Karanlığımı Delen Işığım

117 16 2
                                    

Miyuki'nin pulsarı yumuşak bir iniş yapıp,onu aşağıda diğer kızların yanı-
na bıraktığında,Hikari bu küstah kı-
zın sınavı geçmiş olduğuna inanama-
dı..

Pulsardan atladığı gibi yukarıya,pren-
sin olduğu platforma bakan Miyuki  nefes nefeseydi.Prens,platformun ke-
rına kadar gelmiş,delici gözlerini on-
dan ayırmıyordu.Aralarında gizli bir çekim oluşmuştu sanki.Hmm,gerçek-
ten de yakışıklıymış!diye düşünen Mi-
yuki,nefesini düzenlemeye çalışarak,
gözlerini zorlukla prensten ayırdı.Hi-
kari kolunu çekiştirerek ona bağırdı.

"İNDİR O GÖZLERİNİ KÜÇÜK HANIM!"

"Ne oldu Hikari..?Beni gördüğüne se-
vinmedin mi!?"

"PRENSE O GÖZLERLE BAKAMAZSIN!

"Sana geri döneceğimi söylemiştim
değil mi!?"

"UKELA SENİ!"

"Hem bak!"

"Ne İkari ağacından inmeyi unuttum,
ne de sandala binmeyi!"

"Üstelik yediğim onca çöreğe rağmen pulsar da beni sırtından atmadı!"

Nihayet kendini toparlayarak etrafına bakınan Hikari,sınavdan geçen yedi Akemi,bir o kadar Dağat,dört tane de Terralı saydı.En başından beri zaten bir avuç kadar olan melezlerden,elin-
de adının Rin olduğunu bildiği ürkek bakışlı bir kızla,bu sivri dilli melezin kaldığını gördüğünde dehşete düştü.
Arkasını dönüp bir komutan edasıyla
yürümeye başladı.

"ELİMDE BİR İKİNİZ Mİ KALDINIZ!"

"NE KADAR DA ŞANSLIYIM DEĞİL Mİ!"

"TAKİP EDİN BENİ!"diyerek,histerik bir kahkaha attı.

Miyuki Rin'in elinden tutup kadının arkasından yürümeye başlamadan  hemen önce,son bir defa başını kaldı-
rarak,prensin olduğu tarafa baktı.Onu
göremedi..

"Prensim!Babanız burada olduğunu-
zu öğrendi.Akemi salonunda sizi bek-
liyor!"

Akemi muhafızının getirdiği bu kaçı-
nılmaz haberi,buraya geldiği ilk an-
dan itibaren zaten bekleyen Asahi,a-
şağıda melezlerin arasında duran kız-
dan zorlukla gözlerini ayırarak,Haru'-
nun omuzuna dokundu

"Hmm!Gidip Sora'nın derdi neymiş
öğrenelim?dedi.

Siyah kanatlarını açtı.Babasının yanı-
na gitmek üzere havalandı..

Beş dakika sonra Akemi salonunda..

Kral Ajura çok öfkeliydi.Yarım saattir
karşısına aldığı oğluna dil döküyor fa-
kat bir türlü sakinleşemiyordu.Asahi
ise sessiz sakin babasını dinliyor gibi
görünse de aklı başka yerde,bakışları
ise bildiğimi okuyacağım diyordu.Da-
ha da öfkelendi kral.

"NASIL BÖYLE PERVASIZCA HAREKET
EDEBİLİRSİN!?"

"KABİLE LİDERLERİ ZATEN BİR AÇIĞI-
NI BULMAK İÇİN HAZIR BEKLİYOR!"

"SEN İSE GİDİP ESKİ DAĞAT TAHTIN-
DA GERİNE GERİNE OTURARAK,KRA-
LİÇE ADAYLARINI İZLİYORSUN ÖYLE
Mİ!"

"PEKİ SANA HİÇ KİMSE,HENÜZ BU A-
ŞAMADAYKEN KRALİÇE ADAYLARINI GÖREMEYECEĞİNİ,YANLARINA DAHİ YAKLAŞAMAYACAĞINI SÖYLEMEDİ Mİ!"

Üç kabile liderinin babasının beynine
ateş edercesine ileri sürdükleri baha-
nelerini ve ona nasıl zor anlar yaşat-
mış olabileceklerini iyi bilen Asahi,ar-
tık babasının sakinleşmesini bekleye-
meyecek bir sabırsızlıkla söze girdi.

"Baba!"
"Haklısınız!"
"Belki biraz acele ettim!"
"Belki bugün oraya gitmemeliydim!"
"Fakat söyler misiniz baba!"
"Kraliçe adaylarını tanımadan kraliçe-
mi seçmemi nasıl beklersiniz?"
"Kader çoğu zaman karşımıza tesadüf kılığında çıkar!"
"Annemle tesadüfen karşılaştığın o bozkırda,o gün yanından geçip gitsey- din,o sadece tesadüf olarak kalırdı!"
"Ancak sen,üstelik de kabilelerin bü-
tün itirazlarına rağmen annemi kade-
rin yapmayı başardın!"
"İçimden bir ses bugün orada olmam
gerektiğini söylüyordu ve gittim!"
"Ben sadece kaderimi yakalamaya ça- lışıyorum.Yanımdan geçip gitmesine izin vermeyecegim!"

Karanlık Prens Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin