Havuz kenarında, incecik geceliğiyle ayakta duran ceren, havuzun masmavi rengine gözleri dalmış, ablasının hali gözünün önüne gelince, kendini kötü hisseder, bahçeden esen soğuk rüzgarlar, incecik beyaz tenini ezip geçtikçe, genç kız kollarını dolayarak ısınmaya çalışır.
işe yaramayınca, yüzü sıkıntılı bir hal alır, birden burnuna dolan nedimin kokusuyla gözlerini mutlulukla kapatır, sevdiği adamın narin dokunuşlarını kolunda hissettikçe az önce üşüyen vücudunun yerine içinde kalbinin tam ortasında, başlayan alevlerle vücudu ısınır.
Kocasının omzuna bıraktığı öpücükle, utanmasa yavru kedi gibi mırıldayacak ceren, genç kız gözleri kapalı bir halde, sıcacık kolların mutluluğu içinde kaybolmuşken, nedimin boğuk sesi, kulaklarını doldurur.
- Üşümüşsün, bu hava da niye çıktın bahçeye?
Kollarını karsından ayırır, ceketini çıkarmak için, nedimin güvenli kanatların bir an bile yokluğunu hissetmek bile genç kızı üzerken, omzuna bırakılan ceketle, hem nedimin sıcaklığını hemde buram buram kokusu burnunu daha çok doldururken, nedim cerenin arkasından özlemle sarılıp kollarına alır, narin meleğini.
Gözlerine bakmaya cearet edemeyen adam, içini yakıp kavuran vicdanının sorduğu soruyu, cerene sorar o da.
- Unutamadın değil mi, ceren? Zamanı geri alabilme gücüm olsaydı, inan bana tek istediğim kazayı silerdim hayatımızdan. Tek mutluluğum, kollarımda olman, kızımızın minik adımlarını birlikte izliyor olmamız. Ne dersin her şeye rağmen, emin adımlarla yürüyebilecek miyiz geleceğe?
Ceren onun pişmanlığını kalbinin en derinlerinde hissederken, belindeki kolları, küçük ellerinin tersiyle okşayarak, kollarında yüz yüze gelecek şekilde dönüp, soğuktan üşüyen avuçlarını, sevdiği adamın yüzüne sarıp, sevgiyle, aşkla bakar, gece karası gözlerine. Gözlerini gözlerinden ayırmadan.
- Sen benim nefesimsin. Sen benim keşkemsin.. Keşke daha önce tanısaydım. Keşke, bu kalpte ilk ben yeşerseydim.. Ve buna benzeyen bir sürü keşkeler var.
Zamanı ne sen, ne ben geri almaya gücümüz yetmez nedim. Bize düşen, o acıların üstünü birlikte kapatıp, birlikte atlatacağız.
Ben.. Ben ablamı öyle görünce, bilmiyorum işte. Bir an eskiye gittim birden. O çaresizlik, acizlik hissi meğer hiç gitmemiş. İyileşsem de, o korku, içimde bir yerde yuva edinmiş bekliyor.
Benim tek mutluluğum sensin, kızım. biz mutlu olacaz nedim. Önümüze çıkan her engelli, aşkımızla yeneceğiz, tamam mı?
Nedim her duyduğu kelimeyle kah üzülüp, kah mutlu olur ken, cerenin sorduğu soruyu, başıyla onaylamayı tercih eder, konuşacak kadar kendine güvenmiyordur nedim.
Gözleri dudaklarına kayınca, kendini can suyuna bırakır, her öpücükle, nefesine karışan nefesle, kalbinin atışının hızının dan korkan genç adam, beline sıkıca sarılıp öpücüğü derinleştirir, camda onları izleyen davetsiz misafirden habersiz.
......
- Ceren kızının uyuduğundan emin olunca, ceketini giyen kocasını beğeni gözleriyle süzüp bakarken, genç adamın kıratına uzandığını görünce, ondan önce uzanıp kravatı alır, nedim ona yaramaz bakışlarla bakarken, ceren kıratı boynundan geçirirken, nedim boş durmayıp, dudaklarına yapışınca, ceren gülerek kendini geri çeker, evlilikte, biz kızların zamanla oluşan gizli silahların olduğunu keşfeden ceren, kendini geri çekip, kocasının ona ulaşamayacağı bir yere kapıya yaklaşıp, tutkulu bir sesle,
- Rujumu bozmana izin vermem kocacığım..
Nedim sabrının sınırlarında olduğu belli olan haliyle, aksi bir sesle cerene bir adım atıp yaklaşırken söylenir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM (Ceren ❤ Nedim) - (Cenk ❤ Cemre)
FanficHerkes bir bedel öder.... Ben Ceren Bende ödüyorum. Hemde en acı şekilde... Evlendim aldatıldım... Kim intikam istemez ki ben isterim hen de en acı en adi şekilde ben ceren karaçay kocamın ve ablamın ihanetiyle kalbimi kor ateşlere attım... Düğün g...