım-
da yanına gitti.

"Anlaşıldı!"

"Demek henüz dersini almadın küçük hanım!"

Daga ağacının çevresinde,hala kendi
kendine söylenerek dolanan kızı,tut-
tuğu gibi kucaklayarak havalandı.A-
yakları aniden yerden kesilen kız,kor- kuyla bir çığlık attı.Asahi önce yukarı-
ya,Akemi muhafızlarının nöbet tuttu-
ğu gökyüzüne doğru uçtu.Bulutların arasında nöbet tutan muhafızlar,onu
gördükleri gibi,aceleyle öne eğilerek
selamladı.Henüz doğrulmamılardı ki, beyaz pelerinlerini havalandırarak yanlarından geçen Asahi,aşağıya,Fiji Nehri'nin soğuk sularına doğru hare-
kete geçti.O kadar hızlı iniyordu ki,yü- züne vuran rüzgarın şiddetinden Mi-
yuki'nin nefesi kesildi.Nehrin sularına inip orada duracakmış gibi yaptı.Sani-
yeler içerisinde yön değiştirerek Terra Ormanı'na yöneldi.Kızı sımsıkı göğsü-
ne bastırmış,sık ağaçlara çarpmamak için,sürekli kendi etrafında dönerek,
sağa sola,yukarı aşağı,hareket ederek
uçuyordu.Arada başını kaldırarak et- rafına bakma cesaretinde bulunan  Miyuki,ağaçların arasında kaçışan ge- yik sürüleri ve yaban domuzları görü-
yor,dallarda pinekleyen sincap,bay-
kuş ve hatta Maskai kuşlarının gözle-
riyle karşılaşıyordu.Gözlerini kapattı.
Akşam eve dönen Terralı çiftçilerin prenslerini gördüklerinde"HUUU!"di-
ye bağırmalarından,Terra'nın düzlük-
lerinde olduklarını anladı.Asahi'nin bu hırçın,akıl almaz uçuşunun sebebi-
ni anlayamayan Miyuki'nin saçı başı dağılmış,nefes alamaz olmuştu.

Aniden uçuşun yönü değişti..!Artık a- yakları suya değerek Dağat Okyanusu
üzerinde uçuyorlardı.Miyuki isli,kirli yüzünü,Asahi'nin göğsüne gömdü.Ter-
temiz kokuyordu.Dağatlı deniz kızla-
rının kendine özgü şarkılı selamlama-
larını duydu.Yarım saat sonra Asahi sakinleşmişti.Bunu artık daha yavaş uçmasından ve vücudunu saran kolla-
rın gevşemesinden anlamıştı.O kadar
sakinleşmişti ki,kanatlarının havayla temas ederken çıkardığı ipeksi yumu-
şak ses bile duyulabiliyordu.Başını ya- vaşça kaldırarak gözlerini açtı.Beyaz ipek gömleği isten kirlenmiş Asahi'nin göğsüne bakakaldı.Titrek ellerini uza-
tarak temizlemeye koyuldu.Aynı anda Asahi'nin boğuk bir sesle

"Boşver!"

"Önemli değil!"dediğini duydu.

Artık onu kollarının arasında daha sa- kin,daha yumuşak tutuyor,gözlerini 
ileriye dikmiş,uzaklara bakarak uçu- yordu.Miyuki onun keskin,köşeli çe-
nesine baktı.Başını onun baktığı yöne çevirdi.Nefesi kesildi.Altlarında Dağat Okyanusu'nun göz doyurucu mavili- ğinde,Abel'in henüz yeni batan,kıpkı-
zıl güneşine doğru uçuyorlardı.Egzo-
tik şarkılar söyleyen,birbirinden güzel onlarca deniz kızı,okyanus yüzeyinde bir görünüp,bir kaybolarak onları ta-
kip ediyordu.Prenslerinin bir bakışını yakalamak isteyen deniz kızlarının bu
isteklerine inat,Asahi onlara gözucuy-
la dahi bakmıyordu.Miyuki'nin içini bir mutluluk kapladı.Asahi'nin sadece ona ait olduğunu biliyordu..

Asahi onu akşamüstü,Hikari'nin,küp-
lere binmiş telaşlı koşuşturmalarının arasında verandaya bıraktığında,he-
men ayrılmadı.Acelesi yoktu anlaşı-
lan.Yüzünün ifadesinden söyleyecek
bir şeyleri olduğu ve onları düşünüp
tarttığı belliydi.Miyuki sessizliği boz-
mak istercesine önünde iyice eğilerek,

"Şey!"

'Bu güzel gezinti için teşekkür ederim prensim!"dedi.

Asahi onu duymamazlığa geldi.Gözle-
rinin içine bakıyordu.

"Farkında mısın Miyuki?"

"Az önce seni,bütün bir gezegene kra-
liçem olarak ilan ettim!"dedi.

Miyuki irkildi.Bugünkü korku dolu u- çuşun anlamı bu muydu!Kraliçesi mi!Bütün bir gezegene mi.Neler söylüyor-
du böyle!Gözlerini kırpmadan,hafif bir tebessümle ona bakan Asahi,yine
nefesini mi kesmeye çalışıyordu,yok-
sa tepkisini mi ölçmeye çalışıyor aca-
ba!Ne diyebilirdi ki.Ağzını açıp tam bir şeyler söyleyecekti ki,Asahi ondan önce davranarak sözünü kesti.

"Neyse Miyuki!"

"Daha sonra konuşuruz!"

"Doğrusu bu geceki dansını iple çeki-
yorum!"

 "Beni çok bekletme!"

"Ancak bunun için sanırım,öncelikle
iyice bir temizlenmen gerekiyor!"

Hikari ve Rin'in kulaklarına inanama-
yan,iyice aptallaşmış yüzlerine aldır-
madan,Miyuki'nin kirli ve isli burnu-
na parmaklarının ucuyla dokundu.Ar-
kasını döndü.Kanatlarını açarak,Ake-
mi Sarayı'na doğru havalandı.Saniye-
ler içerisinde gözden kayboldu..

Prensin oradan ayrılmasıyla birlikte,
kanatları varmışcasına,neredeyse ha-
valanarak verandaya koşan Hikari,
çıldırmış gibiydi.Miyuki ondan kurtu-
labilmek için Rin'in arkasına saklanı-
yor,bir sağa bir sola çevik bir Terra çi- tası gibi zıplıyordu.Hikari'nin ayağın-
dan çıkarıp ona fırlattığı ayakkabısın-
dan son anda kenara zıplayarak kur-
tulan Miyuki İçeriye koştu.Hikari deli
gibi arkasından bağırıyordu.

"NERELERDESİN SEEEN!"

"BU GECEYİ UNUTTUN MUUU!"

"BÜTÜN KIZLAR ÇOKTAN HAZIIIR!"

"BU HALİN NE BÖYLEEE!"

"SARAYIN HANGİ BÖLÜMÜNÜ PAT-
LATTIN BUGÜN!"

"ÇABUK BANYOYAAAAAA!"

Geniş Akemi terasında ayakta duran
Asahi,yüzyıllardır gezegenin karanlık gecelerini aydınlatan,Korz ve Yupa'ya baktı.Pırıl pırıl parlıyorlardı.Az sonra üzerini değiştirerek Akemi salonuna inecekti.Doğrusu kızın dansını merak
ediyordu.Kızın kulağına gelen kedi gi-
bi ciyaklamalarına ve hemen ardın-
dan banyoda,Hikari ile girdiği aman-
sız söz düellosuna kulak kabartarak,
Dadı Ning'in hazırladığı akşam yeme-
ğini,gecikmeli de olsa yemeye koyul-
du..

Karanlık Prens Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin