Asahi öğleden sonra Haru'yla yaptığı kılıç taliminin hemen sonrasında,ka-
bile liderleriyle toplantıdaydı.Kabile-
lerin refah seviyeleri,ordunun gider-
leri,askerlerin eğitimi,Terra çiftçileri
ve yapılabilecek yardımlar,konuşulan birçok konu arasındaydı.Anzar,yıllardır Terra Ormanı'nda sür-
gün halinde yaşamak zorunda kalan
melezlerin durumlarını ortaya attı.
Hararetle,onların topluma kabul edil-
melerinin gerekliliğini dile getiriyor-
du.Horas,bunun olabilmesi için sade-
ce kabile içi evliliklere izin verilen ge-
zegende,artık kabileler arası evlilikle-
re de izin verilmesinin gerekliliğini belirtiyor,Hanna ise başını sallayarak onu onayladığını gösteriyordu.Aslın-
da kendisi de,asırlardır sürdürülen bu geleneği anlamsız bulan Asahi,kabile
liderlerinin bu konudaki düşünceleri-
ni,ona böyle cesurca ifade edebilmele-
rine hayran kaldı."Katılıyorum!"dedi.
"Melezler bu gezegenin kaçınılmaz bir gerçeği olduğu halde,yıllardır Terra'-
da sürgün halinde yaşamak zorunda kalıyor!""Oysa çeşitlilik zenginliktir!"
"Bu çeşitlilik içerisinde adaletli bir yö- netim,herkese mutluluk getirir!"
"Artık melezlerin,dördüncü bir kabile olarak kabul edilmesinin zamanı gel- di!"
Birden toplantının en hararetli yerin-
de,Miyuki'nin aşçıbaşı Yoko ile krali-
yet mutfağında girdiği mücadele,fısıl-
tılar halinde kulağına geldiğinde,yü-
zünün şekli ve rengi değişmeye başla-
dı.Bekledi ama daha fazla dayanama-
dı.Kısılmış gözlerini tavana dikerek,
derin bir nefes aldı.Aniden yumruğu-
nu masaya vurarak,"Çok oluyorsun artık Yoko!"diye dişle-
rinin arasından söylendi.Hanna başını kaldırarak ona bakakal-
dı.Demek ki prensin saraydaki fısıltı-
ları ama özellikle odaklandığında ne-
redeyse her fısıltıyı duyduğu doğruy-
du.Zaten babası Kral Ajura'nın nasıl öldürüldüğünü,Akemi lideri Sora'nın fısıltılarından öğrenmemiş miydi?An-
laşılan az sonra Yoko'nun başı büyük bir belaya girecekti.de-
rinin ihanetlerini de bu şekilde öğren-
memiş miydi zaten!Asahi saniyeler içinde,üç liderin şaşkın bakışları ara-
sında havalanarak toplantıyı terk etti.Hiç kimse Asahi'nin mutfağa geldiğini
ve saklanarak olanları uzaktan izledi-
ğinin farkında bile değildi.Mutfağını Miyuki ile paylaşmak istemeyen Yoko,
geçen sefer de kıza zorluk çıkarmış,A-
sahi kendini tutarak müdahale etme-
mişti.Şimdi de müdahale etmek iste-
miyordu aslında.Bekledi.Miyuki'nin ne yapacağını görmek istiyordu.Zaten onu koruyabilecek kadar yakınınday-
dı.Olacakları izlemeye koyuldu.Mutfakta bir tencere tava yarışıdır gi-
diyordu.Yoko'nun uzandığı tencereye Miyuki el koyuyor.Miyuki'nin uzandı-
ğı tava,Yoko için vazgeçilmez oluyor-
du.Yemek yapmaktan çok,çene yarış-
tırıyor gibiydiler."O kaşık senin,bu kaşık benim!"
"Yana kay!Çok yer kaplıyorsun!"
"Sen de uzak dur!Dikkatimi dağıtıyor-
sun!"
"Şekerin hepsini kullanma,banada la- zım!"
"Sen de unu çok kullandın!Biraz bana
bırak!"
"O benim tabağım kendi tabağını kul-
lan!"
"Sen de kepçemi geri ver!"
"Duvarda yirmi kepçe asılı.Onlardan birini al."
"O benim uğurlu kepçem!Onu istiyo-
rum!"
"Al kepçeni başına çal!"Birden tencereler,tavalar havada u- çuşmaya,mutfakta un,şeker yağmur gibi yağmaya başladı.Sanki Yoko'nun mutfağına bir kar fırtınası isabet et-
miş,bir türlü dinmek bilmiyordu.Asahi tam harekete geçecekti ki,Mi-
yuki'nin başına bir şey gelmesi duru-
munda,onların canına okuyacağını iyi bilen muhafızların,kızın önüne atıla-
rak,bütün darbeleri aldıklarını görün-
ce vazgeçti.Hikari,Rin,hizmetli kızlar kan ter içinde,hepsi uçuşan tencere ve tavalardan nasibini alıyordu.Asahi ne tarafa bakacağını şaşırmıştı."Mutfak,
şimdilik onu patlatmadığı için Miyuki'
ye teşekkür etmeli!"diye düşünmeden edemedi.Ancak en ölümcül darbeyi Yoko aldı.Miyuki'nin daha ilk anda bir kedi gibi zıplayarak,yukarıdan muha-
fızların arasından fırlattığı tava Yoko'-
nun kafasına isabet ettiğinde,herkes
sanki az sonra,bu müthiş hamlenin kritiğini yapacakmış gibi,hareketsiz
kalarak adeta donmuştu.Kızın havaya bir kedi gibi zıplaması mı,ya da onca muhafızın arasından o tavayı,üstelik-
te falsolu fırlatması mı,hatta tavanın isabet ettiği yer mi!Hangisinin daha ilgi çekici olduğunu söylemeleri zor-
du.Yoko'nun kafasından kanlar akma-
ya başlayıp,bunu gören Hikari'nin de çığlığı basmasıyla,savaşın tüm hızıyla tekrar başlaması oldukça kolay oldu.
Uzun süren mücadelelerinin sonunda yorgun düşüp de cephe gerisine çekil-
diklerinde,üstleri başları una bulan-
mış,bu halleriyle mutfağa musallat ol- muş hayaletleri andırıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Prens
FantasyPrens Asahi,uzun kirpiklerinin çevrelediği kapkara gözleriyle, Akemiler'in yaşadığı gökyüzüne baktı.Pencereyi açıp bulutlara elini uzatsa,elinin ıslanacağından emindi.Aşağıda Terra bölgesinde, hala ışıkları yanan evler vardı.Dağatların okyanusuna ya...