46. Bölüm •Ajanlar

2.3K 273 122
                                    

YAZARDAN NOT: Merhabalar Rakunlarım, yeni bölüme hoş geldiniz. Geçen bölüme yaptığınız harika yorumlardan sonra maratonu bir bölüm uzatmaya karar verdim. Eğer bu bölümde de aynı şekilde yorum ve oy sayısı fazla olursa o zaman maratonu yedi bölüme uzatacağım.

Sizleri daha fazla tutmadan keyifli okumalar diliyorum ^-^


Boğazımdaki kuruluk ve soğuktan titreyen bedenimle gözlerimi açtım. Buz gibi bir odada tek başımaydım. Zar zor yutkunarak doğrulmaya çalıştığımda bedenime saplanan acı ile inleyerek tekrar yattım.

Ne olmuştu bana ve neredeydim? Penceresi olmayan odada günün hangi saatinde bile olduğumuzu anlayamazken kolumdan çıkan ve yukarıdaki torbaya bağlanan şeffaf tüpü görmemle hastanede olduğumu anlamam bir oldu.

Neden hastanede olduğum konusunu kısa bir süre sorgulayınca Sürü ile olan kavgamız aklıma geldi. Bıçaklanma anımı istemsizce tekrar düşünürken o anı yeniden yaşıyormuşcasına kalp atışlarım hızlanmıştı. El ve ayaklarım gerginlik ve korkuyla buz gibi olurken odanın kapısı kayarak açıldı.

"Ah, uyanmışsın!" dedi bir ses sevinçle ardından devam etti.

"Kalp atışların hızlanınca korkmuştum ama haberler iyiymiş." dedi Doktor Ateş gülümseyerek.

"Senin hiç izin günün filan yok mu?" dedim çatallı sesim yüzünden yüzümü buruşturarak.

Doktor Ateş içten bir kahkaha atıp

"İzin günlerimde yaralanmayan sensin. Genelde gece vardiyasında çalışıyorum. Bugün akşam mesaiye başlar başlamaz önce haberin sonra da sen geldin." dedi gülümseyerek.

Olayları anlamayarak kaşımı çatsam da bu kadarını anlamasam da olurdu. Yorgundum, canım acıyordu ve üşüyordum. Bir şeyleri anlamamak şu an için öncelik listemin başında yer almıyordu.

"Nasıl hissediyorsun?" dedi Doktor Ateş ekrandan değerlerime bakarken.

"Kötü. Canım acıyor, boğazım sesimin kargadan hallice olmasını sağlayacak kadar kuru ve acıyor ayrıca en önemlisi çok üşüyorum." dedim.

"Yani gayet iyisin." dedi Doktor Ateş gülümseyerek.

"Dediklerimin hepsi kötü hissettiğimi ifade etmek içindi." dedim gözlerimi devirerek.

"Vücudunda bu kadar yerini hissedebilmen, üşümen, acı çekmen ve her ne kadar benim mental sağlığım için pek de iyi olmasa da söylenmen iyi bir şey." dedi Doktor Ateş yandan bir gülümseme ile bana bakarak.

"Sen onu bir de bana sor." dedim.

"Yarana bir bakacağım. Tamam mı?" dedi Doktor Ateş yanıma gelip ayağımın hemen ucunda duran daha önce fark etmediğim pikeyi karnıma kadar örterek. İlk başta bunu neden yaptığını anlayamasam da sonra üzerimdeki hasta önlüğünü yukarıya çekip yarayı açtığında neden olduğunu anladım. Üzerimdeki incecik önlük hariç tamamen çıplaktım. Her ne kadar doktorlar için hastaları çıplak görmek alışıldık bir şey olsa da hastaları utandırmamak için bazı doktorlar böyle yapıyordu anlaşılan. Her şekilde bu davranışından ötürü Doktor Ateş'e minnettardım.

Pansumanın bantları açılırken kaşlarımı acıyla çatsam da sessiz kalmayı başardım. Doktor Ateş bir süre yarayı inceledikten sonra gazlı bezi tekrar kapatarak 

"Tekrar kanama olmamış. Bu her ikimiz için de güzel bir şey." dedi gülümseyerek.

Anlamayarak tek kaşımı kaldırdığımda 

"Ameliyatın son yarısını ben gerçekleştirdim. Hocamız ilk müdahaleyi yaptıktan sonra yarayı temizleme ve dikme işini bana verdi. Eh, anlaşılan iyi bir iş çıkarmışım." dedi.

RakunlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin