'Bu kadarı bile onun için fazla. Bu adam bu kadar parayı ne için istiyor?'
'Zaten herşeye sahip.'
Bu düşünceler kafamda dönüp duruyordu. Özgür Taştan zaten çok zengin bir adam. Daha fazla parayla ne yapacak ki? Mutlaka bir amacı olmalıydı. Ya da istediği şey para değildi. Başka birşeyin peşinden koşuyordu, ve dikkatimizi dağıtmak için para istediğini bize inandırıyordu. Eğer babam olmasaydı, kesin paranın peşindedir derdim. Ama tam olarak parayla iç içe yaşayan bir insanda değildi.
Telefondan gelen melodinin sesiyle irkildim. Uzandığım koltuktan kalkarak telefonu aldım, ve tanıdık gelen numarayı cevapladım.
"Alo?"
"Günaydın kızım.". Ôzgür Taştan benim numramı nasıl bulabilmişti biliyordum. Sonuçta numara bir tek Arda Kaan Ceren Ege ve Mehmet Kara da vardı. Psikopat ve beni öldürme planları yapan bir babayla 11 sene aynı evde kaldığım düşüncesi beni deli ediyordu. Hergün güvenle girdiğim yatağımda, babam tarafından öldürülebilirdim.
"Ne istiyorsun?"
"Böyle konuşma Arya. Annen senin bunu yapmanı istemezdi.". Ne zaman kötü bir şey yapsam, Yada bir yaramazlık yapsam anne kozunu kullanırdı. 'Annen öyle olsun istemezdi.' derdi. Bende onu dinler bir daha yapmazdım. Ama bu sefer buna hakkı yoktu.
"Bunu söylemeye hakkın yok Özgür Taştan.". Daha fazlasını söylemek isterdim. 'Annemi sen öldürdün.'demek istedim, ama 'bunu hak etti.' demesinden korkuyordum. Bunu demesi beni bitirebilirdi. Yüzüme söylemesi beni bitirirdi.
"Ne zamandan beri bana adımla hitap ediyorsun kızım?"
"Bana kızım deme! Ben senin kızın değilim! " diye bağırdım. Sesimin bu tonunu sevmiştim. Kendinden emin ve sağlam. Kaan ın ses tonuna benziyordu. Ama onunki şiddet de içeriyordu. İnsanın korkmasını sağlıyordu.
"Bunu seni oradan aldığımda konuşacağız. Adresini ver. O herifin seni kaçırdığını biliyorum. Seni birşeylere zorluyor mu?"
Bu sözü beni kirli biriymiş gibi hissettirirken Arda merdivenlerden koşarak indi ve yanıma geldi. Kaşlarıyla telefondakinin kim olduğunu sorarken ona dudaklarımı oynatarak 'Özgür Taştan' dedim. Ağzı beş karış açıldı. Şu an içinde bulunduğum durum korkunç olmasa Arda nın bu halini komik bulurdum. Ben cevap vermeden o konuşmaya devam etti.
"O gün sana rol yaptırdığını biliyorum. Şu an da seni zorluyor biliyorum. Bana ufacık bir upucu ver kızım . Seni oradan kurtaracağım."
Arda telefonu elimden alarak kapattı. "Ne diyor?"
"Ben... oturmalıyım." diyerek arkamdaki koltuğa yığıldım resmen.
"Su ister misin Arya? Bembeyaz oldun.". Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Seninle ne konuştu?"
"...Beni alacağını söyledi. ... Sizin beni burda zorla tuttuğunuzu sanıyor."
"Siktir ya. Bize saracak şimdi. Başka ne söyledi?"
"Bir şey söylemedi. Adresi istedi. İpucu ver dedi. Konuşurken yanımdaydın sende zaten."
"Tamam güzelim sen sakin ol." Cebinden telefonunu alarak birini aradı.
"Özgür Taştan, Aryayı aradı az önce."
"Ne yapsaydım oğlum? Sen ne zaman geliyorsun?"
"İyi. Ben Cereni eve sokacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERSERİ #Wattys2016
Teen FictionŞarap rengi yalnızlığın içinde siyah bir boşluktayım, oturuyorum. Gözlerimin mavisi soluk. Dudaklarımda kan tadı var, emdikçe kokusunu da alıyorum. Uzuvlarım kımıldamak için gün batıracakken, güneş batmamak için ay taklidi yapıyor. Dünya bana ters d...