Multimedia Kaan ve Şebnem...
Sabah başım çatlayarak uyandığımda ilk önce yatakta değilde yerde yattığımı fark ettim.
Yerimden doğrulmaya çalışırken Denizin sesini duyunca bir an ister istemez korktum.
"Hani şu karnını ve kotunun fermuarını açtığın poz varya. Sosyal medya şu an yıkılıyor." Bunu ensesini kaşıyarak mahcup bir şekilde söylemişti. Yerden kalkmayı başardığımda öncelikle kaşlarımı çattım. "Ne alaka ya? Neremi açmışım ben?"
"Bak." Telefonu uzatınca gördüğüm pozlara aval aval baktım ve sonra gülmeye başladım. "Deniz dudaklarına bak ya! Büzmüş bir de kedi yavrusu gibi!" Ben kahkaha atarken Deniz elimden telefonu aldı. "Asıl sen kendine bak. O dil ne öyle?"
Gülmem durunca ellerimi belime koydum. "Muhtemelen Kaan beni öldürecek."
"Bende fark ettim." diyerek başını salladığında durumu yine anlayamamıştım.
"Ne?"
"İçeride. Demin yüzüme yumruk yedim."
"Şaka." dedim kendimi toparlamaya çalışırken. Denizin yüzüne bakınca sol gözünün altının yavaş yavaş morarmaya başladığını fark ettim. Hayır hayır hayır! Ciddi anlamda öleceğim.
"Şaka değil. Gayet ciddiyim."
"Camdan atlasam ölür müyüm ki?"
"Denemekte yarar var. Ama bence git bir bak önce. Durum fazla kötü olursa öyle yaparsın. "
"Tamam." diye mırıldandıktan sonra yavaş adımlarla salona yürüdüm. Kaan'ı elinde telefon konuşurken ayakta görünce biraz rahatladım. Ne bileyim elinde döner bıçağıyla falan bekliyordum ben.
"Tamam." dedi bana bakarak telefonda. Gözleri 'Az sonra göreceksin sen.' der gibiydi.
Yutkunarak Denize baktığımda onun rahat olduğunu gördüm. Elindeki kahvesini yudumluyordu. Bir yumrukla kurtuldu tabi o!
"Sonra devam edersin." dedikten sonra telefonu kapattı. Telefonu cebine attıktan sonra o konuşmaya başlamadan önce ben sevecen bir ses tonuyla "Günaydın!" dedim fazla bir neşeyle.
Ona doğru ilerleyip kollarımı boynuna sardım. "Denizde kahvaltı hazırlayacaktı. Kalırsın değil mi?"
Kollarımı çözüp tek kolumu sıkı bir şekilde tutarken diğer elinin işaret parmağını bana doğrulttu. "Vay." dedi beğenmiş bir ses tonuyla. Az sonra kızacağı kesindi.
"Giyiniksin."
"Soyunmadım ki zaten." dedim kaşlarımı çatıp.
Kaan kısa bir an güldükten sonra Telefonunu cebinden çıkarıp kotumun fermuarını ve , tişörtümü südyenime kadar açtığım fotoğrafı gösterdi. "Òyle mi? Oysa iki dakika sonra tamamen çıplak kalacakmışsın gibi gösteriyor." dedi fotoğrafı eliyle işaret ederken.
Sahi, fermuarımı neden açtım ki ben? İç çamaşırım bile görünüyor neredeyse.
"Ama kalmadım." dedim aynı sevecen ses tonumla.
Kaan ın gözleri sinirle parlayınca Kolumu daha da sıkarak "Ya şu piçi sikicem, ya da -" Konuşmasını devam ettiremeden lafa girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERSERİ #Wattys2016
Teen FictionŞarap rengi yalnızlığın içinde siyah bir boşluktayım, oturuyorum. Gözlerimin mavisi soluk. Dudaklarımda kan tadı var, emdikçe kokusunu da alıyorum. Uzuvlarım kımıldamak için gün batıracakken, güneş batmamak için ay taklidi yapıyor. Dünya bana ters d...
