HOŞÇAKAL!

18 2 0
                                    

Beyaz mermer çerçeveli pencereler-
den içeri süzülen serin bahar rüzgarı,
tavandan neredeyse yere kadar inen ipek perdeleri tatlı bir yumuşaklıkla dalgalandırıyordu.Sarayın en tepesin-
de,gökyüzüne doğru uzanan bir bölge-
de olmaları sebebiyle,Akemilerin gök-
yüzünde serbestçe dolaşan  pamuksu bulutlar açık pencerelerden içeri sü-
zülüyor,hafif esintinin etkisiyle öbek öbek ayrılarak,ardı sıra salona dolu-
şan minik kuzuları andırıyordu.

Anneannenin vefatının üzerinden iki ay geçmiş olmasına rağmen,bu büyü-
leyici ortamın masalsı beyazlığıyla te- zat,hala siyah yas kıyafetlerinin içeri-
sinde olan Asahi,derin bir iç çekti.Ha-
ru ve kabile lideriyle birlikte,olanca hararetiyle devam eden toplantının tam ortasındaydı.Aklı,sabah annean-
nenin mezarını ziyaret etmek istediği-
ni söyleyerek Terra'ya giden Miyuki'- de idi.Kız aniden koridorda önünü ke-
sip,hırçın bir kararlılık,bitmeyen bir kırgınlıkla,gözlerini ondan kaçırarak,
belli belirsiz bir mırıltıyla belirtmişti bu isteğini.

O sırada hemen yanında duran Haru,
rahatça konuşabilmeleri için birkaç
adımla oradan uzaklaşmış,arkası dö-
nük,kenarda saygıyla beklemişti onla-
rı.Zaten Haru'nun bu başı dik,arkası
dönük,onları duymuyormuş gibi ya-
pan garip görüntüsü olmasa,Miyuki'-
nin onunla konuştuğundan bile emin olamayacaktı Asahi.Başını eğerek kıza iyice yaklaşmış,onu gözlerinin içine bakmaya zorlayarak,

"Benimle mi konuştunuz,anlayama-
dım!"diye sormuştu.

Kollarını göğsünde kavuşturup,hızla
ona sırtını dönen kız,daha hırçın bir sesle konuşmuştu.

"Anneannemi özledim..!Mezarını ziya-
ret etmek istiyorum Kral Asahi!"de-
mişti.

Cenaze töreninden sonra,saraya geri dönmek istemediği için onu buraya zorla getirtmek zorunda kalan Asahi,
onunla karşılaşmamak için neredeyse odasından çıkmayan,tesadüfen karşı-
laşmaları durumunda bile yolunu de-
ğiştirip konuşmaktan kaçınan kızın,
iki aydır belirttiği bu tek isteğini geri çevirememişti.Ona Terraya birlikte gi-
debileceklerini teklif ettiğinde ise,hiç çekinmeden yalnız kalmak istediğini belirterek reddetmişti onu kız.Asahi
ister istemez sarsılmış,saklayamadığı öfkesiyle,ona ziyaretini kısa tutmasını söyleyerek,Haru ile birlikte hızla ora-
dan uzaklaşmıştı.Sonunda otuz Akemi muhafızı eşliğinde,yanına Hikari ve
Rin'i vererek,istemeden de olsa onu Terraya yalnız başına göndermek zo-
runda kalmıştı.Ancak toplantıda ol-
masına rağmen,bir yarasa gibi kulak-
larını açarak bütün dikkatini Terraya giden kıza veren Asahi,kızın annean-
nenin mezarının başında dua edişini,
ağlayışını,ona içerleyişini ve sanki ha- la hayattaymış gibi onunla sohpet edi-
şini,hatta ona hoşçakal deyişini,gözle-
ri dolarak dinlemişti Asahi.Sonrası ise zaten,derin bir sessizlikti..

Bir ara Terrada sanki onun yanınday-
mış gibi kızın görüntüsü gözlerinin ö-
nüne gelmiş,başını okşamak istercesi-
ne uzatıp eli havada asılı kalmıştı.Bu
duru o sırada toplantıda hararetle ko-
nuşmakta olan başta Akemi lideri An-
zar olmak üzere,Haru ve diğer kabile liderlerinin ona şaşkınlıkla bakakal-
masına sebep olmuştu.Haru'nun onu
uyaran,öksürerek boğazını temizle-
yen sesiyle kendine gelen Asahi,hava-
da kalan elini hemen yumruk yaparak göğsüne bastırmış,adeta içinde bir yerlerin yandığını hissetmişti.

İçini çekti.Toplantı bütün hararetiyle devam ediyordu..Kararını verdi.O is-
temese de,Terraya gidip kraliçesinin dönmesine eşlik edecek,aralarındaki buzları bugün eritecekti.Toplantıyı bir an önce bitirse iyi olurdu.Sabırsız-
ca önüne döndü.Ellerini masaya daya-
yarak,bir süre masada açılı duran An-
dromeda Galaksisi Haritası'nı incele-
di.Uzun,ince parmaklarıyla,tek tek birkaç yeri işaret ederek

Karanlık Prens Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin