1.Bölüm

214K 5.3K 1.4K
                                    

"Hadi ama. Daha ne kadar böyle oturabilirsinki?"  Bu çocuk gerçekten sinir bozucu olabiliyor. Hasta olduğumu ona anlatmak zor bir iş. "Oğuz gerçekten kendimi pek iyi hissetmiyorum. Bu günlük idare et , ama eminim göturecek başka bir kız bulmakta zorlanmayacaksin."  Birazdaha başımda dikilirsen üzerine kusucam Aptal! Aptal bir parti için kendine öngörebileceği sex partnerlerinden birini götürebilir. Tanrı aşkına bu cocuk her akşam birini düzerken, ertesi gün yüzüme nasıl bakabiliyor?   "Sen kaybedersin bebeğim"   Birdaha şunu söyersen uzerine gerçekten kusucam.

Sabah babamin yurtdışında oldugunu öğrenerek  kalkıyorum, üstelik yataktan kalkmak için tam 25 dakika harcıyorum, sonra üstünü giyin, Ecenin sabah sabah Dedikodularını dinle, sonra sanki midemde birşey varmış gibi midem bulansin bir de Oğuzu çekeyim? Hayır çekemem.

Sınıftakilere aldırmadan çantamı elime hızlıca alıp kapıdan çıktım. Herzamanki gibi Denize cilve yapan Irmak beni fark ettiğinde başını yere eğdı. Bu kıza biraz cesaret lazım. Hadi ama ben öcü müyüm? Hızli adımlarla okulun çıkış kapısına ilerlerken beynim konuştu.

"Gerizekalı güvenlik var!" Teşekkürler sevgili beynim. Güvenliğe çaktırmadan arkaya ilerledim ve hep atlamaya alışık olduğum duvara tırmanarak çantami attım, sonrada kendim atladım.

Okula doğru dönüp dil çıkarmayı da unutmadım tabi.

Cıvıl cıvıl -kimi kandırıyorum Kasım ayındayız- sokaklarda yürürken Eve gitmenin pek de iyi bir iş olmadıgina karar verdim. Gidip yatmak yerine böyle mal gibi yürüyebilirdim.

Düşündüğümü yaptim. Okulun arka sokağından içeri girip adım atmaya devam ettim. Bir yandanda burnumu çekmeyi ihmal etmiyordum tabi. Duvarlardaki yazılar dikkatimi her zaman çekmiştir. Belkide bir duvar yazisi olmak, bir insan olmaktan çok daha önemlidir. Bir duvar yazısının ne olduğu bellidir. Oysa bir insanin içini görmek imkansizdir.

Telefonumun sesiyle düşüncelerimden uzaklaştım. Kim olduğuna bakmadan cevapladım. "efendim?"
"Arya! beni dinle. Okuldan çık. Hemen'eve git! Ben dönene kadar kimseyle konuşma. Dışarı çıkma anlıyor  musun? ... Ha bir de ..kimseye inanma lūfen.. telafi edeceğim."
"baba? iyimisin bir sorun mu var?" oysa benim aldiğim tek cevap şu oldu; dıt dıt dıt.. Bir sorun olduğu belliydi.Düşünme faslını eve saklayarak hızlı hızlı yürümeye başladim. Sokakta ilerlerken siyah son model bir BMW nin yolu kestiğini gördüm. Arabanin kapıları açıktı. Merakıma yenik düşerek köşeyi döndüm, ve arabanın yanında tartıştığı çok belli olan çifte baktım.
... Sòylenecek söz bulmak böylesine zor olmamişti hiç. Bir an için, Kahverengi saçlarıyla, kahve gözlerinin uyum oluşturduğu siyahlara bürünmüş kaslı ve tapılası çocuğu, yanındaki kızıl saçlı kızdan kıskandim.

"...Bana onu koruma! Sende tanımıyorsun Ceren!" çocuğun sesi de kendisi kadar etkileyici çıkıyordu. Siniri, her yutkunduğunda bademelmasından akıyordu. Böyle bir güzellik olabilirmi? Çünkü bence ben rùyadayım.

"Onun bir suçu yok dedim! Bunu sana Arda da söyledi!" kız var gücüyle bağırırken oğlan küçümser bakışlarını kıza gönderdi. Bense burada ne yaptığımı bilemiyordum. Gerçekten ne işim var benim burda?

Benim çenemi açan, oğlandan çıkan şu sözler oldu ;

"O özgür Taştanın kızı. Ne kadar masum Olabilirki?"

Çenem açıldı dedimya, susmadım tabi. Manyak gibi açılmış gözlerimle bir adım daha atarak köşeyi tamamen döndüm, ve onların beni görmesini sağladım.
"Babamı nerden tanıyorsun?" ikisinin de afallamış halleriyle dalga geçmek istedim. Tanısaydım muhtemelen dalga geçerdim, ama sorun şu ki, bir çift göz bana hayretle bakarken, diğerinin gözünden nefreti okuyabiliyordum.Beynim durma kaç! diye bağırsada, ayaklarım yürümemekte ısrarcıydı. Kız bana döndü ve gözlerini mümkünmüş gibi daha fazla açtı. "Resimlerden bakınca saçın boya gibi duruyor.Ama anlaşılan değilmiş" . Resimlerine baktığını itiraf etti.Kaçsana beyinsizz! . Bir sus beynim. Çocuk ona kızgın bakışlarını gönderip , Bana döndü.

SERSERİ #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin