YAZARDAN NOT: Merhabalar canımlar, yeni bölümümüze hoş geldiniz.
Oy ve yorumlarınızı unutmayın lütfen, sizleri seviyorum. Keyifli okumalar ^-^
Hastaneye yola çıkmadan hemen önce Kafa Parlatan beşinci kez bizimle gelmek istediğini dile getiriyordu. Ancak kulüp evinin korunması için onun burada kalması daha iyi ve daha önemliydi.
Sonunda Cenk bu tartışmaya son noktayı koydu.
"Kafa Parlatan burada kalıyorsun ve bunu bir tek kez daha dile getirirsen askıda üye olduğunu hatırlatmanın çok güzel bir yolunu bulacağımdan emin olabilirsin." dedi Cenk ciddi bir biçimde.
Kafa Parlatan son bir saattir unuttuğu kulüp hiyerarşisinin yüzüne çarpılmasıyla kendini toparlayarak özür dilediği sırada telefonum çaldı. Arayan Ateş olduğundan dışarı çıkarak telefonu açtım. Bizimkiler Ateş'ten şu sıralar özellikle hoşlanmıyorlardı, kulüp evimizi böceklerle ışıl ışıl yapanın Ateş olma ihtimali hepsinin sinirlerini iyice geriyordu. Ve her ne kadar tam olarak bu şüpheden dolayı onunla görüşmeyi sıklaştırmış olsam da bu, bizimkilerin sinirlenmesine engel teşkil etmiyordu. Bu duruma ses çıkarmayan üç kişi oldukça şaşırtıcı bir biçimde Bulaşık, Can ve Cenk'ti.
"Efendim Ateş?" diyerek açtım telefonu.
"Devrim? Neredesin?" diye sordu Ateş.
"Kulüp evi. Neden ki?" dedim.
"Yani son yarım saattir seni boşuna bekliyorum ve sen buluşacağımızı unuttun." dedi Ateş iç geçirerek.
Elimi alnıma vurarak sessiz bir küfür savururken bir yandan da
"Çok özür dilerim Ateş." dedim.
"Eh, özür dileyeceğine yola çıkmak daha faydalı bir davranış olurdu." dedi Ateş.
"Bugün Boran hastaneden çıkıyor. Onu almaya gideceğiz." dedim.
Ateş bir an durakladıktan sonra
"E iyi, ben de geleyim. Belki sonrasında bir şeyler yaparız." dedi.
"İşimiz uzun sürerse?" dedim.
"İnan ya da inanma, taburcu işlemleri yarım saati geçmiyor Devrim." dedi Ateş gülerek, ardından devam etti.
"Hem başka bir hastaneye gitmek de benim için hoş bir değişiklik olur."
"Eminim öyle olur." dedim gülerek ardından devam ettim.
"Güven hastanesinde buluşuruz o zaman." dedim.
"Tamamdır. Görüşürüz." diyerek telefonu kapattı Ateş.
Bu arada bizimkiler dışarı çıkmışlardı. Onları son durumdan haberdar edip motorlara geçerken Ateş'in adının geçmesinden dahi hoşlanmayan tayfanın evde kalmış olmasına şükrediyordum. Hastaneye yalnızca Cenk, Bulaşık, Ufaklık, Can, Alpaslan ve ben gidiyorduk.
Alpaslan ve Ufaklık da Ateş'ten şu sıralarda pek hoşlanmasalar da en azından yüz ifadelerini başarı ile kontrol edebiliyorlardı.
Ben motorla değil arabayla hastaneye gideceğimden diğerleri motorlarını çalıştırırken ben yeleğimi çıkarıp Range'ime binerek kontağı çevirdim. Yeleğimi özenle yanımdaki koltuğa koyarken çoktan yola çıkmış bizimkileri takip etmeye başladım.
Yirmi dakika sonra hastaneye vardığımızda Ateş'i girişte bizi beklerken bulduk. Yeleğimi alıp arabadan indikten sonra bizimkilerle tokalaşan Ateş'in yanına gittim. Yeleğimi giydikten sonra Ateş'le selamlaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rakunlar
ActionBaşlangıç Tarihi: 02/02/2017 *Kapak tasarımı için EnesCLK'a sonsuz teşekkürler* Dünyayı on yıllardır kasıp kavuran ancak Türkiye'de hiçbir zaman yeterince ilgi göremeyen motor kulüpleri sonunda aradıkları şansı bulmuş ve büyük bir akım yaratmışlard...