33. Bölüm •Sadık

2.5K 325 107
                                    

YAZARDAN NOT: Merhabalar efendim, yeni bölüme hoş geldiniz. *tam olarak bu satıra ne kadar harika olduğumdan bahsedebilirsiniz*

Şimdi şaşıranlar olacaktır, yeni bölüm neden bu kadar erken geldi diyenler olacaktır. Aslında bu bölümü dün yayımlamayı çok istemiştim ancak özel sebeplerden ötürü bugüne kaldı.

Benim için çok değerli olan ve bu kitabın doğuşunda da bölümlerinin düzenli gelmesinde de bana yardımcı olan bir okurumun (artık daha çok baş kuzucuklarımdan birisi olmuş bir arkadaşım diyebilirim) dün doğum günüydü. Rakunlar'ı da severek takip ettiğinden ve aynı şehirde yaşamadığımızdan ona hediye olarak bir yeni bölüm hediye etmek istedim. Doğum günün kutlu olsun Enes! İyi ki varsın kuzum, on sekiz yaşının tadını çıkart! *hala yirmi yaşında olmanın ağırlığını kaldıramayan yazar emojisi*

Bu tamamen Enes'in doğum günü için gelen bir bölüm olduğundan bu haftanın bölümü ayrıca gelecek. (Ne? Bir haftada üç bölüm mü?) *Bu satıra da ne kadar harika bir yazar olduğumdan bahsedebilirsiniz (iyice yüzsüzleşmiş yazar emojisi)*

Keyifli okumalar, oy ve yorumlarınızı unutmayın lütfen ^-^





Kulüp evine gittiğimizde tam tahmin ettiğim gibi Sürü'nün buraya uğradığını ancak zaman kaybetmeyerek burayı terk ettiğini gördüm.

İçerideki eşyaların ufak bir kısmını ters çevirip, oraya buraya fırlatmışlardı ancak bir zarar yoktu.

"Hiç kimse yanından silahlarını ayırmasın, kendi kulüp evlerine gitmeden önce buraya tekrar uğrarlarsa ve bizi burada görürlerse başımız kesinlikle derde girer." dedim.

"Ben yukarı çıkayım, oradan kontrol etmek daha kolay olur etrafı." dedi Cenk ve yukarı kata yollandı.

Gerginlikle bilgisayardan kameraları kontrol eden Rüzgar'ın başında dolanıyordum.

Diken üzerinde geçen kırk dakikanın ardından sonunda Rüzgar

"Kulüp evine giren üç üye var!" dedi

Hepimiz kameranın başına toplanıp olanları izlemeye başladık. Üç üye kulüp evine girerken Rüzgar, Selin'in üzerine yerleştirdiğimiz sahte bombanın zamanlayıcısını çalıştırdı.

Üç adamın odaya çıkması kısa zaman aldı, muhtemelen duman kokusunu takip ederek yukarıya ulaşmışlardı. Adamları binanın içinde Gri'nin odası hariç kamera yerleştirdiğimiz bir yer olmadığından bir süre göremesek de Gri'nin odasına girdikten sonra tekrar takip etmeye başlamıştık.

Adamlar yüzlerinde büyük bir katıksız dehşet ifadesiyle telefonlarına sarılarak Gri'yi ararken Rüzgar onları en iyi gören kameraya giriş yapınca ses de gelmeye başladı. Selin'in ağzındaki bant yüzünden gelen korku dolu sesi ve telefonu artık kapatmış kendi aralarında korkuyla konuşan üç üyenin sesleri birbirine karışıyordu.

Gri on beş dakika kadar sonra odada belirmişti, içeriye rüzgar gibi eserek girip ardı ardına bizi ve yedi ceddimizi de kapsayan küfürleri ardı ardına sıralarken kızının ağzını açıp (diğer üç üye kıza hiçbir şekilde dokunmaya cesaret edememiş hatta olabildiğince uzakta durmayı tercih etmişlerdi) ne olduğunu sorarken sayacı görüp biran soluksuz kaldı.

"Başkan, üç dakika diyor." dedi sessizliği bozan bir güvenlik.

Kablo aynı zamanda Selin'i bağlayan kablolarla da karıştığından Selin'i çözüp kurtaramıyorlardı. Gri çaresizlikle

"Bir şey yapın! Birilerini çağırın!" diye bağırıyordu.

"Polisi arayalım mı?" dedi birisi.

RakunlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin