84. Bölüm •Onay

1.4K 160 71
                                    

YAZARDAN NOT: Merhabalar Rakunlarım! Yeni bölüme hepiniz hoş geldiniz. Bu hafta söyleyecek pek de bir malumatım olmadığından sizleri yeni bölümle baş başa bırakayım. 

Hepinizi çok çok pek çok seviyorum, hepinize keyifli okumalar ^-^

Oy ve yorumlarınızı unutmayın lütfen ^-^<3



-Can-

Orman derin bir iç geçirdikten sonra

"Yapmayacağım. İnsan sevdiklerine zarar vermez." dedi.

"Verir." dedim ve devam ettim.

"Ben verdim."

Orman, tartışmaya başladığımızdan beri ilk kez duraklayarak bana baktı.

Orman'ı kulüpte istemediğime emindim ama Orman'ın kötü biri olmadığından da bir o kadar emindim. O yüzden onu kulübe kabul etmeyecek olsam da başımdan geçenleri ona anlatarak aynı hataları onun yapmasına engel olacaktım, olmalıydım.

Orman'a izleyici yerlerinden birini işaret ederek ona işaret ettiğim yerin yanına oturdum. Orman sessizce yanıma oturduğunda anlatmaya başladım.

"Devrim ve Koray ile arkadaşlığımın çok eskiye dayandığını biliyorsundur. Tanıştığımızda daha çocuktuk. Ama o zamanlar üç arkadaş değildik, beş arkadaştık. Aynı mahallede oturur, aynı okula giderdik. Diğer ikisi kardeşlerdi, tıpkı Devrim ve Koray gibi. Tek olan bendim ama hiç biri bana bunu hissettirmezdi.

"Kardeşlerin arasında bir yaş vardı, yine tıpkı Devrim ve Koray gibi ama tek fark onların ikisi de erkekti. Yaşı büyük olanın ismi Harun'du, küçük olanınsa Umut. Harun tıpkı benim gibi kolay sinirlenen biriydi, grup en çok ikimizin kavgasından çekerdi. Koray sadece yaramazlık peşindeydi, Umut'sa içimizde tek sessiz sakin olandı. Devrim'se ta o zamanlardan bir liderdi, biz Harun'la ne kadar tartışırsak tartışalım her zaman en son Devrim'in dediği olurdu." dedim buruk bir gülümseme ile.

O zamanları hatırlamanın hüznü boğazımda ağrılı bir düğümlenmeye neden olsa da devam ettim, devam etmek zorundaydım.

"O olay yaşandığında Harun, Devrim ve ben yedinci sınıftayken Koray ve Umut ise altıncı sınıftaydı. Ta o zamanlarda bile heyecan peşinde koştuğumuzdan uzun tenefüste gizlice okulun çatısına çıkıyorduk. Çatıda ise bir kat yüksekliğinde depolama için kullanılan baraka gibi bir yer vardı ve onun tepesine de çıktığımızda sanki bir bok oluyor gibi etrafı izliyorduk. Harun ve ben her zaman tartışacak şeyler bulabildiğimizden o gün de saçma sapan bir konu üzerine tartışıyorduk sonra işler ciddileşti ve nasıl olduğunu anlamadan biz kavga etmeye başladık, diğerleri de bizi sakinleştirmeye çalışmaya başladı. Biz karşılıklı itişirken Devrim bağırarak bizi sakinleştirmeye, bir derdimiz varsa aşağı inip öyle çözmemizi söylemeye başlamıştı ama onu umursamıyorduk.

"Sonunda bizim itişmelerimizi ayırmak için Koray ve Umut araya girmeye çalışmıştı. Güçlü olan ben olduğum için Harun'u benden uzaklaştırmaya çalıştılar ama sonunda o hengamede ben Harun'u itmeye çalışırken Umut'u ittim ve o aşağıya düştü."

Kısa bir süre durakladıktan sonra hayatımda yaptığım en zor şeylerden biri olsa da anlatmaya devam ettim.

"O kadar yüksek değildi, çoğu yetişkinin boyundan bile kısa bir yerdi. Umut'u itmek istememiştim. Hatta Harun, Umut'u itenin ben olduğumu bile anlayamamıştı, kimse anlayamamıştı. Ama bunların hiçbir önemi yoktu. Umut aşağı düştü. Biz onun kalkıp bize kızmasını, kendimize gelmemizi söylemesini beklerken o hareketsiz kaldı ve bir daha asla ayağa kalkamadı. Bir daha asla yürüyemedi."

RakunlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin