Bana kızmayın lütfen. Bazı nedenlerim ve üzerine birde sınavlarım var arkadaşlar. Bu yüzden yazdığım 72 SAYFALIK BÖLÜM SİLİNİNCE (!) biraz ara vermek zorunda kaldım. Yinede şimdi devam ediyoruz işte. Hikayenin akışı farklı yerlere gidecek. Dikkat kesilin! İyi okumalar** Yorum yapın lütfen.
Geçmiş-
"Resimleri aldın mı?"
"Getirdim. Al."
Arda, iki saattir kızın peşinde koşturduğu için sönen saçlarını eliyle düzeltirken, resimleri genç adama uzattı.
Herşeyin başını çekiyordu bu resim. Olacakların habercisiydi. Genç adam dönük olan resmin önünü çevirdi. Gözleri resimdeki kızın bacaklarında gezindi önce. Yavaş yavaş kızın her yerini kazıdı beynine. En son yüzüne çıktığında, tamamlanan parçaya birde son kez baktı. İçini çekmemek için tuttu kendini. Bu kız çok güzeldi onun gözünde. Nefes kesici hatları vardı. Hem seksi, hem masum duruyordu. Kalmış mıydı ki bu zamanda böyle doğalı?
"Bunun o kız olduğundan emin misin? Çok saf bakıyor bu.". Babası şeytan olan bir kızın bu kadar güzel gözlerinin olması, bu kadar güzel, temiz bakması normal değildi. Sonuçta o adamın bir parçasıydı değil mi?
"Sana söylemiştim. İki haftadır kızı ben izliyorum,sen değil. Bu kız kötü değil. "
"Babasız olsa nerdeyse inanacağım." dedi adam iğrenircesine. Az mı çekmişti babası yüzünden?
"Lan bu kız yerde köpek görse elindeki simiti veriyor. Ne kötülüğü bekliyorsun bundan? Kaan sana son kez söylüyorum. Kızı karıştırma. Babası gibi değil o."
"Bana ne yapacağımı söyleme." dedi genç adam gözlerini kısıp. İşine karışılmasından hoşlanmıyordu. Ve o, bu kızda bir gizemin olduğuna inanıyordu. Ya bu kız gerçekten saftı, ya da saf taklidi yapabilecek kadar profesyonel.
Güzel olduğunu inkar etmiyordu. Edemezdi. Kız güzeldi. Sokakta görse dönüp dönüp tekrar bakacağı bir tipti. İlk defa görüyordu böylesini. Koyu mavi gözleri, kahve, uzun saçları, ince ve dolgun bacakları, eteğinden belli olan kalçası, göğüsleri... Genç adam bu kızı yatağında görmek isterdi.
Ama bilmiyordu o zamanlar. Bu kızı yatağında sadece çıplak görmek isteyeceğini düşünürken, onu tanıdıkça uykusunda izlemeyi sevmişti. Kızın aralık dudakları, arada çattığı biçimli kaşları, porselen hissi yaratan yüzü, ellerini çenesinin altında birleştirip uykusunda mırıldanması. Adam kızı kaçırdığı ilk günler, hep uykusunda izlemişti onu. Bu kız, nasıl o adamın çocuğu olabilirdi? Bu kız cehennemden kopan bir melekti. Bu bariz ortadaydı.
Kız uyurken, adam isyan ediyordu. Bu tanrının bir oyunu olmalıydı. Böylesine sevilmeyi hak eden bir kızın önüne duvarlar indirmişti tanrı. Bu duvarlardan sadece genç adam,geçemeyecekti. Kızın babasına olan kini, genç adamı, kızı sevmeye korkutuyordu.
Aslında bilmiyordu ki bu kız her şeye değer. Bilmiyordu ki, bu kız bir uçurum. Bilmiyordu ki, daha önce o uçurumdan intihar etmeye o kadar hevesleneceğini. Adam,bilmiyordu kıza böylesine bağlanabileceğini.
Şimdiki zaman---------
"Çek ellerini."
"Çekemem." diye muzip bir ton kullandığında kafamı hızla geriye itip çenesine tekme atma fikrini düşündüm. Sonra vaz geçtim tabi. Bir sonraki evrem, yerde kıvranmak falan olurdu sanırım.
"Çek dedim Kaan. Ya içeride bir sürü insan var. Nasıl rahat olabiliyorsun?" Ona dönüp, beni tezgahla kendisinin arasına sıkıştırmasına izin verdim. Ellerim geriye doğru tezgaha yaslı dururken, ellerini ellerimin üzerine koyup bana doğru eğildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERSERİ #Wattys2016
Teen FictionŞarap rengi yalnızlığın içinde siyah bir boşluktayım, oturuyorum. Gözlerimin mavisi soluk. Dudaklarımda kan tadı var, emdikçe kokusunu da alıyorum. Uzuvlarım kımıldamak için gün batıracakken, güneş batmamak için ay taklidi yapıyor. Dünya bana ters d...