Tören neşe içinde geçiyordu.Etrafı tütsü kokuları sarmış,herkes yiyor,
içiyor,eğleniyordu.Beyazlar içindeki Akemi kızları,gök-
yüzündeki kanatlı danslarıyla,sürekli yer değiştiren bulutlar gibiydi.Yerde,
alanın tam ortasında,onlarla aynı mü-
zikle,aynı anda,mavi elbiseleri ile ken-
di etraflarında dönerek girdaplar o-
luşturan Dağat kızları,adeta okyanus-
ların sahibi bizleriz dercesine dans ediyordu.Birden,alanın ortasına ko-
şarak gelen Terralı dansçı kızlar,mız-
raklarını havaya kaldırıp yere vura-
rak,vahşi savaş dansları ile onlara ka-
tıldı.Alan toprak,su ve havanın birbi-
rinin içine girmiş dansını izliyordu.A-
sahi bir eli dizinde,Haru'ya yanına o- turmasını işaret ederek,bu mistik dansı keyifle izlemeye koyuldu.Tahtın hemen arkasında oturan Dadı Ning prense şefkatle baktı.Yıllardır prensin yanında olan,onunla sevinip üzülen,onunla hastalanıp iyileşen,ye-
mediğinde yemeyen,içmediğinde iç-
meyen yaşlı kadının gözleri gururla doldu.Etrafa göz gezdirdi.Kabilelerin meraklı bakışları prensin üzerindey-
di.Birazdan törene geçilecek,prensten
üç kabilenin oklarını sırayla atması beklenecekti.Sonrasında prensin al-
nında belirip bir ömür boyu taşıyaca-
ğı sembol,aynı zamanda kraliçesini de belirleyecekti.Herkes heyecan içinde, prensin az sonra gerçekleştireceği a- tışlarını beklerken,Dadı Ning oğlu gibi sevdiği Asahi için sessizce dua etmeye
koyuldu.Sonunda Asahi'nin keyifle iz-
lediği dans bitti ve heklenen an geldi.
Hiroşi yavaşça prensin kulağına eğile-
rek,"Prensim her şey hazır!"dedi.
Dansın büyüsünden sıyrılan Asahi a-
yağa kalktı.Onun için ok atmakta so- run yoktu.Zaten vurması gereken bir hedef de yoktu.Yapması gereken tek şey,üç kabilenin oklarını sırasıyla gök-
yüzüne doğru atmak,sonrasında önü-
ne hangi okun düşeceğini beklemekti.
Asahi de heyecan yoktu.Bir korku ya
da endişe de!Olacak olan zaten olur-
du..Ellerini dizlerine vurarak,yavaşça a-
yağa kalktı.Sakin ama seri adımlarla
az önce babasının meşaleyi havaya kaldırarak töreni başlattığı platforma
çıkan merdivenleri tırmandı.Platfor-
mun kenarında,üzerinde ok ve yayla-
rın olduğu bir masa vardı.Hemen bir göz attı.Ellerini okşar gibi tek tek yay- ların üzerinde gezdirdi.Kabileler ne-
feslerini tutmuş,prensin önce hangi yayı eline alacağını merakla bekliyor-
du.Asahi düşünmeden,masanın en ba-
şında duran Akemilerin beyaz fildişin-
den yapılma yayını eline aldı.Oku ya-
ya taktı,gökyüzüne doğru atışını yap-
tı.Akemiler kanatlarını titreştirdi..!
Prensin ilk atışını,Akemi yayıyla yap-
ması onları sevindirmişti.Prense mut-
luluklarını gösteriyorlardı.Asahi çok beklemedi.Kavçak odunlarından ya-
pılma Dağat yayını eline aldı,oku yaya takarak fırlattı.Dağatların solungaçla-
rı titreşti.Hemen ardından,Daga ağa-
cından yapılma sağlam Terra yayını e-
line alıp son oku da gökyüzüne doğru fırlatan Asahi,bacaklarını iki yana a-
çarak beklemeye başladı.Alanı Terra- ların"HUUUUU!"diyerek bağıran gür sesleri sardı.Kabileler yerinde dura- mıyor heyecandan,tıpkı Terralar gibi
"HUUUU!"diye bağırıyordu.Kral Ajura tahtında doğrularak oturdu.,Hiroşi,Ai,
Bao ve Dadı Ning neredeyse ağlamak üzereydi.Haru'nun boğazı kurumuş,
dudakları titriyordu.Asahi kolunu havaya kaldırarak coş-
kun kalabalığı susturdu.Alanda artık
neredeyse hiç kimse nefes dahi almı- yordu.Ortamda tam bir ölüm sessizli-
ği hakimdi..!Uzaklardan,çok uzaklar-
dan,gökyüzünden!İşte havayı yararak geliyordu.Gelsin kader bildigi gibi..!
Asahi bekliyordu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Prens
FantasyPrens Asahi,uzun kirpiklerinin çevrelediği kapkara gözleriyle, Akemiler'in yaşadığı gökyüzüne baktı.Pencereyi açıp bulutlara elini uzatsa,elinin ıslanacağından emindi.Aşağıda Terra bölgesinde, hala ışıkları yanan evler vardı.Dağatların okyanusuna ya...