Büyüklü küçüklü şelalelerle çevrili As-
tana Vadisi için,gezegenin en güzel va- disi demek yalan olmazdı.Akemilerin
gökyüzünden kopup gelmiş bulutlar,
deli bir rüzgarın onları alıp götürmesi ihtimaline karşın iyice alçalmış,vadi-
nin derinliklerinde hayalet bulutlar halinde geziniyordu.Akıl almaz renk ve çeşitlilikte çiçeklerle donanmış va-
dinin,sadece kendisine aitmiş gibi gö-
rünen gökyüzünde,pembe polen bu-
lutları arasında kuşlar uçuşuyordu.
Türlerine has,değişik sesler çıkararak uçan kuşlar,Miyuki'nin içini mutlu-
lukla doldurdu.Vadi,cennetten bir kö-
şe gibiydi..Sabahtan beri özenle topladığı pembe Kalinda çiçeklerine baktı.Yeteri kadar toplamıştı.Artık yola koyulma vaktiy-
di.Derin bir nefes aldı.Bugün Terraya,
anneannenin mezarını ziyaret etmeye gidecekti.Herkesten ve her şeyden ka-
çıp buraya geldiği ilk günden beri dik-
katli davranmış,Asahi'nin onu ilk ara-
yacağı yer olduğunu bildiği,annean-
nenin mezarına gitmemişti.Gökyüzü-
ne baktı!Daha fazla gecikemezdi.Akemili ve Terralı muhafızlardan sak-
lanarak üç saat süren uzun bir yürü-
yüşün ardından,nihayet Terraya ulaş-
tı.Mezarın hemen yakınında olduğu-
nu hatırladığı derenin,gürül gürül a-
kan sesini duyabiliyordu artık.Dereye
yaklaştıkça,çok daha dikkatli olması gerektiğini biliyordu.Nitekim sık bir çalılığın arkasına saklanarak,uzun sü-
re etrafı kolaçan ederek bekledi..Dü-
şündüğü gibi gökyüzünde sürekli dev-
riyeler halinde gezinen Akemili mu-
hafızlar vardı.Ayrıca kalın Daga ağacı-
na tünemiş,gözlerini anneannenin mezarından ayırmayan,sabırla ve hiç konuşmadan bekleyen iki Akemi mu-
hafızı da gözünden kaçmamıştı.Nere-
deyse üç ay geçmiş olmasına rağmen,
demek hala aynı kararlılıkla arıyor-
lardı onu.İnatçı Yarasa!diye düşündü.
Bir süre ne yapacağını bilemeden bek-
ledi.Ağlamak üzereydi.Oysa buraya gelirken ne kadar da mutluydu.Kuca-
ğında sımsıkı tuttuğu Kalinda çiçekle-
rine bakakaldı.Anlaşılan anneannenin mezarını dahi okşayamadan,onları da yanına alıp,mağaraya geri dönecekti.
Komik!diye düşündü.Buna tam anla-
mıyla Eve Eli Boş Dönmek denilemez-
di değil mi!?Aylarca Asahi'ye yakalanırım diyerek konuşamamaktan,geceleri sayıkla-
maktan korktuğu için yeterince uyu-
yamamaktan,doğru düzgün beslene-
memekten,soğuktan,sıcaktan,yalnız-
lıktan,böceklerden,yılanlardan,yırtıcı
hayvanlardan,içine akıttığı sessiz göz-
yaşlarından..!İyice bunalmıştı artık.
Böyle ne kadar devam edebilirdi ki!Boğulduğunu hissetti.Adeta nefes ala-
mıyordu.Bunca zaman sonra bile an-
neannenin mezarına da mı sarılama-
yacaktı!Oysa yaşama tutunabilmek, bunca zorluğa dayanabilmek için baş-
ka kimden güç alabilirdi ki!Ayak par-
maklarından başlayarak bütün vücu-
dunu saran garip bir uyuşukluk his-
setti.Korkunç derecede zayıflamış ol-
masından dolayı güçten düşmüş ba-
cakları titriyor,gözlerinin etrafını sar-
mış mor halkalarla,bir hayaleti andı-
rıyordu.Konuşamıyor,uyuyamıyor,
yemek yiyemiyor,iki ay sonra bile an-
neannesinin mezarını ziyaret edemi-
yordu.Asahi pes etmiyor,Miyuki her
geçen gün huzursuzluk denizinde
kaybolup gidiyordu.HAYIR!Böyle devam edemezdi.Bura-
larda öylece ölüp gidecekti!Kararını
verdi.Onu ayakta tutan,hala az biraz
onuru ve gücü varken,onunla yüzleş-
meliydi.Ne olacaksa olsundu artık."BURADAYIM!"
"Bekliyorum gel!"dedi.
Arkasında kanat sesleri duyduğunda,
henüz ikinci soluğunu dahi almamış-
tı.Başı dik,koşulsuz yüzleşmeye hazır
yiğit bir savaşçı gibi döndü.Göz göze
geldi.Gelmez olaydı.Siyah gözlerin sa-
bit karanlığı,alnındaki lekelerin alev- si kırmızılığı..!Buna hazırdı,daha azı-
nı beklemiyordu.Ancak sanki her an
onu kullanacakmış gibi,elini kılıcının kabzasında tutmasını beklemiyordu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Prens
FantasiPrens Asahi,uzun kirpiklerinin çevrelediği kapkara gözleriyle, Akemiler'in yaşadığı gökyüzüne baktı.Pencereyi açıp bulutlara elini uzatsa,elinin ıslanacağından emindi.Aşağıda Terra bölgesinde, hala ışıkları yanan evler vardı.Dağatların okyanusuna ya...