50. Bölüm

72.4K 2.1K 242
                                    

Bu bölümün her cümlesini sindire sindire okuyun. Belki de en önemli bölüm bu. Kaanın hisleri ve yaşananlar burada saklı.

İyi okumalar^^

-

-Yazarın ağzından-

"Bırakın lan!"

Adamlar Kaan'ı nihayet bıraktıklarında, Aryanın gitmesinden yarım saat geçmişti. Haluk ne yapacağını bilmiyordu. Arya götürüldükten sonra, Kaandaki değişime gözleriyle şahit olmuştu. Ateş saçıyordu etrafına.

Kaan, Haluğun karşısındaki koltuğa oturdu.

"Söyle." dedi bir çırpıda. Genç adam, çaresiz hissediyordu. Nereye gittiğini bulamayacağından korkuyordu, ama Aryanın yerini, Haluğun bildiğinin de adı kadar emindi.

"Yerini söyle!" diye direttiğinde, Haluk sinirle kaldırdı başını.

"Sizin bir geleceğiniz yok!" dedi bağırarak. "İzin vermem!"

"İzin isteyen yok anla artık!" diye çıkıştı Kaan yerinden kalkarak. "Yerini söylemek zorundasın!"

Bir sağa bir sola yürüyordu Kaan sinirden. Durduramıyordu kendin.

"Arabaya götürün." dedi Haluk Arkın. Kaandan bahsediyordu.

Kaan başta itiraz edecek oldu, ama sonra, Aryanın yerini bulmak için tek şansının Haluk Arkın olduğunu düşününce bir şey demedi.

Yanına gelen beş adam, Kaan'ı tutacakken, Kaan başını çevirip adamlarla göz teması kurdu. Adamlar bir adım geri çıktığında, Kaan yürümeye başladı.

Haluk, Kaan'ı takip ederek otoparka geçti. Arabasının önünde durduklarında, Haluk derin bir nefes aldı.

Elini Kaan'ın omzuna koyup sıktı. "Unutacaksın." dedi başını sallayıp. "Elbet unutursun."

Kaan'ın dudaklarından ruhsuz bir kahkaha kaçarken içinden küfürler ediyordu.

"Sen unuttun mu?" dedi Kaan soğukça. Haluk Bey, sessiz kaldı. Unutamamıştı.

Kaan omzunu silkeleyip elinin düşmesini sağladıktan sonra, arabasına bindi. Arabayı çalıştırırken, bir yandan da homurdanıyordu.

"Unutacakmışım." Arabayı çalıştırıp yola çıkardı. "Ben adımı unuturum, onu unutmam ulan."

-

Kaan, Haluk 'un arabasını takip ediyordu. Halukun evinde kalacaktı. Aslında Haluk, Kaanın Aryayı aramaması için götürüyordu Kaan'ı. Kaanın zorluk çıkarmamasına şaşırmıştı. Oysa, onu eve götürebilmek için kelepçe bile getirmişlerdi.

Kaanın itiraz etmemesinin nedeni açıktı oysa. Haluk, Aryanın kaldığı yerle ilgili illa bir açık verirdi. O açığı bulacak, sonra gidip Aryayı alacaktı.

Kaan, çalan telefonunu çıkarıp açtı. "Ne var?" dedi soğukça. Siniri çok bozuktu.

"Geldiniz mi eve?" Telefondaki Ardaydı.

"Özgür Aryayı aldı. Bende Haluk'un evine gidiyorum." dedi Kaan tek nefeste.

Arda elbette ki şaşırmıştı. "Ne?" diye sordu tekrardan. Şaka olmalıydı.

"Duydun. Arya' nın yerini bulunca seni ararım." dedikten sonra telefonu kapattı.

Şuan başka bir şey düşünmek istemiyordu. Aryayı düşünmek istiyordu. Birkaç saat önce yan koltukta esneyen kızı, şuan kollarında istiyordu. Hava daha aydınlanmamıştı. Saate baktığında güneşin doğmasına bir saat kaldığını görüp derin bir nefes aldı.

SERSERİ #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin