Selam. Ben Arya. Hani şu bazen asabi, bazen cici kız olan cinsten. Nerde ne diyeceğini bilmeyenlerden.Genelde tatlı kız olmaktan uzağım. Siyah seven biri olduğum için.Sorun şu ki, her siyah giyen asabi sayılıyor. Bense asabi olamayacak kadar duygusal bir mahlukatım. Farklı olmaktanda farklı bir durum.
Siyah ve kırmızıların ağır bastığı "sevgili sıcak köşkümüz" de, ailemin bana hazırladığı hazin sonu bekliyorum. Hazin son derken, hani şu zengin ailenin çöküş durumuna gelipte kızlarını zengin bir çocukla evlendirip, şansa bak ki, kızın oğlana aşık olduğu durumlardan bahsetmiyorum tabiki. Öyle güzel şeyler genelde filmlerde falan olur. Benim bahsettiğimse, genel aile kuralımız. Kendimi tam tanıtmadım. Tam adım ; Arya Taştan. Özgür Taştanın tek çocuğuyum. Özgūr Taştan....ımm... Kendisi benim babam olur. Sevgisiz, şirketi dışındaki tek eğlencesi sekreterlerinin giydiği derin yırtmaçlı eteklerinin gösterdiği yerler sonucu yatakta biten gece. Evet bir aile babası değil, ama onu annemden fazla seviyorum. Kaan Taştan , bir korkak değil. Annem gibi çekip giden biri değil.
12 Haziran 2002. Benim ölüm günüm gibi bir şey. 11 Haziranda ne kadar mutlu olduğumu hatırladıkça kendime kızıyorum. Keşke anneme biraz daha sarılsaydım diye.Tabi o zaman 6 yaşındayım. Nerden bilebilirim annemin bir gün sonra kaçıp gideceğini? Bilemezdim. Bilmiyordum. Üzerinden tam 12 yıl geçmesine rağmen, anneme olan nefretimden tek bir gram eksilmedi. Kalbim hala "anne" kelimesinin eksiklikleriyle dolu. Anneme en çok da babamı değiştirdiği için kızıyorum. Ben küçükken, babam anneme sevgiyle , aşkla bakardı. Annem gidince babamın o sevgi tomurcuğu halleri de gitti.Özgür Taştan , ve sevgi tomurcuğu olmak... Susayım ben.
Babamın şimdi bana vaarettiği şeyler ise sadece mallardan ibaret. Köşkün en alt katını dizayn etmem için bana bırakmıştı. Bende odamı, kalbimin eksikliğini taşıdıği renklere boyadım. Kırmızı ve siyah...
Şu Taştanların meşhur kuralına gelince. Pek büyük bir şey değil. Eğer tek çocuksan, 18 yaşını bitirdiğin gün şirketi uzerine alırsın. Sonra saçını topuz yapıp her gün şirkette sabahlarsın.
Ben topuz yapmam ki. Benim kahverengi uzun saçlarim, bembeyaz bir tenim, ve masmavi gözlerim, ne kadar basit görünsede karmaşık bir hayatım, birsürü manyak arkadaşım, geceleri-Başimda Deniz olursa- takıldığım barlar, sıkı olmayan ama popüler gözüken birçok arkadaşlıkları, var.
Ben o şirkete adımımı atmam. Üstelik hayatımı yaşamak için, yani 18 yaşımın bitmesine sadece 3 ay kaldı.
Bunların dışında her ne kadar egoist bir manyak olmasamda biraz güzel olduğumu biliyorum. En yakın arkadaşım Ece , kahve saçlı açık tenli ve mavi gözlü olmanın bir ayrıcalık olduğunu söyler durur.
Dediğim gibi egoist değilim. Güzel olduğumu biliyorum çünkü annemin güzel olduğunu kabul ediyorum. Annem hernekadar bencil olsada güzel bir kadınmış. Annemden almak istediğim başka bir özellik istemediğim için sadece bunu kabul ediyorum. Sexi yanımı daha ortaya çıkarabilecek bir adam çıkmadı karşıma.
Bahsetmeyi unuttuğum bir kural daha. Ben kimseyle öpüşmedim, ve hala bakireyim. Çoğu kişi bununla dalga geçsede , bunu istemiyorum, çünkü eğer bir gün birini gerçekten seversem ona kendimi tam olarak vermek isterim. Başkasının izlerini üzerimde taşıyarak değil.
Okulumuzun En popüler çocuğumuz Oğuz. Onunla çıkıyorum. Tabi Oğuz her ne kadar benimle hava atsada, -hatta insanlara yattığımız izlenimini versede- pek memnun değil, çünkü her fırsatta beni düzmek için sarhoş etmeye çabalıyor. Her gün başka bir fahişeyi düzdügünü bildiğim için onunla olmam. Zaten onunla aramda duygusal hiçbir şey yok. O da bunun farkında.
Yinede o kötü biri değil. Diğer bir yakın arkadaşım da Deniz. Deniz benim çocukluk arkadaşım. Eceyle konuşamadığım birçok şeyi, onunla rahatlıkla konuşabiliyorum. O benim ailevi durumumu daha iyi anlıyor, ve ne yalan söyleyeyim sınırlarımı ne kadar zorlasamda bana katlanabilen tek insan.
Ece de kumral biri. Tek farkımiz onun gözlerinin kahve olmasi. Birde buğday tenli. Güzel bir kız. Benim aksime, hava atmayı çok iyi başarabiliyor. Hatta Oğuzla sevgili olamaya ćalıştığıda oluyor.
Hayatımın pek de güzel olduğunu söyleyemem, ama bunlarla idare etmeyi öğreniyorum.
Arkadaşlar bu bölüm, Aryanin kendini tanıttığı bir bölümdü. Arya yı sevin, hayatinin aşkla nasıl yerle bir olduğuna tanıklık edeceksiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERSERİ #Wattys2016
Teen FictionŞarap rengi yalnızlığın içinde siyah bir boşluktayım, oturuyorum. Gözlerimin mavisi soluk. Dudaklarımda kan tadı var, emdikçe kokusunu da alıyorum. Uzuvlarım kımıldamak için gün batıracakken, güneş batmamak için ay taklidi yapıyor. Dünya bana ters d...