YAZARDAN NOT: Merhabalar Rakunlar'ım bu haftaki bölüme hoş geldiniz! Bölüm iki gün geciktiği için üzgünüm ancak neredeyse üç bin kelimelik bir bölüm yazarak bunu telafi etmek istedim.
Şimdi, benim sınavlarıma bir buçuk ay kadar kaldı ve ben şimdiden kütüphaneleri yuvam edindim. Elimden geldiğince bölümleri aksatmadan yazmaya çalışacağım ancak muhtemelen iki ya da üç hafta sonra bir ara verecek ve yazın tekrar devam edeceğiz, şimdiden haber vereyim dedim ^-^
Ayrıca bir önceki sıra dışı bölümün yorumları için herkese teşekkür etmek istiyorum. Anlamayanlar olsa da herkesin düzgün kelimelerle yorum yapması beni çok mutlu etti, harikasınız *-*
Sizleri seviyorum. Oy ve yorumlarınızı unutmayın lütfen, keyifli okumalar ^-^
Cenk ile odalarımızı keşfettikten sonra ertesi gün dinç olabilmek için evlerimize dağılıp dinlenmiştik.
Sabah, üç buçuk saat uyuyarak uzun zamandır uyumadığım kadar fazla uyumuştum, Bulut'un benden önce evden çıkmasının sesini duyarak uyandım.
Bulut, askıda üyeleri eğitmek için şimdiden yola çıkmıştı bile. Kardeşimin, uyanmak için hayli zorluk çeken kardeşimin, yeni üyeleri eğitebilmek için bu kadar erken kalkıp gidiyor olması beni bir miktar duygulandırmıştı.
Yattığım yerde bir süre tavanı izledikten sonra derin bir iç geçirip kalktım. Tuvalet rutinimi hallettikten sonra üzerime rahat bir eşofman takımı geçirip odamı toplamaya başladım. Bugün annemlerin geleceği gündü, onlar gelmeden çoktan taşınmış olmazsam bu iş çok daha zor olacaktı.
Bahçeden gelen güçlü havlamaları duyduğumda camdan dışarı baktım.
Cenk, bahçemizde durmuş Reis'e yandan bir bakış atıyordu. Reis atılmaya hazır, ancak daha önce Cenk'i gördüğünden ona biraz alan da vererek, havlıyordu. Bu havlamalar Cenk'e olan bir uyarı değil bana olan bir uyarıydı. Biran önce bakıp gelenin tanıdık olduğunu söylemezsem Reis işini yapacaktı.
"Reis! Rahat ol oğlum!" diye bağırdığımda Reis'in havlamaları kesildi ancak hala tetikte bekliyordu. Camı kapatıp Cenk'in yanına indim.
Ben evin kapısını açar açmaz Reis bana bir bakış atıp her şeyin yolunda olduğundan emin olduktan sonra uzaklaşıp yere uzandı. Ancak yine de bakışları Cenk'in üzerindeydi.
"Bu köpeği Can eğitti değil mi?" dedi Cenk Reis'e bakarak.
"Evet." dedim gülerek, ardından devam ettim.
"İçeriye nasıl girdin sen?"
"Ben buraya geldiğimde Bulut çıkıyordu. Onunla ufak bir sohbet ettikten sonra bana garajı açtı, ben de motorumu park edip buraya geldim. Ama beni ufak bir konuda uyarmayı unutmuş anlaşılan." dedi Cenk.
Reis birden kulaklarını havaya dikip kapıya doğru koşmaya başlayınca Cenk de ben de merakla kapıya baktık. Reis saldırgan değil heyecanlı durduğundan
"Anlaşılan Reis'in çıkardığı seslerden sonra Can geldi." dedim.
Tam tahmin ettiğim gibi bahçe kapısının şifresi girildikten sonra bahçeye Can girdi.
"Reis'in havlamalarını duydum. Her şey - Ah, Cenk'miş." dedi Can rahatlayarak.
"Eh, sabah sabah pek hoş oldu cidden." dedim halimize gülerek. Ardından devam ettim.
"İçeri gelin, kahvaltı yapalım." dedim.
Can ve Cenk aralarında laflayarak içeri girdiklerinde buzdolabını açıp birkaç yumurta çıkardıktan sonra bildiğim yegane yemeği, çırpılmış yumurtayı yapmaya başladım. En büyük tavayı çıkarıp biraz kıyma koyduktan sonra onlar piştiğinde yumurtaları ve kırmızı toz biberi döktüm. Cenk ve özellikle Can zor doyduklarından oldukça fazla yapmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rakunlar
ActionBaşlangıç Tarihi: 02/02/2017 *Kapak tasarımı için EnesCLK'a sonsuz teşekkürler* Dünyayı on yıllardır kasıp kavuran ancak Türkiye'de hiçbir zaman yeterince ilgi göremeyen motor kulüpleri sonunda aradıkları şansı bulmuş ve büyük bir akım yaratmışlard...