Herkes bir bedel öder....
Ben Ceren
Bende ödüyorum. Hemde en acı şekilde... Evlendim aldatıldım... Kim intikam istemez ki ben isterim hen de en acı en adi şekilde ben ceren karaçay kocamın ve ablamın ihanetiyle kalbimi kor ateşlere attım... Düğün g...
Ömer birden gelen acıyla yüzünü buruşturup ensesini ovarken. Selçuk... - Lan salak senin benim annem senin anneni doğurtmadı mı?
Ömer alınmış bir halde alt dudağını sarkıtırken.
-Bana ne kızıyorsun oğlum. Ya sabır... Abi küfrediyor. Ben napıyım...
Ömer sıkıntıyla soluk verirken, odaya bir göz atar. Duvarda cemrenin fotoğrafını görünce şaşkınlıkla ömere dönerek.
- Vay be... bizim abiye bak sen. İyice mecnuna bağlamış hayır kız da hak etse bari, içim yanmaz.
Bozuk motor gibi, nereye gittiği belli değil.
Selçuk gözlerini devirirken yerde sızmış olan alpaslanın bir kolu omzuna atmış kaldırmaya çalışır. Tek başına gücü yetmeyince ağzından küçük bir küfür kaçar. O böyle uğraşırken, Önerin yalı kazığı gibi tepesinde dikilmesine sinirlenen selçuk.
- Yardım etmek için ne bekliyorsun, davetiye mi? Bak hala bakıyor, sıçacam şimdi ağızına ÖMER, dikilme de, yardım et.
Ömer yüzünü buruşturup alpaslanın diger kolunu da, o omzuna alır ikisi kaldırırken, selçuğa çektirmeden duramaz.
- Senin de ağzının maşallahı var. Sıça sıça bitiremedin.
Alparslan yatağa yatırıp doğrulan ikili, Ömer belini sıvazlayarak
- Bu cemre yüzünden, biz fıtık olacaz lan. Selçuk onu başıyla onaylarken alpaslan yan yatıp eline gelen yastığı cemre sanıp, yükündeki çocuksu haliyle gulumser. - Cemremmmmm....
Selçuk kaşlarını çatıp alpaslanı süzerken. Ömer abisine gülerek bakar.
- Ah abi ah... sen burda sabaha kadar iç, cemre diye değil yastığa, duvarlara tırmansan nafile. Senin ki, kocasının kollarında günü gün etsin sen otur ağla böyle.
- Ne saçmalıyorsun Ömer sen, neydi az önce dedikleri?
Ömer kolunu çekiştirip kurtarır. Yüzünde soğuk bakışlarıyla. - Yalan mı, şu yatakta yatan adama bak selçuk. Yıllarca düşmanlarını korkudan titreten adam. Bir kız yüzünden düştüğü hale bak. Hayır bari güzel olsa hadi neyse, oda yok. Çırpı bacaklarının nesini sevmiş anlamadım ki.
Yalan mı, bakma öyle ters ters. Kızı ne zaman görsem zırlıyor, onun akıttığı yaşla ben bu evi baştan aşağı temizlerdim valla.
Selçuk bezmiş halde yüzünü sıvazlarken odadan çıkar..
Ömerde arkasından çıkarak söylenir kaçan kardeşine...
- Tabiii haklıyım ya, hemen kaç...
...............
Cemre üstünde pijanayla yatakta oturmuş, kucağında defter elinde kalem, günlüğe içini dökerken. İçeri elinde tepsiyle cenk girer. Onu görmezden gelip defterini karalamaya devam eder.
Cenk yavaşça tepsiyi yatağın üstüne bırakırken, sessizce yatağın bir köşesine oturmuş. Onu yok sayen cemreye bakarak... Üzgün bir halde, konuşur. - Cemre... Yapma böyle lütfen. Bak biliyorum ben hatalıyım. Seni dinlemem lâzımdı. Öfkeme yenik düştüm, seni kırdım.
Onun konuşmayacağını anlayan cenk, arakarı belki düzelir diye, Müzikale iki bilet almış, hevesle biletleri çıkarıp onun yazı yazdığı defterin üstüne koyar. Tepkisini bekler, cemreninbu grubu sevdiğini biliyordur. Kendinden eminbir halde, cemrenin ona gülümseyerek bakmasını beklerken, tam tersi olur.
Cemre kalemini sinirle yatağın üstüne koyup, biletleri aldığı gibi cenke kızgın gözlerle bakarak yırtar. Sesinden ne kadaröfkeli olduğu bellidir
- Annenden izin aldın mı, sonra gelir iftira atar. Mazallah sende beni yine kapı önüne atarsin. Alpaslan ge.
Cenk o adamın adını duyunca sinirle yatağın üstündeki yemeği yere atıp, ayağa kalkar.
Öfkeli gözlerle içinde yanıp taşan kıskançlık duyusuna yenik düşer. Sesi odayı inletir adeta.
- SAKINNN... SAKINNNN CEMRE SAKINNN.
O İTİN ADINI BIR DAHA SENİN AĞZINDAN DUYMAYACAM...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
