"Akşama kadar hazırlanamazsam o davet biter! Hızlı yapın şu ütüyü!"
"Bir sakin ol Ceren, daha beş saat var."
"Senin için kolay tabi. Kaan elbiseni hazırdan gönderiyor! Ya Arda! Hızlı ütüle!"
"Kaçtım ben sana kolay gelsin." Arda kafasını sallayınca gülerek kıyafet odasından çıktım. Hem ütüyü Ardaya yaptırıyor, hemde cırlıyor cadı. Tatlı cadı.
Ve evet. Davet bu akşam. Ve elbisemi Kaan gönderecek. Kendisi hala yok. Birkaç şeyin düzenlemesini kendi yapmak istedi. Bu yüzden bana haber vermeden çıkıp gidiyor.Ve hala gelmedi!
Yatağımın üzerine attığım telefonumu alıp numarasını ezbere tuşladım. Açmasını beklerken tam kapanacakken açtı.
"Ne zaman geleceksin?" direk konuya girmiştim.
"İşim bitince Arya."
"İşin ne zaman bitecek?"
"Sen telefonu kapattığında."
"Hazırlanamadım bile. Göndersene artık şu elbiseyi."
"Başımın etini yedin. Gönderiyorum kapat."
"Kibar ol-" Telefon çoktan kapanmıştı bile. Kaan'ı tanımayan biri olsam oturur ağlardım. Ama tanıyorum neyseki. Alışık olduğum bir durum.
Odamda biraz oyalanıp güzel bir duş aldıktan sonra tek başıma hazırlanamayacağım için Cerenle, iki aydır devamlı gittiğimiz kuaförümüzü aradım. Orta halli bir kadındı. Kendi kuaför dükkanından geçiniyordu, ve diger kuaförlere taş çıkaracak kadar becerikli elleri vardı. Daha da güzeli, kendi ekmeğini kendi kazanıyordu.
Muazzez Abla geldiğinde, elbisemde çoktan gelmişti. Elbiseyi Muazzez Ablayla birlikte açtık.
Mat Lacivert bir elbiseydi. Gözlerimi açığa çıkaran bir renk olduğu için güzel de duruyordu. Sağ yanında kalçama kadar uzanan bir yırtmaç vardı. Tek bacağım açıkta kalacaktı anlaşılan. Onun dışında göğüs kısmı ideal bir straplezdi. Sırtında da V şeklinde on santim kadar aşağıya inen bir dekoltesi vardı. Ayakkabılar da siyah mattı. Anlaşılan takı işini bana bırakmıştı yine.
Muazzez Abla, bana, önü dalgalar halinde yarım açık, arkası ise dağınık olan bir topuz yaptı. Birkaç tutam saçıda topuzdan kurtarıp ince birkaç örgü yaptı ve topuzun etrafına doladı. Hayatımda gördüğüm en güzel saç modeliydi. Muazzez abla bana, ayakkabılara uyması için, gözlerimi daha da belirten hafif siyah bir makyaj yaptı. Dudaklarıma ise, pembeden kırmızıya çalan hafif bir ruj sürdü. Fondaten ve rimelden sonra işim bitmişti.Siyah mat çantamın içine de telefonumu ve makyaj malzemelerimi koydum.
Kolumu, bilegime kadar çapraz örgü halinde saran siyah bir bileklik taktım. Diğer elime de yüzük parmağımdan başlayıp baş parmağıma kadar modeli olan bir yüzük taktım.
Tamamen hazır olduğumda Arda'nın sesini duyunca parfümümüde sıktım. Ve kapıyı açıp inmeye hazırlandım. "Kaan geldi, biz önden gidiyoz Cerenle!"
"Tamam!" Aşağıya bağırdıktan sonra merdivenlerden inmeye başladım. Kapı sesini duyunca Ardaların çıktığını anladım.
Boy aynasından kendime birkez daha baktım. Sexi ve aynı zamanda masum bir yapısı vardı kıyafetin. İki yönlü. Kaan'ı bekletmemek için hızlıca evden çıktım.
Arabanın kapısına yaslanmış, elleri cebinde beni beklerken bebi görünce yüzüne beğendiğini belli eden bir gülümseme yerleştirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERSERİ #Wattys2016
Ficção AdolescenteŞarap rengi yalnızlığın içinde siyah bir boşluktayım, oturuyorum. Gözlerimin mavisi soluk. Dudaklarımda kan tadı var, emdikçe kokusunu da alıyorum. Uzuvlarım kımıldamak için gün batıracakken, güneş batmamak için ay taklidi yapıyor. Dünya bana ters d...
