Nedim cereni elleriyle yıkar, kurular üşütmesin diye bornozun önünü sımsıkı kapar saçına bağladığı havlununda sağlamlığından emin olur, cereni kucağına aldığı gibi nazikçe yatağa bırakır. Ablasının olayından beri içine kapandı, konuşmuyor. Ne anlattıysam güldüremedim güzel yüzünü, hala cemreye kızgındır nedim, onun bu yüzünü daha önce nasıl farkedemedim diye kendini sorgular. Bir yandan düşüncelerle boğuşurken bir yandanda cerenin saçlarını havluyla iyice almıştır ıslaklığı, saç kurutma makinesi lazım yoksa hasta olacak, tam kalkarken ceren onun kolunu tutmuş, ıslak gözlerle nedime bakar, konuşmak zor gelir cerene, kafasında bir yerlerde ablasının lafları dolaşırken, uyumaya bile korkar ceren...
Onun tek korkusu, karşındaki adamı kaybetmektir. Ne ara nedime böyle alıştı sevdi bilmez. Nedim onun içindeki eksik parçayı tamamlıyor. Yıllardır ne annesinden ne başkasından hattâ ablası, kimse gerçek cereni tanımak istemedi, o sadece sevildiğini hissetmek istiyor. Bunu da bir tek nedim de yaşadı, ablasının yanında beni sevdiğini âşık olduğunu söyledi gerçekten aşık mı yoksa gene rol mü yapıyor bilmiyor, karıkocadan çok arkadaş gibi bi tık yakın arkadaş.
Nedim onun kolunu tutan cerene baktı, onu böyle görmek genç adamın içini yaktı. Sahi onu sevdiğimi söyledim demi, peki ben bu cadıyı ne zanan kalbime aldım...
- Gitme...
Nedim cerenin tam olarak neden bahsettiğini anlamaz. Yerinden kalkmak için hareketlenince, Ceren onun başı göğsüne gelecek şekilde beline sarılır, bir daha der..
- Gitme nedim, nolur bırakma beni..
Onun ağladığını anlayan nedim sıkıca sarılır, başını avuçlarının arasına alır.
- Çıkar bu düşünceyi aklından ceren, sözüm yeminim olsun, ellerin ellerimde gözlerim gözlerinde bir ömür benimle olacaksın minik cadım...
Adamın cümlesi yeni bitmişti ki, birden cerenin dudakları onun dudaklarını bulur, hareketsizce bekler nedim, cereni ürkütmek istemez, ceren hangi cesaretle ben bunu yaptım diye sorgula dursun, öpüşmek hiç hayal ettiği gibi değildir, üzgün gözlerle nedime bakar...- Ee benim ayaklarım yerden kesilmedi, eee hani kelebekler ne biliyim, midemde oda da falan dolaşması lâzımdı... Hani öpüşmek güzeldi, ben birşey hissetmedim ki nedim... der kırgın bir sesle..
Ūzgūn bir sesle mırıldanır.
- Galiba kelebekler grev yapıyor.
Nedim gözlerini kaçıran kızın dedikleriyke yüzünde tebessüm oluşur... Cerenin dudaklarını, parmağıyla hafifçe okşar, cerenin kalbi o anda alevlenir sanki, bir nedime birde dudaklarını okşayan parmaklara bakar..
Ohah! Kocaman eleri ne kadar büyük, görende sabah akşam tarlada çalıştı sanır. Onun dediklerine duyan nedim, onun bu şapşallığına dayanamaz duraklarından öper, bu sefer bu öpücük ilk ki kadar masum değildir.
Ceren gözleri kapalı mırıldar, yani nedimin onu duyacak hali yoktur. Allah'ım bu nasıl tat....Dudaklar nihayet ayrılırken ceren nedime hülyalı hülyalı bakarken sesi fısıltı gibi çıkar, nedim tabi onun ne dediğini duyunca, gülmeye başlar...- Demek ki, kelebekler grev yapmıyormuş...
Nedim onun bu hâlini görünce dayanamaz bir daha birleştirir dudakları... üçüncü kez öpüşme olduğu için, artık daha rahatdır, kendini bırakır öpüşmeye...
Ceren bir inleme sesi duyar, ama bunun kendisinden mi, nedim den mi geldiğini bilmez o da açtığı gözlerini kapatır, kendini yine öpücüğün büyülü dünyasına bırakır, nedim zar zor ayrılır cerenden yoksa, bunun sonu hiç iyi yerlere gitmeyeceğini oda bilir. Dahası cerenin saçlarını kuruturken cereni kucana oturmuştu, buda iyi bir fikir değilmiş, geçte olsa anladı nedim. Kız huysuz bir halde söylenirken nedime sinirle çatar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM (Ceren ❤ Nedim) - (Cenk ❤ Cemre)
Fiksi PenggemarHerkes bir bedel öder.... Ben Ceren Bende ödüyorum. Hemde en acı şekilde... Evlendim aldatıldım... Kim intikam istemez ki ben isterim hen de en acı en adi şekilde ben ceren karaçay kocamın ve ablamın ihanetiyle kalbimi kor ateşlere attım... Düğün g...