15.Bölüm

166K 2.7K 393
                                    

"Seni seviyorum."

Gözlerini kaçırmak yerine tamda gözlerimin için bakıyordu. Korkusuzdu. Ne düşündüğümü, Ne hissettiğimi, benim ne diyeceğimi tahmin etmeye çalışır gibiydi. Delici bakışları gözlerimde dolanırken Benim ne halde olduğumu düşündüm.

Sanırım ağzım açık öylece ona bakıyordum. İçimdeki kelebekler hiç olmadığı kadar kanat çırpıyorlardı. Uçacaktım birazdan onlar yüzünden. Kalbimin yükselen nabzı sanırım birkaç kilometreden duyulabilirdi.

"E-Evet sanırım bu unutmakta yardımcı olur." diye geveledim. Neydi bu iş toplantısı mı? Ne bu ciddiyet?

"Sana söylemiştim." Deyip alaycı ifadesini takındı ve arkasına yaslandı tekrar. Kendini maskeliyordu yine. Kimbilir içinden daha neler yapmak geçiyordu ama yapamıyordu. En güzeli de mutlu görünüyordu. Mutlu görünüyorduk. Ne ara yüzüme yerleştiğini bilmediğim kocaman bir gülümseme vardı yüzümde. İçimden kahkaha atıyordum, Dudaklarımı birbirine bastırdım.  Resmen bana beni sevdiğini söyledi! Öleceğim muhtemelen. O yüzden böyle iyi davranıyor.
Ve birinin acilen konuşması gerekiyordu. bu sessizli çok fazlaydı. İkimizde susuyorduk. Görevi devraldım.

"E-Eve gitmek istemiyorum."

Tek kaşını kaldırıp nedenini sordu. "İşte. İstemiyorum." Dedim tekrar. Bilmiyordu ki amacım bu geceyi onu sevdiğimden emin olarak -ve uzun bir gece geçirerek- bitirmek istediğimi.

"Arkadaşında mı kalmak istiyorsun?"

"Hayır, Otel falan olmaz mı?"

Kafasını olumlu anlamda sallayıp ayağa kalktı.  Bende peşinden yürüyordum. Daha demin beni sevdiğini söylemişti. Elimi tutsa falan olmaz mıydı? Hiç değişmeyecek misin Kaan?

Yine çıt çıkmayan bir araba yolculuğunun sonunda şık bit otele geldik. Kaan bir oda ayarlarken bende halının desenlerini inceliyordum. El yapımı olmalıydı. Kim bilir ne kadar para harcanmıştır bu halıya.

Elini belime koyup beni odaya götürmek için yöneltti. Asansöre kadar yürüdük. Asansöre binince sanki ezbere biliyormuş gibi '7' ye bastı.

Kulağıma yaklaşan nefesini hissettikçe geriliyordum, ve ne söyleyeceğini merak etmekten beş saniye sonra ölecektim neredeyse.

"Bu gece bana bir süpriz mi yapacaksın?" Diyince nefesim kesildi ama kendimi toparlayıp Kafamı olumlu anlamda salladım.

"Sana bunu her söylediğimde bana bu süprizi yapar mısın?" diyince bu seferde kafamı iki yana salladım.

Asansörden 'Ding' sesi geldiğinde öne doğru ilk adımımı atıp sonumu hazırladım.  Vay be. Kaan 'a süpriz yapıyordum. Hemde bu konuda.Ne çok değişiyoruz insanlar olarak değil mi? Garip tabi garip. Çok garip. Bir saniye heyecandan bayılacağım da. Neyse ya. Sakin... Sakin.

'1034' numaralı odanın kapısında beklerken Kaan kartı yerine sokup kapıyı açtı. İçeriye girdiğimizde önce ışığı açmak için düğmeye uzandı ama panikle "Açma." diyerek onu durdurdum. Bu gece daha da ileriye gidecektim. Karanlıktan güç almak iyi olurdu.

Kafasını sallayıp düğmeden uzaklaştı ve kapıyı kapatıp kilitledi. Bense yatağın yanındaki sarı ışıklı gece lambasını yaktım. Odanın diğer kısımları zifiri karanlıkken sadece yatak loş bir ışıkla aydınlanıyordu. Derin nefesler alacaktım ama salak gibi görünürüm diye yapmadım. Kaan her zamanki gibi tişörtünü çıkaracakken "Ben yapabilir miyim?" diye kararsız bir sesle sordum. Gözlerinin bir an parladığına kendim şahit oldum. Yanına dört minik adımda gidip hafif titreyen elimle elini tuttum ve onu yatağa doğru çektim. Yatağa oturup bacaklarını yataktan sarkıtınca bacaklarının arasına gidip siyah tişörtünün yakalarından tuttum. Gözlerim tişörtün yakasındaydı. Hadi ama. Daha bunu yapamıyorsam o düşündüğümü nasıl yapacaktım?

SERSERİ #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin