Kör Duygular

Lavanta

Alarmın çalınca oflayarak oturduğum yerde söylendim. Daha doğru düzgün dinlenememiştim. Koşu vakti gelmişti.

Burnuna yumuşak bir şey değince huylanarak yüzümü buruşturdum. Ta ki lavanta kokusu burnuma gelene kadar.

"Lavantaları sevdiğini biliyorum." diyen Tuna ile gülümseyerek elinden lavantayı aldım.

"Lavanta çiçekleri mor, mavi ve menekşe gibi çeşitli renklerde gelirler. Sende eskiden lavantayı çok seviyorsun diye saçını bu renklerde boyamıştın." dedi.

"Bu bir, iki sene önceydi. Nereden biliyorsun?" diye sordum.

"Bilemiyorum." deyince somurttum.

"Lavanta boyutları ve kokuları ile ünlüdürler. Çiçek, sessizliği, sadakati ve şansı simgeliyor." deyince "Baya bilgilisin." dedim.

"Belki de bende bazı konularda sessiz, istediğimi aldığımda sadakatli ve şans istiyorumdur." dedi.

"Bu konuyu daha da açmanı isterim." dedim.

"Şimdilik açmasam da olur." deyince "Sen bilirsin." dedim.

"Şu an elinde bulunan mor lavanta eşsiz, muhteşem ve zariftir. Aynı senin gibi." demesi ile "Fazla vıcıklaştın." dedim.

"O zaman kaldır kıçını. Koşuya gidiyoruz." dedi.

Ayağa kalktım ve "Lavantaları nereye koyabilirim?" diye sordum.

"Senin için onları taşıyabilirim." deyince lavantaları eline verdim ve "Böyle hizmet et, aferin." dedim.

"Sen beni mi kullanıyorsun?" diye sorunca sırıttım.

"Hadi oyalanmadan koşuya çıkalım." demesiyle "Dışarı mı çıkacağız?" diye sordum.

"Yeni bir park açılmış. Parkın içinde koşu için alan da var. Belki oraya gideriz diye düşünmüştüm." dedi.

"Dışarı çıkmak tehlikeli olmaz mı?" diye sordum endişeyle.

"Gerekli ayarlamaları yaptım." deyince heyecanla "Gidelim hadi." dedim.

"Nereye?" diye sorarak yanımıza gelen Sinan'a "Koşuya." dedim.

Hevesle "Bende geleyim mi?" diye soran Sinan'a tam "gel" diyecektim ki Tuna "Çalışması için gidiyoruz. Öyle eğlenmeyeceğiz ve iki farklı tim ajanı ile görülürse aldığım önlemler az kaçabilir." dedi.

"Doğru diyorsun." diyen Sinan'a tam bir şey diyecekken Tuna elimden tuttu ve "Öyleyse görüşürüz." dedi.