45. Bölüm

78.6K 2K 118
                                    

"Arya, sen halledersin değil mi?" dedi Emre hevesle.

"Denerim." dedim yüzümü buruşturup.

Son sınıflardan biriyle oyun oynayacaktık. Yani Emre'nin saçma sapan fikirleri işte. Doğruluk cesaretlilik gibi bir oyun olduğunu söyledi, fakat oyunda sadece cesaretlilik olacakmış. Sınıfta, toplam beş kişi olduğumuz içindi bu fikir. Sınıfın çoğu bugünü ekmişti, çünkü gerizakalı Hakan Hoca yoktu. E son sınıflarda genelde ders yapmadığından, böyle bir eğlence çıkmıştı başımıza.

Tabi benim Kaan'ı ikna etmem gerekecekti, çünkü başka son sınıflardan tanıdığımız yoktu. Kaan'ı seçmiştik -Çünkü sınıfındaki kızların geneli taş ve bizim sınıf ağbaza.-

"Hadi göreyim koçumu!" Emre omzuma vurup alnımdan öptüğünde gülerek göğsüne vurdum.

"On beş dakkaya gelmezsem beni almaya gelin." dedikten sonra, sınıftan çıktım. En son malın biri ıslık çalıyordu. Zaten bizim sınıfta Yeliz, ben Emre, Hasan, Oğuzhan vardık.

Üst kata çıkıp Kaanların sınıfın önünde durdum, ve altımdaki deri siyah taytı düzeltip askılı siyah buluzumu aşağıya çekiştirdim.

Deri tayt aşırı yapışıyordu, ve vücut hatlarım ortadaydı. Siyah askılım ise aşağılara doğru fileleniyordu. Askılının boyu, göbek deliğimin bir karış altındaydı. Ayağımda ise zımbalı siyah botlarım vardı.

Kaanla tartışmıştık şu askılının boyu ve tayt hakkında. Yinede birkaç öpücük etkili olmuştu tabi.

Sınıfın kapısını aralayıp içeri girdim. Toplam yedi kişi falan saymıştım. Dördü kızdı. Ve Gamzede vardı! Iyy.

Kızıl kızın bakışları bana döndüğünde, gözlerimi ondan ayırıp Kaan'a çevirdim. Elimle gelmesini işaret ettiğimde, telefonunu cebine sıkıştırıp ayağa kalktı, ve yanıma geldi.

"Ne oldu?"

Elini belime koyduğunda masum masum bakmaya başlamıştım. "Ne oldu söylesene."

"Birşey isteyeceğim."

"İste."

"Ama kabul edeceksin tamam mı?"

"Kızım söylesene."

"Söz ver."

"Bakarız, söyle."

"Şey, doğruluk cesaretlilik oynayabilir miyiz?"

"Hayır. Çocuk muyuz Arya ne diyorsun anlamadım."

"İkimiz değil. Bizim sınıf, sizin sınıfla. Aslında şey, sadece cesaretlilik olacak. Hani şu bar oyunları gibi."

"Hayır." dedi yüzünü buruşturarak.

"Ama bak bir daha düşün, eğlenceli olur nolur nolur nolur nolur..."

"Hayır." dedi bir kez daha. Nefesimi verdim, ve bize bakıp bakmadıklarını kontrol ettikten sonra, Kaanın belimdeki elini tutup kalçama doğru indirdim.

"Emin misin?" dedim yükselip dudaklarımı dudaklarına sürterek. "Bunun daha gecesi var. Sonra yarında tatil. Ondan sonraki gün de tatil. Sıkılınca ne yapacağız?"

"Çok tehlikeli oynuyorsun." dedi elini kalçamdan çekip. Ama buna kanmam güzelim."

"Kanmam diyorsun yani."

Kaşlarıyla onayladığında, başımı hafif koridora çevirdim. Ders saatinde olduğumuz için pek kimse yoktu. Zaten en üst koridorda olduğumuz için burası tenhaydı.

SERSERİ #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin