Kör Duygular

Bomba

"Bomba, içi patlayıcı ve yanıcı madde ile  dolu, bir ateşleme düzeni ile donatılmış, madensel küre biçiminde yok edici ateşli silahtır." diyen Selçuk ile ofladım.

"Dersimde oflayana ödev veririm." deyince "İlkokul öğretmeni misin, sen?" diye sordum.

"Herkesin seviyesine göre farklı muamele yapıyorum." deyince suratımı buruşturdum.

"Bombanın yapısından anlatmaya devam edeyim." deyince "Et." dedim.

"Genellikle bombalar dört bölümden meydana gelir. Bu bölümler; dış kılıf, bombanın havada dengeli bir şekilde gitmesini sağlayan kanatçıklar, tapa ve tapayı ateşlemeye yarayan düzenektir." deyince "Anladım." dedim.

"Bombalar hedeflerine farklı biçimlerde gönderilebilir. Uçaktan bırakılabilir, bir roket ile fırlatılabilir, elle atılabilir ya da hedefe daha önceden yerleştirilip bir zaman ayarlayıcısı ile patlatılabilir." dedi.

"Bunları biliyorum. Daha doğrusu herkes bilir." dedim.

"Evet. Dizilerde filmlerde buna çok fazla örnek var. Yine de söylemek mecburiyetindeyim." dedi.

"Neyse devam et." dedim.

"Şimdi hep karıştırılan bir noktaya geleceğim. Füze ile bomba farklıdır. Bombalarda, top mermiside bulunan sevk barutu gibi itici bir madde bulunmaz ama ilk bombalar top mermisini anımsatıyordu ve barut doldurulmuş metal bir küre görünümündeydi. Ağır ve yavaş yanan bir fitille ateş edilerek patlatılıyordu." derken konu ilgimi çekmişti.

"Düşman siperlerine elle ya da havan topu ile atılan bu bombalar ilk defa 16. yüzyılda kullanıldı." dedi.

"Kriptoloji bölümünden bomba imhaya geçmek istiyorum." dedim.

"Bomba imhada bir yanlışta gidersin." deyince "O kadar kıyafet giyiliyor. Korunurum." dedim.

"Bomba imha uzmanlarının giydiği o kıyafet onları korumuyor. Bomba patlarsa cesedin parçalarını bir arada tutmasına yarıyor." deyince sessizce yutkundum.

"Kriptoloji alanı iyidir ya." dedim.

Selçuk bu dediğime gülerken "Devam edelim mi?" diye sordu.

"Evet, edelim. Bu konu ilgimi çekti." dedim.