18. Bölüm •Hainler

3.9K 374 221
                                    

YAZARDAN NOT: Merhaba pek sevgili Rakunlarım, bu haftaki bölüme hoş geldiniz. Bu hafta ufak bir duyurum var onu yapıp hemen sizleri yeni bölümle baş başa bırakacağım.

Bölümler biter bitmez yeni bölümü sormanız beni mutlu ediyor, bence bu kitabı beğenerek ve sabırsızlanarak okumanızın bir göstergesi. Ancak bu işi abartan bazı okurlarım var. Arkadaşlar benim hayatımdaki tek görevim Rakunlar'a yeni bölüm yazmak değil. Ben de bir üniversite öğrencisi (bölümüm zaten yeterince zorlamakta), evine karşı sorumlulukları olan bir birey, ailesine işlerinde yardımcı olan bir evlat ve yeni okula başlamış kardeşine yardımcı olmak zorunda olan bir ablayım. 

Güncellemem gereken dört adet kitabımın yanı sıra Unutulmuş Türkiye'nin basıma yetiştirmeye çalıştığım ikinci kitabı da var. Eh bütün bu yoğunluğun içerisinde bir insan olarak bunaldığım ve kafamı dağıtmak için bir film izleyesim ya da dışarı çıkıp gezesim de geliyor. Bütün bu koşuşturmaya rağmen sizlere verdiğim söz yüzünden Rakunlar'a her hafta yeni bölüm atmayı başarıyorum ancak elimden gelenin en fazlası da bu. Yoksa ben de her gün Rakunlar'a yeni bölüm yazıp sıralamalarda yükselmeyi ve zirvede kalmayı biliyorum ancak dediğim gibi elimden gelenin en fazlası bu.

O yüzden rica ediyorum emredici bir tonla yeni bölümü ısrarla istemekten vazgeçin. Yeni bölüm, yeni bölüm bekliyoruz vb. yorumlara hiçbir itirazım yok, daha önce de dediğim gibi bunlar sizin beğeninizi ve sabırsızlığınızı gösteriyor benim için. Ama hadi artık yaz şunu, bu kadar zamandır bekliyoruz, nerede kaldı yeni bölüm yazsana artık gibi yorumlarınız işin dozunu biraz kaçırıyor benim gözümde. *ne kadar da ciddi bir yazar demeyin diye buraya emoji ekleyen yazar emojisi*

Bunu dile getirdikten sonra geçen bölüm birçok yorum yapan ahmetburak135 adlı okuyucuma bu bölümü ithaf ediyor ve sizi yeni bölümle baş başa bırakıyorum.

Bu arada satır içi yorumlarınız tadından yenmiyor, sizlerin yorumları sayesinde yazma isteğim artıyor o yüzden yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.

Hepiniz ayrı ayrı seviliyorsunuz sizleri rakunların kaçırması dileğiyle efendim.


"Her neyse konumuza dönelim. Ben hala üyelik için Rüzgar'ı öneriyorum." dedi Can.

"Neden Rüzgar konusunda bu kadar ısrarcısın?" diye sordum konunun tekrar Rüzgar'a gelmesinden rahatsız olarak.

"Son zamanlarda onu tanıdıkça bize gereken kişilerden birisi olduğunu düşünmeye başladım. Hem yedi kişiye de ulaşmamız gerekiyor, biliyorsun." dedi Can.

"Yedi kişiye ulaşmak için önümüze geleni kulübe alacak değiliz. Rüzgar öyle bir geçmişe sahipken onu kulübe kabul etmeyi nasıl düşünürsün? Yanımıza bir üyeden daha fazlasını alıyoruz biliyorsun Can. Biz resmen ailemize kardeş seçiyoruz ve sen Rüzgar'ı öneriyorsun! Ben o insana nasıl kardeşim diyeceğim? Yeri geldiğinde canımı ona nasıl emanet edeceğim?" dedim sinirle.

"Fazla ön yargılısın Devrim. Onu tanımak için çaba bile harcamadın!" dedi Can sesini yükselterek.

"Peki sen? Geçmişini bir anda unutup onu kardeş olarak kabul etmek için ne kadar tanıdın onu? Sen ve Rüzgar farklı kişilersiniz Can, herkes ikinci bir şansı hak etmez." dedim soğuk bir ifade ile.

Alpaslan ve Deniz neden bahsettiğimi anlamasa da Bulut ve Can anlamışlardı.

"Benimki ön yargı değil devrim, aksine ben olayı her iki yandan da görebilecek tek kişiyim. Rüzgar'a karşı çok sertsin." dedi Can.

"İki kişinin hayatının sonlanmasına yardım etti o!" dedim.

"Rüzgar o şartlarda elinden gelenin en iyisini yaptı. Hayatın boyunca hiçbir yanlış seçim yapmadığından Rüzgar'a karşı böylesin ancak hatalı yolları seçmek de hayatın bir parçası. Bizler asfalt yolda doğduk diye sürüşümüz bu kadar pürüzsüz. Peki ya onun gibi toprak yolda doğsaydık? Asfalta çıkmak için böylesine toz pembe bir dünyayı görmüş birini suçlayabilir misin?" dedi Can.

RakunlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin