31. Bölüm

91.2K 2.3K 280
                                    

Tam uzun zamandan sonra keyifli ve güzel bir uyku çekiyordum ki, saçımın sertçe çekilmesiyle uyandım. Dirseğinin üzerinde bana doğru eğilmiş Kaan'a yüzümü buruşturdum. "Canım acıdı."

"Canını yiyim Arya. İki saattir uyuyorsun. Kalk artık."

"Şu sözleri küfür ediyormuş gibi söylemesen romantik sayılır biliyorsun değil mi?"

Gülerek kafasını olumlu anlamda salladı. "Romantiklik bana göre değil."

"Biliyorum." dedim gözlerimi devirip yüzüstü dönmeden önce.

Kolumdan tutup beni tekrar çevirince "Ne var?" diye tersledim onu.

"Acıktım. Birşeyler söyleyelim."

"Söyle o zaman."

"Tek başıma telefonu kullanamıyorum. Kalk da yardımsever ol."

"Sonra olacağım yemin ederim. ...Yatak rahatmış bu arada."

"Onu gece anlayacağız." diye mırıldanınca koluna vurdum.

Aslında düşününce bu evde utanacak bir yanımız yoktu. Eve girip kapıyı kapattıktan sonra tüm ev bize aitti.  Ve ilk evde, ilk yemek.

"Yemeği ben yapacağım." dedim yerimden kalkarken.  Sadece iç çamaşırlarımlaydım ama buna aldırmadım. Bileğimdeki tokayla saçlarımı topuz yaptıktan sonra mutfağa geçtim. Küçük ve sıcak bir mutfaktı. İlk on dakika yerleştirilen eşyaların yerlerini kafama kazımakla geçirdim. Ve en sonunda da yemeği yapmaya başladım. Tavuk sote yapacaktım!

Dolaptan tavuk göğsünü alıp küçük küçük  doğradıktan sonra domates biber, ve diğer baharat ve malzemeleri de ekledim. Sonra ocağa koydum. Salata için marul, domates, kaşar, salatalık ve biber çıkarıp yıkadım. Önüme koymuş onları doğrarken Kaan geldi.

Önce ocaktaki yemeğe baktı. Sonra salata malzemelerine. En son da bana. Ve sonrada açık cama.

Kaşlarını çattıktan sonra gidip camın perdesini kapattı. "Camlara dikkat et." diye uyarınca bu sefer kaşlarını çatan ben oldum. Elimdeki bıçakla boxerini işaret edip "Sende onunla geziyorsun." dedim.

"Aynı şey değil. Ben erkeğim."

Nefesimi vererek önüme dönüp doğramaya devam ettim. Şimdi kadın erkek eşitligini tartışacak degildim. Zaten bu toplumda tartışılmazda.

"Tavuğu karıştırır mısın?" Yemeğin karışması için değilde, sırf Kaanda yardım etsin diye demiştim. Sonuçta bu evde pişen ilk yemekti değil mi? 

Eline tahta kaşığı alıp karıştırırken "Güzel kokuyor." diye itiraf etti. Gülümsedim. Akşamları buna birşey oluyor.

"Ocağı kapatabilirsin."

Yemeğin altını kapattıktan sonra ben daha birşey söylemeden dolaptan iki tane tabak çıkardı. Ben de doğradıklarımı salata tabağının içine koydum ve yağını, limonunu koydum.

Kaan tabaklara sote koyarken yanına gidip onu izledim. Yaptığı her işi en iyi şekilde yapmaya çalışıyordu. Basit bir yemek koyma olayını bile. Kaşlarını çatmış tabağa bakıyordu. İtiraf etmek gerekirse hem sexi, hemde tatlıydı. Birkaç ay önce Kaan'ın böyle birine dönüşeceğini tahmin edebilir miydik? Böyle söyleyip duruyorum ama bende çok değiştim. Mesela önceden Kaan'ın en ufak hareketinden anlam çıkarmaya çalışırdım. Zamanla bu degişti. Artık neyi ne için yaptığını, Kaşlarını neden çattığını, sinirlendiğinde canımı yakmamak için durumu nasıl alaya vurduğunu, Piç sırıtışını, ben herşeyi bilirim sırıtışını, sexi sırıtışını, 'birazdan göreceksin sen' sırıtışını, alaycı sırıtışını, ve bana birşeyi kabul ettirmek için takındığı sırıtışı. Bunların hepsini ezbere biliyordum artık. Yinede bazen onu çözmek zor oluyordu. Her gün onun hakkında bitmek bilmeyen şeyler öğrenirken onu ezberlediğimi söylemek kolay değil aslında.

SERSERİ #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin