44.Bölüm Fragman 2 Gidiyoruz Karıcım

138 13 10
                                    

Bora kızın yemek yemediğini duyunca salonda tam karşına servis açtırmış, adamlarına cereni yanına getirmeleri için emir vermiştir. Ceren odaya giren adamda korkup yatakta geri geri giderken adamın robot gibi..

- Bora Bey sizi yemeğe davet ediyor.

Ceren adamın dediğine sinirle bakarken, cevap verme gereği bile duymaz, adamı yok sayıp, yatakta oturur pozisyonda, ellerini dizlerine sararak, oda daki adamı görmezden gelerek,  adama cevabını verdiğini düşünür. Kaşlarını çatan adan, ceren birden kolununbirden tutulup çekilmesiyle  neye uğradığını şaşırır, korkuyla çığlık atıp, kolunu adamın sert tutuşundan kurtarmaya çalışır. Yapamayınca, gözlerine dolan yaşlarla, sinirle bakar adama..

- MANYAK MISIN SEN BE ADAM? NAPIYORSUN, GİT SÖYLE  SAHİBİNE... BEN KİMSENİN AYAĞINA GİTMEM? YEMEĞİ DE, UMRUMDA DEĞİL? BEN KIZIMI İSTİYORUM.. BUSEMİİİİ GETİRİN BANA...

Adam onun dediklerini duymazlıktan gelip, kızı tuttuğu gibi, zorla yataktan kaldırıp, arkasından sürükleyerek götürür,  bağırışlarını duymazlıktan gelir.

Merdivenlerden indirirken kızın ayakları birbirine dolanıp yere kapaklanınca, zorla  ayağa kaldırmak için çekiştirir.

O sıra da masasında, köftesini bir elinde, bıçak bir elinde çatalla kesmekle uğraşan Bora, duyduğu gürültüyle başını kaldırıp bakar, yerde bir adet ayağının acıyla inleyen kızı görür, diğer yandan da adamını onu çekiştirip kaldırma çabalarını soğuk gözlerle izler.

Başını önüne çevirip, kestiği köftesinden bir dilimini çatala bastırıp ağzına atar, keyifle mırıldanıp, köftesini yer. Gözleri kapalı bir halde, kızın yerde ağlamasını duyar.

- HALİL..

Adam patronunun seslenmesiyle, cereni yerde bırakıp, bir adım geri gider, elleri önğnde bağlayıp patronunun ikinci emrini bekler. Ceren bu yaşadığına inanamaz öfkeyle yerinden kalkıp adamın masasına yaklaşır, örtüyü tuttuğu gibi, savurur. Masanın üstündeki yemekler yere dağılma sesi kulakları rahatsız eder, kırılan bardaklar, yere düşün çatalın sesi, sessiz salondan yankılanır. Ceren öfkeyla adamın üstüne yürüyerek, gözünden yanaklarına goğru pırıldayan yaşların izleriyle...

- KİMSİN SEN? KİMSİN DE BENİ, BİR KARAÇAYI AYAKLARINA ÇAĞIRIYORSUN. 

Yerlere saçılan yemeklere, gözlerini devirerek bakan adam, elinde tutuğu çatal bıçağı, nazikçe masanın üstüne bırakıp, oturduğu koltuktan kalkar, cerenle burun buruna gelecek kadar yaklaşıp, sert gözlerle gözlerine diker, bir elini kaldırıp yanağından akan yaşları okşayarak silerken, dudakları kibirle kıvrılır, cerenin bu hali genç adamı değil kızdırmak, tam tersi sevindirmiştir, ukala bir tavırla.

- Ben kim miyim, en azından gözünden yaş akıtan biri. Şunu kafana iyice sok prenses...

Ceren prenses ses kelimesinden nefret ediyor artık. Hele bu psikopat pisliğin ağzından duymak onu daha çok rahatsız eder. Nedim onu kalbimin aynası diye severken, pu pislik her bakışı alay, her kelimesi onu yaralıyor, sinirle adamın sözünü keser.

- BANAA PRENSESS DEMEE!!! BEN SENİN PRENSESİN DEĞİLİM...

Adam başını yana eğip, tüm kızların yüreğini hoplatan gülüşünü sunarken,

- Haklısın sen, Nedimin Prensesisin. Ama bir etrafına bak Ceren... Bak hadi...

Ceren onu dediği şeyi yapıp etrafına, ürkek  gözlerle  bakar, gördükleri hoşuna gitmemiştir, bu oda çok karamsar, tıpkı yatak odası gibi burada da, tüm eşyalar siyah.. 

Adam az önceki eğlenen halinden eser kalmamıştır, bakışları birer buz kütlesine dönerken, cerene tepeden bakarak

- Benim evim desin Ceren, benim esaretimde sin. Nedim yok, unut artık onu. Ablan annen... Hiç kimse yok.Gelip kimse kurtarmayacak seni.

Gitmene izin vermem ceren, çıkar at bu düşünceyi.

 Bundan sonra, sen bu eve bana aitsin.



 Bundan sonra, sen bu eve bana aitsin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Yeni bölüm en kısa süre de gelecek...

Kimler heyecanla bekliyor bakalım 

İNTİKAM (Ceren ❤ Nedim) - (Cenk ❤ Cemre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin