YAZARDAN NOT: Hepiniz yeni bölüme hoş geldiniz Rakunlarım! Yine uzun bir ara vermiş bulundum ama kaç kez Rakunlar'ı yazmak için laptop'ımın başına geçsem her seferinde yazasım gelmedi. Hali hazırda yoğun bir dönemin içinde olduğumdan ben de bu zamanı Apollon'un Tuşu'na yeni bölüm yazarak harcadım. *Rakunlarından özür dileyen ama asıl suçun kaçak ilham perilerinde olduğunu söyleyen yazar emojisi*
Her neyse sizinle bölüm sonunda sohbet edebileceğimiz ufak bir not daha olacak orada görüşürüz
Oy ve yorumlarınızı unutmayın lütfen ^-^
Hepinizi çok seviyorum ve pek çok özledim, keyifli okumalar ^-^
-Cenk-
Motorlarımıza binip hastaneye doğru yola çıktık. Devrim'e bir şey olmadan onun biran önce tanıdığımız bir hastaneye naklinin yapılması çok önemli olduğundan her birimiz oldukça gergindik.
Gölbaşı'nı avcumuzun içi gibi bildiğimizden en az trafik olacak yere doğru yönelmiştik.
Telefonuma mesaj gelince akıllı saatimden mesajı hızla okudum. Orman, her şeyin yolunda olduğunun haberini veriyordu. Ona on dakikada bir mesaj atmasını söylemiştim. Yoldayken diğer tüm üyelerle bir aramanın içinde olduğumuzdan bizi araması mümkün olmayacaktı.
Gölbaşı'nın en tenha yol ayrımlarından birine geldiğimizde yolun motorlar ve arabalar tarafından kesildiğini gördük. Önümüzde olan yaklaşık elli kişilik kalabalığa bakıp küfrettim. Onları burada bırakıp kaçmamız mümkün değildi, imajımızın mahvolmasının yanında fiilen kaçmamızın imkansız olduğu gerçeği de vardı. Harley'lerimiz ile bir arabadan hızlı gitme imkanımız yoktu ve araba ile bir motorcuya çarptıktan sonra onu öldürmek için başka hiçbir şey yapmaya zaten gerek olmazdı.
"Durun." dedim frenlerime dokunurken. Arkamdan gelen kulüp üyeleri de benim gibi küfrederek durdular.
Karşımızdakileri hızla saydığımda kırk sekiz kişi olduklarını fark ettim. Altı kişiydik, ki bu kişi başına tam sekiz kişi düştüğü anlamına geliyordu.
"Kendinizi kollayın. Direkt saldırmaktan ve etrafınızın çevrilmesinden olabildiğince kaçınmaya çalışın. Kendinizi savunurken teker teker karşınızdakileri indirmeye çalışın." dedim ve devam ettim.
"Eftelya ya benim yakınımda ya da Bulaşık'ın yakınında dur."
"Kendimi koruyabilirim! Kadınım diye aciz de değilim." dedi Eftelya söylenerek.
"Sorun kadın olman değil. Hem kadın hem yeni olman. Seni hemen aradan çıkarmak için bize saldırdıklarından daha çok sana saldıracaklar. Ve böyle bir durumda bana bir kelime daha harcatma ve ne diyorsam onu yap." dedim adım adım yanımıza yaklaşanlara bakarak.
"Can'ın listesinde olan birkaç kişi gözüme çarptı bile. Kuyruk acısı olanların hepsi toplanmış. Sürü ve Cehennem Kurtları'nın aynı tarafta yer aldıklarını görmek bugüne nasipmiş demek." dedi Bulaşık sinirle sıkılı dişlerinin arasından.
"Bu son kurşunları gibi duruyor." dedi Alpaslan, ardından devam etti.
"Bizimle uğraşan herkesten kalan döküntüler bir araya gelmiş. Eğer onları da elimine edersek ileride uğraşmamız gereken kimse kalmayacak."
"Sen bunu söyledin ya kardeşim, haftaya kapımıza Hells Angels dayanmazsa hiçbir şey bilmiyorum." dedi Deniz.
"En azından önce Mongols ya da Bandidos ile başlasaydık vicdasnsız." dedi Alpaslan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rakunlar
ActionBaşlangıç Tarihi: 02/02/2017 *Kapak tasarımı için EnesCLK'a sonsuz teşekkürler* Dünyayı on yıllardır kasıp kavuran ancak Türkiye'de hiçbir zaman yeterince ilgi göremeyen motor kulüpleri sonunda aradıkları şansı bulmuş ve büyük bir akım yaratmışlard...