30. Bölüm •Rakunlar Pub

3.3K 432 98
                                    

YAZARDAN NOT: Hepinize merhaba. Bölüme hoş geldiniz.

İşin açıkçası bir önceki bölümden bu yana oldukça değişik tepkiler alıp oldukça değişik şeyler hissettim.

Öncelikle anlamlandıramadığım bir şey var bölümün okunması 900'ü geçmişken neden 200 oyu bulmak neredeyse bir ay süreyi buldu? Eğer beğenmediğiniz için oy vermiyorsanız neden otuz bölüm okudunuz?

Bu süreç beni bir hayli hayal kırıklığına uğrattı, bunu saklayacak değilim. Ama başka bir şeyi daha fark ettim, oy sınırı koymak hayalet okuyuculara bir etki yapmadı. Bölümleri düzenli okuyarak kitabı seven ve benim değer verdiğim okuyucularıma zarar verdi. Her gün en az birinizden abla sınırı geçemedik ama bir bölüm atabilir misin tarzı mesajlar aldım ve gerçekten merak içerisinde beklediğinizi fark ettim. 

O yüzden bundan sonra bölüm sınırı olmayacak ama hayalet bir okuyucuysanız en azından bölüm emredecek kadar alçalmamanızı umuyorum.

Eh, keyifli okumalar. 


25 Haziran 2018/ Ankara

Sınavdan çıkar çıkmaz telefonum çalmaya başlayınca şansıma şükrettim. Telefonu kapatmayı unutarak girdiğim sınavdan çıkar çıkmaz telefonumun çalması şans değil de neydi?

"Efendim?" diyerek yanıtladım Bulut'un telefonunu.

"Sınavdan çıktın mı diye aramıştım." dedi Bulut şen şakrak bir ses tonuyla.

"Çıktım, çıktım." dedim merdivenlere doğru yürüyerek.

Bir dersten finallerde kalıp bütlere girince diğerleri şans eseri bütün derslerinden geçtiklerinden yazın ortasında okula gelme şanssızlığında bir tek ben yer alıyordum.

"Tamamdır. Kulüp evinin inşaatındayız biz de sen de oraya gel diye aradım." dedi Bulut.

"Kim kim oradasınız?" dedim şaşırarak.

Alpaslan ile Kızılay'da buluşup Rakunlar Pub'ın gelişimine bakacağımız konusunda sözleşmiştik çünkü.

"Can ve ben varız sadece." dedi Bulut.

"Olmaz o zaman." dedim binadan çıkarken.

"Ne o, bizi beğenmiyor musun?" dedi Bulut güldüğünü belli eden bir ses tonuyla.

"Alpaslan ile buluşacağım. Sonrasında siz hala orada olursanız gelirim." dedim.

"Muhtemelen burada oluruz. Daha yeni geldik çünkü." dedi Bulut.

"Tamamdır, sonra görüşürüz." diyerek telefonu kapattım.

Yaz ayı olmasına rağmen oldukça ince olan yeleğim her zamanki gibi üzerimdeydi. Laflayan bir grup insanın arasından geçerken insanların aniden susup benden olabildiğince ancak fark ettirmeden uzaklaşmaya başladıklarını her zamanki gibi fark ettim.

Bir buçuk ay önce Sürü ile olan kavgamız da internete düşmüştü. Bu kez olaydan yırtmak için güçlerimizi kullanmamıştık ve mahkemeye çıkıp meşru müdafaa'da bulunduğumuzu beyan etmiştik. Avukat tutmamıştık, Alpaslan hepimiz için dosya hazırlamıştı zaten. Tek celsede beraatimize karar verilmişti.

Yine de insanların sandığı kadar masum olmadığımız ortaya çıktığından beri bir şekilde bizi tanıyan kişiler hariç herkes biraz uzak davranmaya başlamıştı. Ancak internetteki fan sayfalarımızda kavgamızda övünülecek bir başka konu olmaktan öteye geçmemişti. Hatta kavgadan sonra fan sayısı yine bir hayli artmıştı.

RakunlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin