1

974 69 14
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





Bölüm 1

Kan ter içinde kalmıştı. Yastığın altından çıkarmış olduğu elini, yatağın yanı başına doğru uzatırken tek hedefi ısrarla çalmakta olan alarmını kapatmaktı. Neden bu saatte çaldığı hakkında en ufak bir fikri dahi yoktu üstelik! O sabahları uyanmazdı ki? Yani… Sabahlar ve erken kalkmalar ona göre değildi. Uzun bir süredir barlarda çalıştığından bu hep böyleydi. Esneyerek başını duvar tarafına çevirdi. Burnu kırışıp, ağzından akan salyasının üzerine doğru yanağını bastırırken koku yüzünden inledi. Aptal telefonunun aptal alarmı yeniden çalmaya başladığında homurdanarak başını yastığından kaldırıp, komodine yöneldi. “Seni aptal akıllı telefon bozuntusu! Ne demeye çalıp duruyorsun?” diye bağırıp cep telefonunu eline aldığında ekranda yazan hatırlatmaya kaş çatarak baktı.

‘Yeni iş görüşmesi! Saat 10:00’da!’

Aval aval ekrana baktı bir süre. Ve kendisini bir anda dizlerinin üzerinde sonrasında evin içerisinde bağırırken buldu.

**

Hızlı hızlı dişlerini fırçalarken bir yandan da sevgili kuzenine laf anlatmaya çalışıyordu. Sinirinden boncuk boncuk terlerin aktığı alnını elinin tersiyle silerken ağzındaki köpüğü tükürüp “Kapa çeneni Zübeyde!” diye bağırdı “Sabah sabah seni çekemeyeceğim!”

“Yapma kuzen! Eğleniyorum şurada onu da bana çok görme!” diyerek banyonun kapısında beliren kıza aynadan ters bir bakış atarken, kuzeninin “Dur bakalım doğru anlamış mıyım?” demesiyle gözlerini bir kez daha devirdi. “Gecenin bir yarısında çalışmakta olduğun barda kavga çıkıyor ve müşterilerinden biri seni o kavgadan çıkarıp, üstüne üstlük sana iş teklif ediyor, öyle mi? Hem de bakıcılık?”

“Venimle valga geçme!”

“Ağzında köpük varken konuşma demedim mi ben sana Dilek!” diyerek çemkiren genç kız, kuzeninin ağzını çalkalamasıyla derin bir nefes alıp içeriye yöneltti adımlarını. Dilek, aynanın karşısına geçmiş üzerindeki kıyafetlere bakıyordu. Kuzeninin “Adamın sana hanım hanımcık giyinmeni istediğini söyledin” demesi üzerine başını sallarken “Takım elbisem yok!” diyerek aynadan kuzenine şeytani bir bakışla bakarak göz kırptıktan sonra Zübeyde “Her neyse, umarım senin için güzel sonuçlanır” deyip içten bir şekilde gülümsedi. Dilek, yatağın üzerindeki çantasını eline alıp kapıya doğru ilerledi. Kuzeninin yanaklarından öperek içini çekerken, kapıyı açıp dışarı çıktı. Geç kalmak üzereydi. Geç kalacağını adı gibi biliyordu. Bu yüzden adımlarını hızlandırdı ve koşmaya başladı.

Yoldan geçen bir taksiyi durdurup, kendisini arka koltuğuna bıraktığında dün gece adamın yazmış olduğu adresin bulunduğu kâğıdı şoföre uzattı ve arkasına yaslandı. Çantasının içinden çıkarmış olduğu özgeçmişine kısaca göz gezdirdiği sırada, cep telefonunun titremesiyle elini çantasının içine atıp telefonu dışarı çıkardı. Ekranda beliren isme bakıp, kaşlarını çattığı sırada açılan mesaj dudaklarının gerilmesine, gözlerinin kısılmasına neden olmuştu. Derin bir nefes aldı. Kahverengi gözleri ardı ardına kırpışıp dururken sadece iş görüşmesine odaklandı. O görüşmeden alnının akıyla çıkmalıydı.  Aksi takdirde kendisi için olacakları düşünemiyordu. Özellikle de İstanbul gibi bir şehirde!

6 ÜSTÜ 1 AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin