44.Bölüm Gidiyoruz Karıcım

249 16 16
                                    

Cemre şaşkın bir halde, salonun koltuğuna otururken, Alpaslan aline aldığı buzla gözlerini kaçırarak yanına gelir, cemre onun yanı başında bulunca, şaşırmaya fırsat bulamadan adamın önünde eğildiğini görür, meraklı gözlerle ne yapacağını beklerken, alp aslan kibarca burkulan ayağını tutunca, cemrenin dudağında küçük bir inleme kaçar, onun canını yaktığını anlayan Alpaslan, masum gözlerle cemrenin gece karası gözlerine bakarak.

- Affedersin cemre, şimdi koymazsam iyileşmesi zaman alır.. Aç mısın? Övünmek gibi olmasın ama, ben çok güzel yemek yaparım.

Cemre karşısında çocuk gibi gülümseyen adamın heyecanını görünce, onu kırmamak için oda gülümser.

Merakla kaşlarını kaldırarak..

- Mesela..

Alpaslan buzu ayağının üstünde bir göz atıp kontrol eder, bakışlarını özlemini çektiği surete çevirir. Kendinden emin bir sesle..

- Çok güzel omlet yaparım. Sonra patates salatası.. İyi yaparım ha, uydurmuyorum.. Aç mısın, cidden hemen hazırlarım bir şeyler zaman almaz.

Cemrenin yerine midesi cevap verir, Karnından duyulan guruldamaya utanan kız başını eğerken. Alp aslan gülerek kalkar ayağa, hemen mutfağa yolunu tutar. Hemen ocağa bir tencere, içine bir litre su, dört patates dört yumurta koyar. Diğer malzemelerini hazırlarken, kendine işe öyle bir kaptırır ki, mutfağın köşesine gelip merakla kendisini izleyen cemreyi fark etmez, onun bu çabasını gülümseyerek izleyen cemre, kapının kırılacakmış gibi çalınmasıyla korkar,

Alpaslan kapı sesini duyunca eli hemen belindeki silaha gider, cemre silahı görünce korkup bir adım geri çekilince, Alpaslan mahcup bir bakış atıp hemen kapıya doğru gider.

Kapının kırılacak gibi çalınması genç adamın meraklandırır, elindeki silahı iyice kavrayıp açmadan kapıya dayar, delikten kimin geldiğine bakar, Cenki görmesiyle yüzünü buruşur hemen.  Kaşlarını çatıp sıkıntıyla silahını arkasına yerleştirir, kapıyı açar, açtığı gibi de, cenkin yumruğu çenesine isabet eder.

Nedim cenki tutmak için uğraşsa da, cenk çoktan adama arka arkaya yumruk indirken öfkeli sesi odayı inletir.

- KİMSİN OĞLUM SEN, KİMSİN DE KARIMI YANINDA TUTYORSUN, ÖLDÜRÜRÜM LAN SENİ, YAŞATMAM GÖMERİM BU EVE..

Cemre mutfakta cenkin sesiyle ne olduğunu anlamak için geldiğinde gördüğü manzara karşısında şaşkınlıkla elini ağzına götürürken.

Alpaslan cenkin ''karım'' demesine sinirleri uç noktaya gelir, yerde cenkin yakasını tuttuğu gibi burnuna kafa atar, salonda bir çık sesi duyulunca cenk acıyla kırılan burnunu tutarken, nedim öfkeyle iki adamın arasına girmeye çalışır, Alp aslan nedimi yok sayıp burnunu acıyla inleyip burnunu tutan adama acımaz, oda yumruklarını konuşturur, cemre gördüğü manzaraya dayanamaz koşarak gelir.

Alpaslanla cenkin arasına girer, alpaslan az daha cenkin yaptığı hatayı yapacakken son dakika cemreyi fark etmesiyle yumruğunu durdurur, cenk acıyan burnuna aldırmadan özlediği kadına bakar, iki gün.. iki gündür görmediği yüze doya doya bakarken, gözleri yüzünden aşağıya inerken, cemrenin üzerindeki erkek pijamaları yine gözlerine öfke perdelerini indirirken, sinirle kızın kolunu kavrar.

- Bunu da mı yaptın cemre... Şu haline bak.. ben buraya senden özür dilemek için geliyorum. Senin üstünde onun kıyafetleriyle çıkıyorsun karşıma.. Bunu da mı yaptın cidden..

Cemre onun yine dinlemeden yargılamasını kırgın gözlerle izlerken, alpaslan adamın kızı neyle suçladığını anlayınca, araya girip adamın elini kızdan çeker sinirle, cemreyi arkasına alır, cemrenin kalbini kırmaktan kaçınan adam, şimdi karşısındaki hiç düşünmeden kırmasına sinirlenir alpaslan, aşk bu mu yani... Kırıp dökmek, bir kere elde edince, malı olarak görmek.. Yazık gerçekten yazık karşısındaki adam onun sadece acımasını hak ediyor diye düşünür genç adam.

İNTİKAM (Ceren ❤ Nedim) - (Cenk ❤ Cemre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin