Genç kız, kendini ölüme hazırlamış bırakırken, Kaan'ın haykırışları kulaklarına dolmuyordu artık. Bilinci kapanmıştı.
Kaan'ın tutmayan kolu onu kavrayamazken, elleri kısa bir anlığına boş kalmıştı. Kız düşüyordu.
Fakat çok kısa bir an içinde yeni bir ses duydu. "Tuttum."
Alinin öfkesini ve kızgınlığını bastırmış olduğu sesi kardeşini tutmak adına çıkıyordu bu sefer. Son anda eve girmiş, Kaan'ın boş kalan elinin yerini alabilmişti.
Kaan sonunda derin bir nefes alıp doğrulmuştu. Bu sırada Ali de Aryayı yukarı çekebilmişti.
Aryanın bedeni onların yanına ulaştığında, Kaan başındaki tişörtü çıkarıp Aryanın ağzına ve burnuna bastırarak dumanı fazla çekmesine engel olmuştu.
"Eyvallah." Dedi, fazla yüz vermeden. Aryayı kucağına almak için hareketlendiği sırada, Ali, Kaan'ı omzundan ittirmiş onu durdurmuştu.
"Kolunun içine sıçmışlar. Ben taşırım.Yeliz arabada bekliyor."
Kaan koluna kısa bir bakış attı. Ufak bir sızı hissediyordu ama demin Aryayı kaybetmenin korkusundan fazla değildi. Onu kendi çıkarmak istiyordu, ama kolu uyuştuğu için düşürme ihtimali de vardı. Ayrıca etrafları alevler içerisindeydi. Hemen çıkmazlarsa bir daha hiç çıkamayabilirlerdi.
"Sağlam kolunun eliyle, Alinin yakasını kavrayıp sıktı. Başka çaresi yoktu. Kendi taşıyamazdı.
"Eğer aklından bir şey geçiyorsa bu dünyayı sana dar ederim. Anladın mı?"
Ali, Kaan'ın bu tehdidine karşılık sadece sırıtmakla yetindi. Bu seferde Ali, Kaan'ı taklit etti.
"Eyvallah."
Ali, Aryayı kucağına alıp düşmemesi için göğsüne bastırırken, Kaan da tişörtünü Aryanın bedenine örtmüş, saçlarını tişörtünün içine sokmuştu.
Alevlerin arasından geçmek zorundalardı. Saçları yana bilirdi ve eğer öyle bir şey olursa Arya'nın günlerce ağlayıp depresyona girebileceğini de biliyordu.
"Tamam mı?"
Kaan başını sallayıp önce geçti, ve dışarıya çıkana kadar arkasına dönerek onları kontrol ede ede çıkardı onlarıda. Alinin kendini tehlikeye atmasını beklemiyordu. Bu işte başka bir şeyin olduğunu da düşünüyordu ama daha çok, akıllandığını düşünüyordu artık.
Ve Yeliz.
Onlar dışarıya çıktıkları an, Arya'nın baygın bedeninin başına koşmuş elindeki pet şişeyle önce yüzünü yıkamış, sonra dudaklarını suyla ıslatmıştı.
"İyi mi?" Diye sordu sevgilisine.
Ali, başını olumlu anlamda salladıktan sonra arabaya doğru yürümeye başlamıştı. Kaan'ın arabasına geldiklerinde, Aryayı arkaya yatırıp kapısını kapattı.
Daha sonra Kaan'ın karşına dikildi, tüm ciddiyetiyle. Öyle kolay ısınan biri değildi ama Kaan'ın karakterini seviyordu. Adam gibi adam diye geçirdi içinden. Yeliz e birşey olsa, Ali de Kaan'ın yaptıklarını yapardı.
Kaan'a arabayı kullanıp kullanamayacağını sormadı. Kaan inatçıydı zaten. Kullanırdı.
"Takip ederiz." Dedi kendi arabasını başıyla işaret ederek. Ne olursa olsun, Arya'nın o çaresiz hallerini gördükten sonra ona eskisi kadar sinirlenemiyordu. Zaten Aryaya neden öfkeli olduğunu da bilmiyordu. Kolay geliyordu tüm hayatının hatalarını Arya'nın üzerinde yıkmak.
![](https://img.wattpad.com/cover/17573441-288-k840267.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERSERİ #Wattys2016
Teen FictionŞarap rengi yalnızlığın içinde siyah bir boşluktayım, oturuyorum. Gözlerimin mavisi soluk. Dudaklarımda kan tadı var, emdikçe kokusunu da alıyorum. Uzuvlarım kımıldamak için gün batıracakken, güneş batmamak için ay taklidi yapıyor. Dünya bana ters d...