Karanlık Prens

İlk Şüphe

Tüm bu kalabalığın içinde kalbim yine
de seninle!

İlkbahar festivali için gezegene kabul edilen konuklar akvaryumun yerden tavana kadar uzanan yüksekliği karşı-
sında büyülenmiş gibiydi.Bir yıl kadar önce sarayda yabancılık çekmemeleri için Dağatlı gelin adayları için özel o-
larak hazırlatılan dev akvaryum,daha ilk günden İkari'nin sınavından geçe-
meyen çoğu gelin adayının evlerine
gönderilmeleri yüzünden çok da kul-
lanılmamıstı.O zamandan beri sadece Dağatlı Yuma tarafından kullanılan akvaryum,zaman zaman Miyuki'nin
de kaçıp geldiği ve Yuma'nın uzun yü- züşlerini izleyip huzur bulduğu bir yer olmuştu.

Bugün de dış gezegen krallıklarından gelen konuklarla birlikte akvaryumun
önünde oturuyor,dansçı denizkızları-
nın egzotik akvaryum  dansını izliyor-
du.Dün gece odasında bulduğu,üstün-
de kraliyet amblemi olan ipek mendi-
lin,Asahi'ye ait olduğunu bildiği için
olsa gerek,Asine'nin kasıla kasıla otu-
rup,saçma sapan bir sırıtış içinde ol-
masını umursamıyordu.Sakura,Yuma, Minato,Hikari,Rin hatta Dadı Ning.Gö-
rebildigi kadarıyla herkesin keyfi pek bir yerindeydi.Öyleyse bu gece hiçbir şeyin canını sıkmasına izin vermeye-
cekti.Hatta onu görmek,ona fazlasıyla Kral Peju'yu hatırlatsa da,yanına ka-
dar gelip onu dansa kaldırmak isteyen
Kral Haja'ya bile hayır demeyecekti..!
Gece boyu tepesinde dikilip,bir an ol-
sun yanından ayrılmayan Haru,niyeti-
ni anlayıp ona engel olmak için hare-
kete geçtiyse de,artık çok geçti.

Elini uzattı.Ayağa kalktığında pembe
ipek elbisesinin etekleri dalgalandı.Bi-
linen çok eski yöresel bir halk dansını,
onun adımlarını izleyerek eşlik eden Kral Haja,dansa hiç de yabancı görün-
müyordu.Oysa bu gezegenden bile de-
ğildi.Ayrıca kabul etmek lazımdı!Kral Peju'ya ne kadar benziyor olsa da,on- dan daha az itici,daha anlayışlı ve çok daha kibardı Kral Haja.

"Yorulduysanız oturabiliriz!"diyordu.

"Sorun değil!"

"Devam edebiliriz!"dedi Miyuki.

Sonunda müzik bitip de,onu elinden
tuttuğu gibi yerine götüren, eğilerek ona selam veren Kral Haja,kız kardeşi Asine'nin yanına geçip oturdu.Aniden bir uğultu koptu!Abel'in genç kralı or- tada kendi kendine bir savaş dansı oy-
nuyordu.Onu hayranlıkla izleyen Asi-
ne'nin ağzı,neredeyse kulaklarına va-
racaktı.Elindeki kılıcı düzgün ritmik hareketlerle savuran genç krala,Terra-
lı muhafızlar da katıldı.Şimdi ortada gittikçe artan bir ritimle dans eden, bir grup genç adam vardı.Son derece çekici göründükleri ortadaydı.Ancak
içlerinde en göz dolduran ve en çekici
olanının Abel'in genç kralı olduğu tar-
tışma götürmezdi.Bir süre sonra,kral-
larını izlerken heyecana kapılan Ake-
mi ve Dağat muhafızlarının birlikte
"HU..!HU..!HU..!diye bağırarak yürüt-
tükleri coşkulu tezahüratları,kralları-
na gözlerini bağlayarak dansa devam etmesini istedikleri mesajını veriyor-
du.Daha önce defalarca yaşandığı bel-
li olan bu sahnede,kralları onları duy-
mamazlığa gelmedi.Boynundaki siyah ipek fuları çıkararak gözlerini bağla-
dı.Tezahüratlar durmadan artarak de-
vam etti.Müziğin ve bağırtıların ritmi-
ne kapılmış,artık gözleri kapalı hare-
ket ediyordu.Ona yaklaşarak,her bir koldan kılıçlarını sallayan Terralı mu-
hafızların kılıç darbelerini,hem göz alıcı asil hareketlerle,hem büyük bir ustalıkla savuşturuyor,yeni darbeleri karşılamak üzere dikkat kesiliyordu..

Öte yandan kollarını göğsünde kavuş-
turmuş,olanları bilge bir tavırla izle-
yen Hiroşi'nin sorduğu soruyu,ondan daha bilgece tavırlarla cevaplıyordu Dadı Ning.

"Onun neden böyle davrandığına dair
bir fikriniz var mı?"

"Hiçbir fikrim yok!"

"Ancak onu bebekliğinden beri tanı-
rım!"