Dilsiz Şifacı

14 3 1
                                    

Terra Ormanı'nın derinliklerinde si-
yah,uzun elbisesinin içerisinde genç
bir kız,Taysak ceylanının bakışlarını andıran ürkek bakışlarıyla etrafına bakınıyor,neredeyse nefes bile alma-
dan,dikkatli ve sessiz adımlarla yürü-
yordu.Konuşmamaya yemin etmişti.
Bu konuda çok dikkatliydi.Öyle olma-
sa,avcısının onu hemen oracıkta kıs-
kıvrak yakalayacağından emindi..!İki aydır gizlendiği mağaradan,her sabah olduğu gibi bu sabah da gün doğma-
dan ayrılmış,sırtındaki hasır sepeti  Çayaka bitkisinin tombul,yeşil ve şifa özelliği zengin tohumlarıyla doldur-
muştu.

Miyuki,alnında biriken ve bir yapra-
ğın üzerindeki sabah çiğlerini andı-
ran boncuk boncuk terleri,elinin ter-
siyle sildi.Azıcık dinlenmeye karar vermişti.Etrafına bakındı.Sık,kahve-
rengi çalılarla çevrili,bir Daga ağacı-
nın gövdesini gözüne kestirdi.Sırtın-
daki sepeti kenara bıraktı,usulca otu-
rarak ağacın gövdesine yaslandı.An-
neannesinin bir zamanlar tavşan de-
risiyle yaptığı su matarasından koca-
man bir yudum su aldı.Matara,iki ay önce kaçarcasına ayrılırdığı annean-
nenin evinden,yanında getirdiği üç, beş eşyasından biriydi.Herkesi ve her şeyi geride bırakmıştı.Artık neredeyse hiçbir şeye sahip değildi.Ancak hiçbir şeye sahip olmamanın,her şeyden öz-
gür olmak anlamına geldiğini de bu-
rada öğrenmişti..

İki aydır şifacılık yeteneklerini olduk-
ça geliştiren Miyuki,Terra köyünde herkesin aradığı çok sevilen bir şifacı olmuştu.Hasta bakarken dahi çıkar-
madığı,üzeri siyah tülle örtülü şapka-
sından dolayı,yüzünü gören de olma-
mıştı.Ayrıca hiç konuşmadığı ve işaret
diliyle anlaştığı için dilsiz olduğu dü-
şünülüyor ve uzun zamandır halk a- rasında dilsiz şifacı diye çağırılıyordu.
Hastalarından asla para almıyor,onun yerine ekmek,yumurta vs yiyecekleri kabul ediyordu.Çok çalışıyor,çok yo-
ruluyordu!Olukça zayıflamıştı da!Her sabah sarayda,dadı Ning'in koştura
koştura getirdiği,baş aşçı Yoko'nun enfes kokulu çörekleri geldi aklına..
Yutkundu!Matarasından bir yudum su daha alarak,açlığını bastırmaya ça-
lıştı.Bedeninin hissettiği açlık hiç ö-
nemli değildi,ona asıl acı veren ru-
hundaki boşluktu.Asahi'ye hissettiği
özlem gün geçtikçe artıyor,zannetti-
ğinden daha çok yaralıyordu onu.Bu
yüzden,özlemin dayanılmaz olduğu
zamanlarda vücudunu tüketircesine
daha çok çalışıyor,ruhunu ve beynini oyalamanın yolunu mutlaka buluyor-
du.Yaptığı iş ona zevk vermiyor değil-
di,mutlu da ediyordu onu.Üç hafta ön- ce mesela,topladığı şifalı otları satma-
ya gittiği Terra pazarında,köylülerin
kendi aralarındaki konuşmalarına ku-
lak misafiri olan Miyuki,bir süredir devam eden garip bir cilt hastalığın-
dan söz ettiklerini duymuştu.

Köyün hemen çıkışında tek başlarına yaşayan,terralı yaşlı bir çiftin,bu ga-
rip cilt hastalığı yüzünden torunlarını kaybetmek üzere olduklarını öğrenen
Miyuki,hemen yapabileceği bir şey o- lup olmadığını görmek için,elinde şi-
falı ot dolu sepetiyle yaşlı çiftin kapısı-
na dayanmıştı.Karşılarında yüzü tülle
gizli ama ince vücut hatlarından kız
olduğu belli siyahlar içerisindeki kızı
gören yaşlı çift,başlangıçta korkmuş
olsalar da,ağzını açıp kelime etmeme- sinden onun herkesin sözünü ettiği dilsiz şifacı olduğunu anlamıştı.Böyle-
ce kısa süren bir bakışmanın ardın-
dan ona güvenerek,hemen içeri almış-
lardı.Birine koşulsuz güvenmek..!Hele de bu kişi sevdiğin kişi olunca,ne ka-
dar da güven vericiydi değil mi?O an orada,Asahi'nin sadakat testini hatır-
layan Miyuki,kendisi için sonuna ka-
dar açılan kapıdan,o gün buruk bir gülümsemeyle içeri girişini hatırladı.

Hemen küçük çocuğun ateşlenip kus-
masına sebep olan cildindeki yaraları-
na bakan Miyuki,hiç beklemeden Nal-
ça bitkisini kaynatarak elde ettiği ila-
cı çocuğa içirerek ateşini düşürmüştü. Yine aynı bitkiyi kullanarak hazırladı-
ğı merhemi yaralarına sürdüğünde,i-
yice rahatlayan çocuğun o gece derin
ve temiz bir uyku çekmesini sağlamış-
tı.Gece işi bitip oldukça geç bir saatte Terra Ormanı'ndaki mağaraya kanat-
lanarak geri döndüğünde,yorgunluk-
tan neredeyse bayılmak üzereydi.İki  gün sonra çocuğu kontrol etmeye git-
tiğinde,yaşlı kadından çocuğun yara-
larının söndüğünü ve artık ateşlenme-
diğini öğrendiğinde çok rahatlamıştı.
Sonrasında yaşlı kadının minnet dolu dualarınının Miyuki'ye verdiği mutlu-
luksa tarif edilemezdi..!Üstelik böyle-
ce halk arasında bir süredir devam e-
den bu garip salgın hastalığın önüne
geçmişti.

Karanlık Prens Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin