"Ama amcacım, şimdi sen böyle söylüyorsun ama beni bir dinlesen anlayacaksın. Ben öyle bir ofis fantezisi uğruna senin odana kız atacak adam mıyım amca? Bana yakıştırıyor musun bunu? Sen ne diyon amca allasen?"
Öyleyim ulan.
Arkamdaki kırmızı dudaklı hatun lafa girdi. "Ama Kıvanç-"
"Sen kimsin ya? Adımı nerden biliyorsun sen ha? Sapık. Terbiyesiz. Ben namusumu size kaptırır mıyım ha? Ha?"
"Ulan şu gömleğini bir giy önce üstüne göz zevkimi bozacaksın."
"Haluk amcam kas var baklava var niye öyle diyorsun?"
"Yıkıl lan karşımdan!"
"Tamam akşam görüşürüz o zaman."
"Duruyor musun hala?"
"Yıkılıyorum hemen." Diye onaylayıp dışarıya doğru yürüdüm. Kapıdan çıkarken aklımda basıldığımız anlar dönüyordu. Şimdi şu kıza güzel bir yalan bulmalıydım ki ... Kız nerde lan?
"Amca!"
Haluk beyciğimin odasına daldım ama neyseki mide bulandıracak türden görüntüler yoktu da psikolojim böyle sapık şeylerle bozulmamıştı.
Kızı kolundan yakalayıp başımla amcama bir selam daha verip çıkana kadar sırıtmaktan uyuşan ağzımla biraz daha sırıttım. Dışarı çıkınca kızın kolunu bırakıp elini tutacaktım ama sert bir tokat yiyince etkili olamadı tabi bu durum.
"Aşkım ne yaptın ya?" Diye homurdanırken Amcama aslında borçlu olduğumu fark ettim. Bu kızın demir gibi eli varken ben bunu altıma atamazdım. Asıl bu beni altına alır beş tur binerdi mübarek.
"Yalancısın sen! Evleneceğiz dedin! Fantezi yapmamız gerektiğini çünkü ilerde torunlarımıza anlatmamız gerekeceğini söyledin sen bana! Ama şimdi beni bir sürtük gibi bir kenara-"
"Bacım kartını meydanda yerde buldum valla."
Aklımda hiç böyle bir şey yokken yerde bu orosbunun kartını görmüş ve arkamdan yürüyen edepli ama bıyıklı teyze grubuna belli etmeden kartı yerden almıştım. Günah değildi bence, ne güzel eğlenmiştik.
"Bacım mı? Sen çok ama çok değiştin Kıvanç!"
Kolumu kaldırıp bileğimde bolluktan taklalar atan saatimi döndürdüm. Oha lan 2 saat 45 dakika.
"Haklısın üç saat önce çok saf kalpli bir insandım ben. Camiye gidiyordum camiye!"
"Sen git bir gusül al ya terbiyesiz ahlaksız."
Bir tokat daha yedim ve kız giderken kalçasını keyifle izledim. Vallahi camiye gidecektim, bakmayın öyle.
Beni yoldan çıkarmasalar çok normal bir insanım aslında.Ellerimi cebime sokup biraz para aradım ama son parayı da bizim Çaycı Recebe kaptırmıştık. Geçen yolda şaka olsun diye çelme taktığım çocuk havada yirmi takla atıp kafa üstü yere çakılınca annesine söylemesin diye Recep reise göndermiş hesaba yazdır demiştim. Lan ben nerden bileyim çaycıda çay dışında herşey var?
Top kılıklı iki yüz kilo çocuk -şimdi anlıyorum neden yuvarlandı- kankilerini toplayıp hepberaber mekana dalıp yüzlerce balık ekmek yiyince benim cep boşalmıştı. Cebim bile boşalıyor o kadar dinci bir insanım.
Örnek insan ben.Telefonu çıkarıp rehberde dolaşırken bir sürü hatırlamadığım kız ismini es geçip başına kalp ekledim diye rehberde en sona düşen Aryaya tıkladım. Cenabetlik olsun diye ödemeli olarak kaybetmiştim ve her seferinde o beni arıyordu. Bazende o cenabetlik olsun diye beni Kaan'ın telefonundan arıyor ve bana burda Yusuf Yusuf çektiriyordu acımasız görl.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERSERİ #Wattys2016
Teen FictionŞarap rengi yalnızlığın içinde siyah bir boşluktayım, oturuyorum. Gözlerimin mavisi soluk. Dudaklarımda kan tadı var, emdikçe kokusunu da alıyorum. Uzuvlarım kımıldamak için gün batıracakken, güneş batmamak için ay taklidi yapıyor. Dünya bana ters d...