Rakunlar

29. Bölüm •Festival

YAZARDAN NOT: Merhabalar canımlar, Rakunlarım. Şimdi fark ettiğiniz üzere dün yayımladığım bölümün sınırı henüz dolmadı ancak bugün bir şey fark ettim ki bugünü boş geçemeyeceğime karar verdim.

Bugün Rakunlar'ın birinci yılı! O yüzden dedim ki bir seferliğe mahsus olarak bölümün sınırı dolmadan yayımlayayım çünkü Rakunlar artık bir yaşında!

Birlikte geçirdiğimiz bir yıldan son derece memnunum ^-^ Ailemiz daha da büyürken ikinci yılımızı da kutlayabiliriz umarım *gururlu anne pozlarında yazar emojisi*

Yine de bir sonraki bölümün gelebilmesi için hem önceki bölümün hem de bu bölümün sınırı dolmalı *ehehehehhe*

Bir de bu kadar erken gelen ve birinci yılın şerefine gelen bölümde (bol bol aksiyon da var) satır içi yorumlarınızı da eksik etmezsiniz diye düşünüyorum ^-^

Sizleri seviyorum, keyifli okumalar ^-^

Bu bölümün sınırı: 200 oy, 500 yorum

Elimdeki kısa mektuba bir kez daha baktıktan sonra diğerlerinin de okuması için masaya bıraktım. 

Sıkıntıyla ellerimi saçlarımdan geçirdim.

"Ne halt edeceğiz şimdi? Eğer intikam almazsak Hells Angels ağzımıza sıçacak, alırsak da Sürü." dedi Deniz mektubu nefretle masaya bırakarak.

Herkes bir cevap bekleyerek bana bakmaya başladığında kararırımın değişmediğini fark ettim.

"Önünde sonunda bunun olacağını biliyordum. Bulaşık ve Ufaklık sonunda bize saldıracaktı bir gün. Eh, her şekilde Hells Angels'ın saldırısına uğramaktansa Sürü'nün saldırısına uğramayı tercih ederim. Şimdilik soruşturmamızı sessizce yürütelim." dedim.

"Yani Teoman olayını soruşturmaya devam ediyoruz?" dedi Can.

"Evet." dedim.

"Öyleyse isteğimde ısrarcı olmak zorundayım Başkan." dedi Can bana bakarak.

Can'ın gözlerinin içine baktığımda bu rütbeyi ne kadar istediğini görebiliyordum, her zaman sevdiklerini korumayı kendine görev edinmişti zaten.

"Öyle olsun bakalım Can. Bundan sonra disiplin kurulu başkanımız sensin. Kalan rütbelere de en kısa sürede karar vereceğim. Bu arada Cenk'in olumlu ve uyumlu davranışlarını sürdürdüğünü görüyorum. Üstelik herhangi bir egosu da yok ki buna şaşırdığımı itiraf etmeliyim. Bir kulüp başkanlığını bırakarak bize katıldığını düşünecek olursak yüksek bir ego beklentisi içerisindeydim." dedim.

"Evet, beni de şaşırttı. Ama iyi bir çocuk ve motorlar hakkında da bilgili." dedi Alpaslan beni onaylayarak.

"O yüzden onu çaylaklığa terfi ettirmemizi öneriyorum." dedim.

Herkes hemen onaylayınca şaşırsam da hafifçe gülümsedim. Onlar da benim kadar kulübü ciddiye aldıklarından her an gözlem yapmaya devam ediyorlardı ve Cenk'in standartlara uygun olduğunu hepsi fark etmişti. İçinde bulunduğumuz durumlarda kaybedecek vaktimiz de yoktu. Yeni üyelere en kısa sürede ihtiyacımız vardı ama yine de standartlarımıza uymayan birini de kabul edemezdik.

"Öyleyse çaylak olduğunu ona haber verirsiniz. Deniz, Cenk'in koçu sen ol. Onu iyi eğiteceğine güveniyorum. Bulut, sen bundan sonra Rüzgar'ın eğitimi ile ilgilen. Can, güvenliği sağlamakla meşgul olabilir. Alpaslan araştırmalara başlamadan önce yelek işini de halletmeni istiyorum." dedim.