Kelebekler Vadisi

41 6 2
                                    

Siyah kızıl karışımı gökyüzünde şim-
şekler çakıyor,kızıl yağmurlarla yüklü bulutlardan bardaktan boşalırcasına kan yağıyordu!Gezegenin zemini eri-
miş,Dağat Okyanusu'na karışarak kız-
gın,kızıl,dev bir nehir gibi akarken,A-
bel'in iki ayı Aren ve Şiva,bu dehşet  verici ortamda birbirlerinden güç al-
mak istercesine gökyüzünde birbirine
iyice yaklaşmış,iç içe geçmişti.Gezege-
nin yaşayan son canlısı,hüzünlü çığ-
lıklar atarak,bulutların arasında bir görünüp bir kaybolan,kızıl kanatlı bir
Maskai kuşuydu.Konacak bir yeri ol- madığı için olsa gerek,belki de günler-
ce uçmaktan artık iyice yorulmuş,kı-
zıl kanatlarını zar zor kaldırıp indire-
rek,acılar içerisinde uçuyordu.Yaşam-
la ölüm arasında gidip geliyor gibiydi.
Oysa yukarıda da ölüm vardı,aşağıda da!

Daha fazla dayanamadı.Son çığlığını atarak,yorgun,kızıla boyanmış beyaz gövdesini,aşağıdaki kızıl nehre usulca bıraktı.Böylece gezegendeki son canlı-
nın da yaşamı sona erdiğinde,şimşek-
ler çakmaz,yıldırımlar düsmez oldu!
Gökyüzünde kızıl yağmurlarla yüklü bulutlar,son yağışlarını bırakarak or-
tadan kayboldu.Kızgın,kızıl dev neh-
rin akışı durdu,Aren ve Şiva da görün-
müyordu.Zaman durdu.Ortalığı derin bir ölüm sessizligi sardı..

Aniden,uykusundan zorla uyandırıl-
mış huysuz bir çocuk gibi homurda-
nan kızıl nehir,ileri geri,yukarı aşağı hareket ederek,boğuk bir gürültüyle sarsıldı!İçinde olmaması gereken bir
şeyi atmaya hazırlanıyor gibydi.Öyle de oldu.Az önce yaşamından vazgeçe-
rek,kendini kızıl nehre bırakan Mas-
kai kuşu,adeta yeniden doğuyormuş-
casına kulakları sağır eden bir çığlık-
la,ilk nefesini alabilmek için kızıl neh-
ri yarıp,gökyüzüne doğru havalandı.
Arkasında,kanatlarından akan kızıl bir çamurla,ard arda çığlıklar atarak uçuyordu.O uçtukça gökyüzü aydınla-
nıyor,zaten çoktan dinmiş kızıl fırtı-
nanın son izleri de siliniyordu.Şimdi-
ye kadar gördüğü en güzel kuştu.Öyle
olmalıydı çünkü,mutlu yüzleriyle ku- şun iri gövdesinde oturan anne ve ba-
bası,durmaksızın ona el sallıyordu.

Çığlık atmaya,bir alçalıp bir yüksele-
rek uçmaya devam ederken,daha ön-
ce hiç görülmemiş inanılmaz renklere
bürünen gökyüzünü saf bir sevgi ve mutluluk kapladı.Artık üzülmek yok-
tu.Artık kin,öfke,nefret,korku ya da kaygı yoktu.Kötü olan hiçbir şey yok-
tu.Çocuklar koşturuyordu bahçelerde.
Yaşlılar dinleniyordu gölgelerde.Mey-
ve dolu bağlarda hoş sohpetler içeri-
sindeydi aşıklar..!Gökyüzündeki hava,
havada uçuşan toz.Yeryüzündeki top-
rak,toprağa hayat veren su.Uçan,yü-
rüyen,yüzen,canlılar,cansızlar..!Her zerre,her molekül!Her şey olması ge-
rektigi gibi saf ve temizdi.Bu çıkarsız,
saf mutluluğun ortasında,annesinin hafızasında yer edinmiş şefkat dolu
sesi yankılandı.

"Bazı yollar hayattayken ölüme çıkar!"

"Bazı yollarsa ölümdeyken bile hayata
çıkar!"

"Öldüm dersin dirilirsin,diriyken ölebi-
lirsin!

"Seni seviyorum Miyuki!"

Sonra babası seslendi ona..!Kalın,ka-
rarlı ama kalbini ısıtacak kadar yu-
muşaktı sesi.

"Yaralandıkça değişeceksin!"

"Kırıldığın yerden daha güçlü çıkacak-
sın Miyuki!"

"Seni seviyorum kızım!"

"ANNEEEEEEEEEEEE!"

"BABAAAAAAAAAAAAA!"

"SİZİ ÇOK ÖZLEDİİİİİİM!"

Gökyüzünü kaplayan kızıl kanatlarını kapatarak,son bir dalışa hazırlanan Maskai kuşu,aniden müthiş bir hızla alçalarak,bir ok gibi yanından uçarak geçtiğinde,ayakta durmakta zorlandı.
Başının üzerinde birkaç tur atarak,ay-
nı hızla gökyüzüne doğru yöneldiğin-
de kanatlarının oluşturduğu rüzgar saçlarını dağıtarak,gözlerini yaşarttı.
İçi mutlulukla doldu.Gezegende yaşa-
yan her canlı gibi!Kollarını gökyüzü-
ne doğru kaldırarak,çılgınlar gibi ar-
kalarından el salladı.

Karanlık Prens Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin