31.Bölüm Sen Güçlüsün Ceren

404 26 14
                                    

Agah salonda koltukda oturmuş elindeki gazetenin ekonomi bölümünü okuyordur. Nedimle Cenkin geldğini görür, şöyle bir ikisini süzüp, gazetesine geri döner, merakla da sormayı unutmaz.

- Eee torun ismine karar verdiniz mi, artık, koyuyoruz Mübecceri demi nedim?

Nedim artık bu isinden sıkılmıştır. Antika isimler koymaya hiç niyeti yoktur, amcasını kırmadan bu konuda ne yapacağını düşünür...

Cenk neidimin zorlandığını görünce, sakin bir sesle...

- Bence artık uzatmanın bir anlamı yok baba, onlar çoktan kimliği çıkaardılar. Konu burda kapansın.

Agah duyduğu sözlerle, öfkeyle yerinden kalkıp nedimin karşısına geçer, sert bir sesle...

- NE DEMEK LAN KOYDUK, NE YAZIYOR O KİMLİKTE NEDİM...!!!

Cenk sırıtarak bakar babasını gülmemek için dişini sıkar, fayda etmez kıkırayarak.

- Müneccer yazmadığı kesin baba..

Nedim baktı ki kaçışı yok, cebinden cüzdanını çıkarıp, içini açar, agah nedmin yaptığı her hareketi gözleriyle takp ediyordur.

Nedim kııznın kimliğini çıkarığ amcasına verir, Agah kimliği eline akıp baktığında, isim yerine.

- Bese KARAÇAY yazdıını görünce, sinirle gözlerini kimlikten ayırıp.. nedime bakar.

- Yani benim lafımı dinlemedin, öyle mi oğlum. sesinde birazda kırgınlık vardır. Kimliği nedimin eline öfkeyle bırkıp, salonu terkeder.

Şirkete gitmek için evden çıkar arkasından şaşkın iki adam bırakarak.

Cenk babasının bu kadar abartmasına kalarını çatıp izler arkasından, nedime baktığında çocuğun yüzünün düştüğünü görür, bir elini nedmin omzuna koyarak, ona destek olur.

- Üzülme, babamın huyunu bilmiyor musun nedim? Tecrübe konuşuyor burda, akşama pamuk gibi olur o, hadi gel bahçeye çıkalım, kapıya yönelirlen, merdivenlerden duydukları topuk sesi bakışları oraya çevirir,

Hale üzerine giydiği mavi iddialı elbisesiyle, kusursuz makyajıyla bizimkilerin yanına gider, nedim kıza boş gözlerle bakarken, cenk kaşlarını çatar, abartıdan hoşlanmaz, ona göre kızlar, çok makyaş yapınca suratlrı duvardan farksız oluyorlar.

Hale ikisinin de yüzlerinin asık olmasını umursamaz, sabah babasıyla yaptığı konuşmayı hatırlayınca yüzünde güller açar halenin, iki eliyle cenkin bir elin avuçlarına alarak, onun gözlerine bakar, cenk bir haleye, birde elini avuçlayan ellere bakar, o sıra da cemre üstünde gözterişli kırmızı elbisesiyle, yüzünde kendisine çok da yakışmayan abartılı makyajıyla inmektedir, haleyi ve cenki yle görünce, kaşları çatılır ikisini de öldürecekmiş gibi bakar. Farkında olmadan elleri yumruk yapmış, kızın ne diyeceğini bekler.

Haleyse, yüzünde tatlı bir gülümsemeyle...

- Ailemle konuştum cenk, bu hafta evde olmadıkları için yalnız kalmamı istemiyorlar, burda kalabilirmişim, sende sevindin değil mi?

Cenk bu emrivakiler den hoşlanmaz, halenin yaptığı kaşlarını çatsa da, kıza ters birşey söyleyip yüzündeki gülümsemeyi bozmak istemez, zoraki gülümseyerek..

- İyi yapmışsın, Hale. Bizde bahçeyye çıkıyoruz gelmek ister misin?

Hale başını sallar hemen hevesle. Cemre gözlerini devirerek sakinleşmek için öfkeyle merdivenlerden gerisin geri gider, cenk merdivenlerden duyduğu sesle oraya baktığındaa cemreyi giderken görünce, merakla bakar, üstündeki abartı kıyafetine, bu kızın sade giyinmesini beğenirken böyle palyonço gibi dolaşması yüzünü buruşturur, cenk...

İNTİKAM (Ceren ❤ Nedim) - (Cenk ❤ Cemre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin