Orman Perisi Şiva

77 9 5
                                    


Yüzü Yoha Pancarı gibi kızarmış Hi-
kari,Dağatlı hizmetli kızın elindeki süngeri alarak suya fırlattı.Küvetten etrafa su değilde,sanki asit sıçramış gibi,hizmetliler geriye doğru bir tav-
şan gibi zıpladı.

"YILLIK BANYOSUNU MU YAPTIRI-
YORSUNUZ!"diyordu Hikari.

"ACELE EDİN DEDİM SİZE!"

Genç dağatlı kız,elinin tersiyle alnın-
da biriken terleri sildi,suya batmış  süngeri alarak telaşla işine devam et- ti.Banyoda bir yukarı bir aşağı dola-
nan Hikari,birden durdu.En zehirli cümleleri düşünüyor gibiydi.

"HERKES ÇOKTAN HAZIR!"

"BİZ DAHA BANYO YAPIYORUZ BURA-
DA!"

"TABİ CANIIIM!"

"HEYECANSIZ TEK BİR GÜNÜMÜZ OL-
SA,O GECE DE YATAKLARIMIZDA YAN-
GIN ÇIKAR KESİN!"

"HAYIR!KOSKOCA ABEL PRENSİ BU KIZDA NE BULUYOR ACABA!?"diye söylendi.

(Şu günü bir atlatayım.Değil terliğin,
bütün yatağını Çera Akrebi ile doldur-
mazsam Miyuki değilim)

"NERELERDEYDİN KÜÇÜK HANIM!!"

"AAA TABİİİ YA!"

Zaten dakikalardır keselenmekten ve
sıcak sudan kıpkırmızı olan kıza iyice yaklaşarak,gözlerini gözlerine dikti.

"Goya'da çiçek topluyordunuz değil mi!"diye fısıldadı.

"Nasıl!Kendinize kraliçe tacı da yapa-
bildiniz mi bari!?"

İkisinin atışmalarına alışkın hizmetli
kızlar,gözlerini Miyuki'ye çevirdi.Sıra
ondaydı.

"Evet yaptım,çoookta güzel oldu!"dedi
Miyuki.

"Hatta sana canın istediğinde üzerine
binip gezebileceğin,gezip de döneme-
yeceğin,çiçekli kocaman bir çalı sü-
pürgesi bile yaptım!"

Ellerini abartılı bir şekilde kaldıran Miyuki,

"Tamam,tamam!Teşekküre gerek yok!"dedi.

Hikari afallamış,kızın kendine olan güveninden gözleri yuvalarından fır-
layacak gibiydi.

"Ama sonra farkettim ki!Aaaa süpürge seni taşıyamazdı Hikari!O yüzden kır- dım attım.Artık şansına küs!"

"Ama bak sana söz!"

"Bir gün mutlaka,üzerine oturduğun-
da seni taşıyacak o kalın kütüğü bu- lup,o süpürgeyi yapacağım sana!"

"Hem kimseyle uğraşmadığın zaman-
larda süpürgene biner,üzerinde yatar,
uyur,bol bol horlarsın!"dedi.

"BEN HORLAMAM!"diye hiddetle ba- ğırdı kadın.Hikari'yi can evinden vur-
duğunu anlayan Miyuki durmadı,de-
vam etti.

"Aaa yalan söyleme Hikari!"

"Rin!Rin!Sen söyle!"

"Geçen gece ağzı bir karış açık horla-
mıyor muydu?"

Rin çekinerek evet anlamında başını salladı.

"BAK GÖRDÜN MÜ!"diye Hikari'ye doğru bağırdı Miyuki.

Sonra sakince devam etti,

"Horultularından zaten uyuyamadığı-
mız gece,ağzına böcek kaçar diye,bü-
tün geceyi başında nöbet tutarak ge-
çirdik biz!"

Hizmetli kızlar gülüştü.Miyuki Hika-
ri'nin buruşuk boynunda,patlayacak-
mış gibi kabaran damarlarına baktı.

"Bu cadı ayak üstü,benim yüzümden
burada ölecek galiba"diye düşündü.

Hikari dişlerini sıktı,derin bir nefes
alarak,

"Demek bana süpürge yapacaksın!"di-
ye konuyu değiştirdi.

"Arkamda sen oturduğun sürece ne-
den olmasın?!"

"Birlikte Fiji Nehri üzerinde uçarız!
Belki ben horlarken,sen de yanlışlık-
la aşağı düşüverirsin!?"dedi.

Miyuki'nin konuşmasına fırsat verme-
den elini kaldırarak,kenarda elinde  beyaz bir bornozla ayakta bekleyen hizmetli kıza

"Küçük hanımın banyosu bitti,onu dı-
şarı çıkarın!"dedi.

Dışı sussa içi konuşuyordu kızın."Ne demezsin,Fiji Nehri sen ve ben!Olduk- ça romantik olurdu herhalde"diye dü-
şündü.Saçlarını savurdu.Uzun siyah
saçları beline kadar inen Miyuki'nin,
sütbeyazı ince bedenine hayranlıkla bakan hizmetli kız,ipek bornozunu ona nazikçe giydirdi.

Aslında daha önce de defalarca yıka-
dıkları için yabancısı olmadıkları kı-
zın bedeninin her santimini bilen an- cak her seferinde ilk defa görüyor-
muşcasına ona hayranlıkla bakan hiz-
metli kızlar,Hikari'nin kıza haksızlık ettiğini ve prensin çok doğru bir se-
çim yaptığını düşünüyorlardı.Üstelik evet,ele avuca sığmaz yapısının yanın-
da,karşısında kim olursa olsun,kızın her düşündüğünü rahatlıkla söyleme huyu etrafındakileri korkutsa da,en azından ince hesaplar peşinde koşma-
ması,kibirli olmaması,kin gütmemesi,
onu diğer kızlardan daha samimi kılı-
yordu.Ayrıca Hikari gibi kocamış dişi bir kurtla korkmadan,bu kadar rahat mücadele edebilmesi,hizmetli kızların ona saygı duymasını da sağlıyordu.

Miyuki önünde Hikari,yanında Rin ve Dağatlı hizmetli kızlar banyodan çıktı.
Dans ederken giyeceği kıyafetleri üç gün öncesinden prova edilerek hazır-
lanmış,aynanın önünde asılı bekletili-
yordu.Dağatlı kız aynanın önüne gelip otuean Miyuki'nin saçlarını hemen ta- ramaya koyuldu.Becerikli elleriyle en-
sesinde topladığı saçlarını,gevşek ka-
lın tek bir örgü halinde örerek,ucuna altın işlemeli siyah bir toka taktı.Saç-
lar tamamdı.Rin'in yardımıyla giyinen Miyuki odadan çıktığında,Dağatlı hiz-
metli kızlarla birlikte,bir yukarı bir aşağı telaş içinde yürüyen Hikari'yi onu beklerken buldu.Hikari'nin onu
tepeden tırnağa süzen bakışlarından,
kadının gördüğü manzaradan mem-
nun olduğu anlaşılıyordu.

Miyuki'nin başının tepesinden,gevşek dağınık saçlarının üzerine dalga dalga inen altın süs zincirler,alnının tam or- tasından geçiyordu.Burnunun üzerin-
den geçip,kulaklarının üzerindeki al-
tın zincire bağlı,üflesen eriyecek ince-
likteki siyah tül, ince belini açıkta bı-
rakan,vücudunun geri kalan kısmını saran siyah ham ipekten elbisesi ile bütünlük oluşturuyordu.Omuzlarını saran ejderha pullarını andıran altın
ve gümüş karışımı süsler,sırtında ve göğsünde altın zincirlerle birleşmişti.
Bu haliyle Orman Perisi Şiva'yı andırı-
yordu.

Dört Akemi Muhafızı'nın taşıdığı tah-
tırevan,Miyuki'yi sarayın bulutlar içe-
risindeki Akemi Bölgesi'ne götürmek üzere havalandı.

Ve dans başlasın...

Karanlık Prens Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin