Arkadaşlar lütfen bölümün başı Arya'nın ağzından değil diye okumamazlık etmeyin. İlerideki bölumlerle bağlantılı birşeyler var çünkü.
------------------Kaan'ın Ağzından---------------------
Ellerimi o kadar sıkı tutuyordu ki, yanımda kalmaya çalıştığını anlamıştım. Ahh! O Sikik herifi parçalara ayıracaktım!
Yerden kaldırdığımda sebepsizce gülümsüyordu. Ceren ağlamaya devam ederken gözlerimi onlara çevirdim. Sonra Arabaya doğru , kucağımdakini sarsmadan yürümeye başladım.
Arkamdan geldiklerini duyabiliyordum. Arabanın kırık camına kafam takılsa da Aryayı arka koltuğa yatırdım. Arabaya binen Ceren ve Arda sinirlerimi bozuyordu. Ağlamaya ne gerek vardı ki? Biri mi öldü? Birini mi kaybettik? Ha?
Onu başından evde bırakmalıydım. Bırakmamamın nedeni bunun bir tuzak olduğunu düşünmemdi.Hastaneye doğru sürerken, şimdiye kadar hiç çıkmadığım hızlara abanıyordum. Hastaneye gidecektik, ve o siktiğimin kurşununu ondan çıkaracaklar, bana vereceklerdi. Sonra ben Arya'yı eve götürecek, Daha sonra da Babasının bir yerlerine o kurşunu sokacaktım. Plan basitti.
Geriye kalan tek şey, Herşeyin umduğum gibi gitmesini beklemekti. O bana geri dönmek zorundaydı,çünkü pes etmeyeceğine dair söz vermişti.
Siktiğim Hayatın bana o kadar çok borcu vardı ki, bu kızı elimden almayacaktı, biliyordum.
-----------Yazarın Ağzından--------------
Genç adam o kadar çok kendinden emindiki, kıza birşey olmayacağının garantisini verebiliyordu.
Arya, bilinmedik topraklarda gezintiye çıkmıştı. Annesinin peşinden gidiyordu, ama şimdi o ada kaybolmuştu. Kaan'a bağırıyordu, ama genç adam da yoktu ortalarda. Bulduğu bir ağacın altına sığınıp Kaan'ı beklemeye başladı. Canı yanmıyordu. Hissizdi. Sadece Kaan'ı bekliyordu, çünkü Kaan nereye gidilmesi gerektiğini bilirdi.
Hastanenin önünde durduklarında, Aryanın üzerine bulaşan kana aldırmadı Ne Ceren, Ne arda, Ne de Kaan. Kaan Aryayı kucakladığı gibi hastaneye sokarken, sadece kurşunun çıkarılacağını düşünüyordu. Kollarının arasında yatan Arya'nın neyle karşı karşıya geleceğini bilmiyordu.
Bir sedyeye Aryayı yatırdıklarnda, Kaan ellerindeki kanı pantolonuna sildi. Arya sedyeyle ameliyathaneye giderken Kaan sadece duvara yaslanmış bekliyordu. Kızının gelmesini, Yüzüne öpücükler kondurarak kıkırdamasını bekliyordu. Onu utandıracağı zamanları düşünüyordu. Uyandığında ona ne diyeceğini planlıyordu.
Tecavüze uğramaktan son anda kurtarılmıs Ceren, kendini boşvermiş sadece yeni tanıştığı Arkadaşinı düşünüyordu. Arda da aynı durumdaydı.
Ceren tuvalete gidip kendini toparladıktan sonra, Kaan a biraz güç vermek için yanına gitti.
"Git kıza giyecek bir şeyler getir, kendinde birşey giyin. Uyanacak başımın etini yiyecek şimdi."
Kaan karamsarlığa uğradı. Ama burada böyle beklemeyi de sevmiyordu. Nasılsa bir şey yapamıyordu. Kafasını sallayarak arabasına bindi.
Arabayı sürerken, Yanında oturmuş camdan dışarıyı dalgın dalgın seyreden Arya'yı düşünüyordu. Sonra Arya ona bakıyor, Utanıp Kaan'ı azarlıyordu. Hayatında ilk defa birinin kendisini azarlamasına izin veren Kaan, O konuştukça belli etmesede mutlu oluyordu.
Eve geldiğinde, altındaki kanlı pantolondan kurtulup üzerine birşeyler geçirdi. Banyoya gidip yüzünü yıkadığında, Aklına bugün Aryayla yaşadıkları şey geldi. Cesur olmuş banyoya gelmişti Arya. Kendini Kaan a bırakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERSERİ #Wattys2016
Teen FictionŞarap rengi yalnızlığın içinde siyah bir boşluktayım, oturuyorum. Gözlerimin mavisi soluk. Dudaklarımda kan tadı var, emdikçe kokusunu da alıyorum. Uzuvlarım kımıldamak için gün batıracakken, güneş batmamak için ay taklidi yapıyor. Dünya bana ters d...